DİŞÇİ KOLTUĞU

0

 

ELLERİ KELEPÇELİ 70 YAŞINDA BİR MİMAR

Genellikle randevulu gidildiği için randevu tarihi yaklaştıkça huzursuzluğun artması kaçınılmazdır. İnsan, o koltukta kendisine yapılanı göremese de yapanı çok yakınında hissetmesi tarifi zor bir ruh halidir. Zamanın ne kadar uzun bir süreç olduğunu sadece yaşayan bilir. Anlatılması kolay değildir.
Bu süreçte yaşanılan korku, potansiyel olarak çekilen ağrıdan daha da beterdir.
Erişkinlerin tamamında dişçiye gitmek zaman zaman işkenceden farksız bir durum olarak algılanmaktadır. Herkesin bildiği ve yaşadığı bir şeyi Shakespeare çok güzel özetlemiştir;
’’ Acı, bir saati on saat yapar.’’
’’Dentofobi’’  diş hekimi korkusudur, her insanda ve her yaşta görülebilecek ortak bir fobidir. İnsan sağlığı için olmazsa olmaz diş hekimlerimiz sayesinde sonuç olumlu da olsa; diş ve dişçi koltuğu her zaman büyük travmadır!
Her hasta özgür iradesi ile seçeceği hekiminden ’’sinerji’’ yaratmasını bekler.
Çünkü sinerji,’’uyum’’ ve ’’ortak güç’’ oluşumudur. Bu nedenle hasta ve yakınının özgürce hekimini seçme hakkı vardır. Bildik bir hekim de olsa dişçiye gidiş yolculuğu normal koşullarda bile sıkıntılıdır.
Tüm diş hekimlerimizin affına sığınarak kişisel görüşlerimi aktardım.

Hal böyleyken…

Hiçbir şey gerçekten acıdan daha hızlı değil.
Öğrendiğimde içim kor gibi yandı. Dilsiz şeytan olup susanlara benzemektense size yazıp acımı biraz hafifletmek istedim.
Yaşadığım acıya şikâyetsiz kalamayacağım!…
Sayın Mücella Yapıcı’nın elleri kelepçeli olarak belki de hiç tanımadığı bir dişçiye götürülmesini kabullenemedim. Bu ülkeye çok değer kattığına inandığım 70 yaşındaki bir yüksek mimarın çektiği eziyeti iliklerime kadar hissettim.
Kelepçe; kaçma ihtimali olan, kendisi veya başkaları için tehlike arz ettiğine inanılan kişilere takılır.
Mücella Hanım bırakın 70 yaşında kaçmayı, cezaevi olumsuz koşulları nedeniyle belki de yürüme zorluğu çeken biridir. Kendisi dört kitabın derlenmesinde emeği olan, kentin en büyük odalarından birinin yöneticisidir. Ve çok deneyimli bir yüksek mimardır. Taksim Dayanışma Bileşenleri Platformu üyesidir.

Bu yazının konusu  ’’GEZİ’’ olmasa da;
Kent dayanışması adına, özgürlük ve
demokrasi ruhu adına, tarihe not düşmek adına şunları da söylemezsek eksik kalmış oluruz…
Gezi;
Çok ideolojili demokratik bir eylemdi.
Çok dil konuşuldu.
Çok kimlikliydi.
Çok dinliydi…
Anlaşma, katlanma ve hoşgörü hâkimdi.
Provokasyonlar hariç şiddet, hakaret ve vandallık yoktu.

Ve de tarihin nesnelliğini yansıtıyordu.

Dokuz yıl geride kaldı.

Şimdi ;

Dünya görüşünüz ne olursa olsun, bir dişçinin muayenehanesinde ve koltuğunda kelepçeli bir insanın varlığıdır düşünülmesi gereken.
Ve her insanın içini acıtmalıdır…
Ortak değerlerimizi acı ve kederler de belirleyebilmelidir…
Saygı, sevgi ve inançla,

Kemal YALNIZ/İktisatçı

Kemal YALNIZ/kentekrani

Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 3 Temmuz 2022