Erce Kaftan Yazdı; Süleyman Seba Beşiktaş’a başkan seçilebilir mi?
“Seba, hiç bir yakınını kulüpte işe almadı. Tabii ki zaman aynı değil ama kulübü arpalık yapmadı”
Rahmetli Süleyman Seba 5 Nisan 1926 doğumluydu. Yaşamını Beşiktaş’a adamıştı. 1984’ten 2000 yılına kadar Beşiktaş başkanlık koltuğunda oturdu. Başkanlığı süresinde Beşiktaş Futbol takımı; 5 Lig Şampiyonluğu, 4 Türkiye Kupası, 4 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 2 Başbakanlık Kupası ve 6 TSYD kupası kazandı.
Beşiktaş Kulübü’nün müzesi kupalarla dolarken, şerefli ikincilikler yeni neslin Beşiktaş sevgisiyle dolmasını sağladı. Beşiktaş Koleji, Fulya, Pendik, Yeşilköy, Akatlar gibi sayısız tesisleri Beşiktaş’a kazandırdı. Seba’nın bıraktığı mirasları; Fulya, BJK Koleji, Pendik, Yeşilköy Tesisleri’nin yerlerinde yeller esiyor.
Seba mütevazi bir memur emeklisiydi. Bir arabası bile yoktu. Sonra gelen başkanlar Türkiye’nin sayılı zenginleri olarak dikkat çekti. Beşiktaş’ı paraya boğacaklardı. Her gelen bilmem kaç milyon dolarla geldi. Seba, kulübü bırakırken 6 milyoncuk borç, zengin başkanlar yönetiminde 500 Milyon dolar oldu!
Süleyman Seba başkan olduğunda 58 yaşındaydı. Yarıştığı kişi de çok çok saygı duyduğu Beşiktaş’a büyük hizmetleri yapan Mehmet Üstünkaya’ydı. Kaybedenin kazananı tebrik ettiği kongre sonrası Üstünkaya ölümüne kadar Beşiktaş’ın hizmetinde oldu.
Peki size bir soru… Seba 1926 yılında değil de, mesela 1964 doğumlu yani bugün 58 yaşında olsaydı. Yine aşkla başkanlık seçimine katılsaydı Beşiktaş’ta kazanma şansı olur muydu?
Seba’nın hiç bir zaman bindirilmiş kıtaları yoktu. Seba, her derneğe, her gruba eşit mesafedeydi. Her Beşiktaşlı onun için değerliydi.
Seba, hiç bir yakınını kulüpte işe almadı. Tabii ki zaman aynı değil ama kulübü arpalık yapmadı. Bugün Real Madrid kulübünde 200 kişi çalışıyorken Beşiktaş’ta 650 personelin görev yapmasına izin vermezdi; Seba…
“Seba; amigo, yandaş kongre üyelerine bedava bilet dağıtmadı. Otopark kapısından yandaşları stada alıp alıp, localara dağıtmazdı.”
Oy uğruna, dernek başkanlarına Kartal Yuvası mağazaları tahsis edip, onlara ürün verirken çekleri ikişer, üçer yıllık kestirmezdi. Yandaşlarına ürün siparişleri vermezdi.
Eş, dost, yandaşlarına futbol okulu tahsisi yapmazdı, yapılmasına da izin vermezdi. Seba; amigo, yandaş kongre üyelerine bedava bilet dağıtmadı. Otopark kapısından yandaşları stada alıp alıp, localara dağıtmazdı. Dağıtmadığı için son 3 yılında aleyhine bağırdılar. Ama o tezahüratlara bir kere bile yanıt vermedi.
Şeytanın bile aklına gelmeyecek askıda bilet uygulaması Seba’nın yapacağı bir iş değildi. Böyle bir şey teklif edilmesi bile düşünülemezdi.
“Seba, Ayrılması gereken teknik adamla konuşur, anlaşır ve teşekkür eder yollarını ayırırdı.”
Seba, kulübün 5 kuruşu için hesap yapardı. Akşam kulüpten çıkarken elektriklerin kapalı olduğunu kontrol ederdi. Kulübün zor dönemleri oldu ama bir günden bir güne, “Elektrikleri bile ödeyemeyecek paramız yok” demedi.
Seba, Beşiktaşlıları kulübe üye yapardı. ‘Bu sizden, bu onlardan’ demezdi. Bazıları gibi fabrikasında çalışan birçoğu renkli takım taraftarlarını kulübün içine sokmazdı.
