ÖĞRENİLMEYEN GEÇMİŞİN GELECEĞİ YARATMASI DÜŞÜNÜLEMEZ…
Büyük Özgürlükler Sözleşmesi olan Magna Carta 1215 yılında imzalandı.
Sözleşmenin özü; Hukukun İngiltere Kralının isteklerinden üstün olmasıydı.
Özgür hiç kimse, ülke yasalarına göre adil yargılanıp hüküm giymeden tutuklanmayacaktı. İnsan hakları soyut bir kavramdan çıkarılıp, hukuki ve siyasal bir düzen içinde somut olarak gerçekleşecekti.
Hiç öyle olamadı!
Tüm anayasalara temel taşı olan Magna Carta günümüze kadar ne yazık ki bunu başaramadı.
Söylemde güzel olan şeyleri eylemde bir türlü gerçekleştiremeyen insanoğlu ne eziyetler çekecek, ne büyük bedeller ödeyecekti.
19. yüzyıl başlarına kadar süren engizisyon; insanı da, haklarını da yerle bir edecekti.
İnsanlık tarihinin gördüğü en büyük dehalardan biri olan Galileo ölüme mahkûm edilecek ama yine de dünya dönüyor diyecekti.
Başka bir coğrafyada doğan Nesimi; bir şiirinin her dörtlüğünün sonunda yer alan o muhteşem dizeleri nedeniyle boynu vurulacak, derisi yüzülecekti.
Henüz elli yaşında değildi…
İblisin talim ettiği yola minnet eylemem,
Rızkımı veren Hüda’dır, kula minnet eylemem,
Yeryüzünün halifesi hünkâra minnet eylemem
Öğrenilmeyen geçmişin geleceği yaratması düşünülemez.
Belgeli dün varken, bugün aklın alamayacağı şeylerle karşılaşıyoruz.
İyi, doğru ve güzeli evrensel hukukla bir türlü buluşturamıyoruz.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin beşinci maddesi gereği hiç kimseye işkence yapılamaz, zalimce insanlık dışı veya onur kırıcı davranışta bulunulamaz veya ceza verilemez.
Kulağa çok hoş geliyor.
Ya ülkelerin sicilleri?
Şimdi günümüze, acılarımızın sarılmaya çalışıldığı günlere dönüyoruz…
İmar yönetmeliği ile ilgili kararnamelerde, yönetmelikle ilgili hükümleri Çevre, şehircilik ve iklim Değişikliği Bakanlığı yürütür. Yani hem yürütür hem de sorumluluğu vardır.
Kısaca, bakanlığın yapılaşmaya ait her türlü mevzuatı hazırlamak ve tüm uygulamaları denetlemek gibi bir görevi vardır.
İmar planları belediyelerce yapılır ve yaptırılır.
Önemli işlevleri vardır;
Genellik ilkesi,
Geniş kapsamlılık ilkesi,
Uzun süreli olma ilkesi,
Zorunluluk ilkesi,
Nesnellik ilkesi,
Açıklık ilkesi,
Esneklik ilkesi,
Sanki benim yazarken yorulduğum ilkeleri yalnız müteahhitler çiğnemiş gibi sadece onlar yakalanıyor veya kaçıyorlar. Güya bunların hiç birinden belediyeler ve imar komisyonları sorumlu değil.
Birkaç göstermelik tutuklama ilgimizi çok çekmiyor.
İlgili bakanlık ve sorumlu birimlerin sanki hiç günahı yok!
Toplumun ikna olabilmesi için kim/kimler bedel ödeyecekse bir an önce gerçekleşmelidir.
Toplum, rantı yüksek yerlerde değil, bahtı yüksek yerlerde konumlandırılmalıdır.
Devletin şemsiyesi bu günler için vardır…
Can kayıplarımızın, yaralılarımızın ve acılı ailelerin feryatlarının mutlaka bir/birkaç sorumlusu vardır. Devlet; hataları ve ihmalleri görmezden gelemez.
Acı ve öfkenin birlikte yaşandığı bir ortamda devletin kucaklayıcı ve koruyucu görevi sorgulanmaktadır. On ilin yaşadığı, dünyanın en büyük felaketinde STK’ların inisiyatifi öne çıkmıştır. İlk günlerde asker enkaz kaldırma çalışmalarında bulunamamış, ölümlerin önemli bir kısmı hipotermi yaşayarak gerçekleşmiştir.
Devletin görevi; kişilerin ve toplumun refah ve huzurunu sağlamaktır. Bunun için kimsenin özel durumu, kimliği, görevi ve aidiyeti dikkate alınmamalıdır.
Bunlar yapılırken devletin önce kendini sorgulaması kaçınılmazdır.
Toplum aktif olarak olanları takip etmekte, sonuçlarını değerlendirmektedir.
Konuşma; insanın aklını kullanma sanatıysa eğer, söz ile öz arasında öğreneceğimiz/öğreteceğimiz çok şey vardır.
Her insanın dünyası biraz Nesimi biraz Galileo ruhunu taşır/taşımalıdır…
Öyleyse şimdi konuşma zamanıdır…
Saygı sevgi ve inançla,
Kemal YALNIZ/İktisatçı
Kemal YALNIZ/kentekrani
Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız
www.kentekrani.com 26 Şubat 2023