ERTELEME’NİN DAYANILMAZ CAZİBESİ: SONRA HALLEDERİM!

0
ERTELEME’NİN DAYANILMAZ CAZİBESİ: SONRA HALLEDERİM!
“Erteleme” akademik çevrede ve özellikle öğrencilerde oldukça yaygın görülen bir alışkanlık.
Kişinin yetiştirmesi gereken işleri yapmaktan kaçınması veya sonraya bırakması olarak özetlenebilir.
Erteleme davranışı,tekrarlanarak çok ileri boyuta geldiğinde ise tıp dilinde ‘’Procrastination” hastalık olarak geçiyor.
İnsana kendini oldukça kötü hissettiren erteleme alışkanlığı, son otuz yılın araştırılan önemli konulardan biri haline gelmiş durumda.
Konuyla ilgili biraz araştırma yaparken makale yazan kişilerin, o makaleyi nasıl ertelediklerine değinmiş olması da oldukça dikkat çekici.
Tarihe dönüp baktığımızda “erteleme” nin ün salmış isimlerinden, Fransa’nın en büyük yazarlarından Victor Hugo çıkar karşımıza.
Hugo’nun en önemli özelliklerinden biri işlerini sürekli ertelemesidir.
“Sefiller” kitabını bu özelliği nedeniyle tam 17 yılda bitirebilmiş.
Hugo; yazarken ilham gelmediğini hissettiğinde dışarıya çıkmamak için tüm kıyafetlerini çıkarır, hizmetlisine verip dolaba kitlemesini ister, daha sonra da yazmaya  devam edermiş.
Kim bilir belki de  ‘’Sefiller’’ kitabını çırılçıplak yazdı Hugo!
“Erteleme” 6 Eylül olarak enteresan günler takviminde bile yer alır.
Ama ertelemeciler hemen sevinmesin.
Aslında bu özel gün onlara karşı: “6 Eylül Erteleme ile Mücadele Günü”
Burada da insan bir “erteleme” eylemi aramıyor değil: Acaba 5 Eylül tercih edilecekken ertelenerek 6 Eylül mü belirlenmiş bu gün için ?
Hayır hayır, endişelenmeyin.
Eylül’ün 6’sının seçilme nedeni 5 Eylül’de kutlanan  “Birşeyler İçin Geç Kal Günü”nün ertesi günü olmasıdır.
Çoğumuz  ya kronik ya da daha hafif şekilde erteleme davranışı sergiliyoruz.
Masamızda bizi bekleyen ödevler, okunacak kitaplar, verilecek siparişler, ödenecek faturalar, gidilecek yerler, yetişmesi gereken yazılar… varken hepimize tanıdık gelen bu erteleme davranışını neden sergiliyoruz?
Peki, bu davranışın çözüm yolları var mı?
Yapılan araştırmalara bakıldığında  bu sorunun en önemli sebeplerinden biri mükemmelliyetçilik olarak öne sürülüyor.
Bu gruptaki insanlar “Daha iyisini yaparım ama  daha sonra yapacağım.”  diyerek işlerini erteleyebiliyorlar.
Burada Voltaire’in ‘’En iyi, iyinin düşmanıdır.’’ sözünü hatırlatmak gerekir.
Diğer sebeplerden biri de kendine uygun olmayanı seçmek, hedefleri kapalı olarak tanımlamaktır.
Sorunu aşmak  için bazı uzmanlar hedeflerin ayrıntılı olarak tanımlanmasını ve olabildiğince kısa vadeli olmasını öneriyor.
Yapılacak işlerin sonunda başarısız olma korkusunu da sebepler arasına ekleyebiliriz.
Oysa hayatımızı anlamlı kılan şeylerden biri başarısızlık değil midir?
Başarı insanı mutlu edebilir ama başarısızlıklardır bizi geliştiren.
İşlerimi tamamlamakta sık sık aklıma getirdiğim ve kendimde oldukça işe yaradığını gördüğüm çözümlerden biri yapılacak işler çoğaldığında hepsini aynı anda düşünmemektir.
Bu nedenle bir işi yaparken diğer işi olabildiğince düşünmemeye çalışıyorum ve işimi tamamladığımda ise kendimi ödüllendiriyorum.
Yazımın sonuna geldiğime göre şimdi kendimi ödüllendirebilirim.
Sevdiklerinizi ertelemeyin.
Aman ha,sevdiğinizi söylemeyi de sonraya bırakmayın!
 Merve İLHAN

 Merve İLHAN/kentekrani

Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 11 Ekim 2022