Seba, teknik kadro ve oyuncularla yaptığı sözleşmelere sadık kalırdı. Ayrılması gereken teknik adamla konuşur, anlaşır ve teşekkür eder yollarını ayırırdı. Teknik adam da, futbolcu da Seba’nın sözünün senet olduğunu bilirdi. Öyle kafasına göre teknik direktör değiştirip, o teknik adama 2.5 yıl havadan para kazandırmazdı.
Kulübü menajerlere emanet etmezdi. Aynı menajere defalarca transfer yaptırmadı. Menajerler, Beşiktaş’ın kapısının önünden geçemezdi.
Seba döneminde kongrelerde en önde; Rahmi Koç, Hüsnü Özyeğin, Tuncay Özilhan gibi iş insanları, Türkiye’nin önde gelen politikacıları, bürokrat, sanatçıları, Beşiktaş’ın unutulmaz sporcuları otururlardı. Kongrelerin ağırlığı vardı. Bugünkü gibi yandaşlar, çığırtkanlar en önde olmazdı. kongrelerin bir ağırlığı vardı.
O dönemde futbol çok endüstriyel değildi ama yine de kulübün zaman zaman nakit akışına ihtiyacı vardı. O zamanki sponsorlar bugün yoktu ama Seba rica etti mi, Beşiktaşlılar bir olup o parayı bulurdu. Çünkü başkanlığı makamının ağırlığı vardı. Seba, kulübün parası olduğunda öderdi o paraları. Öyle ‘Ver parayı al mazbatayı’ olmazdı.
Seba, oy uğruna otobüsle, uçakla Türkiye’nin dört bir yanından kongreye adam getirmedi, getirilmesine kesinlikle izin vermezdi. Beşiktaş’ın parasıyla organizasyonlar yapıp oy dilemedi. Kongre haftası İstanbul’da 5 yıldızlı otelleri ayarlayıp kendisine oy verecek kongre üyelerine tatil yaptırmazdı.
Seba, ser verirdi sır vermezdi. Basın mensuplarının ısrarlı soruları karşısında bir şey açıklamak istemediğinde “şeyi şey yaptık” dediği bile olmuştur ama hiçbir zaman ‘Beşiktaşspor’ dememiştir.
“Seba hiçbir medya patronuna “Rakibimi haber yapmayın” demedi.”
Seba, Beşiktaşlıydı, başka takım tutmazdı! Şampiyonluğu kazandığı Cumhurbaşkanlığı kupası maçı sonrası aynı uçakta yolculuk yapan ezeli rakiplerine ayıp olmasın diye oyuncularından sevinmemelerini istemişliği olmuştur ama başka takım şampiyon olduğu için bayrak asmamıştır.
Medya patronları Süleyman Seba’ya büyük saygı duyarlardı. Ama Seba bugünden bugüne hiçbir medya patronuna “Rakibimi haber yapmayın” demedi. O zaman yoktu ama ama eminim ki, Seba, kulübün YouTube kanalını da, internet sitesini ve sosyal medya hesaplarını rakibiyle eşik imkanlarla kullanırdı.
Seba’nın hiçbir yöneticisi barda, pavyonda olay çıkarmadı.
Hiçbiri de eşini dövdüğü iddiasıyla haber olmadı. Olsaydı o an Seba o kişiyi kapının önüne koyardı. Seba’nın makam odasının kapısı her zaman açıktı. Kulübe uğradığınızda kafanızı uzatıp, önünüzü ilikleyip onunla sıcak bir sohbet yapma şansınız vardı. Bugünkü gibi kulüp kapı duvar değil, başkan ve yöneticileri bodyguardlar korumazdı.
Maalesef, 2000 yılında Seba’nın emekli olmasını isteyenler 22 yıldır kulübe çöktüler ve koca çınarı çok büyük bir borç batağına soktular.
Bütün bunları yan yana getirdiğimizde görülen o ki; Süleyman Seba bugün 58 yaşında olsaydı ve Beşiktaş aşkıyla arkadaşlarıyla birlikte başkanlığa aday olsaydı başkanlık seçimini kazanamazdı.
Çünkü kongre çürümüşlüğünden nemalananlar bu çarkın bitmesini hiç istemezler. maalesef gerçek Beşiktaşlılar bu bitmeyen kötü tiyatroya izlemeye devam ediyorlar.
Bu devran ne kadar sürer onu bilemem. Ama Beşiktaş bu girdaptan bir şekilde çıkmalı. Bir şeyler yapılmalı…
Mekanın cennet olsun Beşiktaş’ın son başkanı Süleyman Seba…
Erce KAFTAN/Spor Yazarı
Erce KAFTAN/kentekrani
Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız
www.kentekrani.com 26 Şubat 2022