İstanbul’da ‘Aedes’ tehdidi!
İstanbul’da ‘Aedes’ türü sivrisineklerde artış yaşanıyor. Özellikle zika virüsü bulaştıran ‘Aedes’ türü sivrisineklerle mücadelede ilaçlamanın yeterli olmadığı belirtiliyor. Uzmanlar sadece ilaçlamanın yeterli olmadığını mücadele için çeşitli yöntemlerin kullanılması gerektiğini söylüyor.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Tıbbi Viroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kenan Midilli, artan sineklerin ‘Aedes’ ve ‘Culex’ türü olduğunu belirtti. Midilli, sadece ilaçlama yönteminin başarılı olmadığını söyledi.
Midilli, iklim değişikliği ile birlikte özellikle sivrisineklerde artış olduğunu belirterek, “Sivrisinekler çok fazla hastalığa vektörlük yapıyorlar, bunları taşıyorlar ve sokarken de insanlara bu hastalıkları bulaştırıyorlar. İstanbul için önemli olan iki cins var. Biri daha önce de burada var olan Culex cinsi. Culex cinsi ile özellikle Batı Nil Ateşi bulaşabiliyor. Daha önce Türkiye’de vakalar oldu ancak 2020 yılından beri Türkiye’de vaka yok. Kuşlardan kan emen Culex cinsi sivrisinekler insanlara da bulaştırabiliyorlar ama insanlar tekrar hastalığın yayılmasında rol oynamıyorlar. Batı Nil Ateşi’nin büyük bir çoğunluğu basit bir gribal enfeksiyon bulgularla kendi kendine iyileşen hastalık tablosu geliştiriyorlar” dedi.
Prof. Dr. Kenan Midilli, ilaçlama yöntemi ile sonuç elde edilmeyeceğini belirterek, “Aedes cinsi sivrisinekler, özellikle daha önceleri Afrika ve Asya’da yaygın olarak bulunan sineklerdir. Bunlar da zika virüsünü bulaştıran sineklerdir. Özellikle dünyada araba lastiklerinin dolaşımının artmasıyla birlikte bu sivrisinekler yayıldı. Önce 1960 yıllarında İtalya’da girdi. Bize 2010 yılında batı sınırından giriş oldu. Şu an neredeyse tüm kıyılarımıza yayılmış durumda. İlaçlama yöntemi tercih edilen yöntemlerden bir tanesi ama uzun vadeli başarılı olan bir yöntem değil” dedi.
Midilli Çok çeşitli yöntemlerin bir arada kullanılması gerekiyor. Sivrisinekler, yumurtalarını su birikintilerine bırakıyorlar. Su birikintilerinin yok edilmesi lazım. Araba lastiklerinin içindeki sular, saksı diplerinin içinde kalan sular gibi alanları bile çoğalmak için kullanabiliyorlar. Etraftaki su birikintilerini kurutmak lazım. Bataklıkların kurutulması lazım, biyolojik yöntemler var, sivrisinek larvalarını yiyen balıklar var ama ilaçlama yöntemi çok geçerli bir yöntem değil çünkü çok agresif bir yöntem. İzlenmesi ve gerekli olan asıl kaynakların kurutulması gerekiyor” diye konuştu.