Yüzen Kent Projesi; Oceanix City

0

Yüzen Kent Projesi; Oceanix City

Birleşmiş Milletler, ilk olarak 2019 yılında yüzen şehirler ile kıyı bölgelerinde yaşanabilecek olası felaketleri önlemek için bir proje geliştirdiklerini duyurmuştu. Yeni yapılan açıklamaya göre, projenin sona gelindiği duyuruldu.

Küresel iklim değişikliğinin beklenen kötü etkileri, insanlar için gün geçtikçe daha çok önemli hal almaya başlıyor. Sert ve zor geçen kışlar, kuruyan göller, son yıllarda artan seller, fırtınalar, uzmanlara göre her yıl şiddetlenmeye devam edecek. Hatta, 2050’ye kadar aralarında İstanbul’un da yer aldığı dünyadaki büyük kentlerin 10’undan 9’u buzulların erimesinden kötü bir şekilde etkilenecek. Bu etkilerin bazıları deniz seviyesinin yükselmesinden dolayı kıyı kentlerinin yüz ölçümünün azalması, içme suyu kaynaklarına deniz suyunun karışmasına yol açabilir.

Birleşmiş Milletler bu sorunları önlemek amacıyla Oceanix City adını verdikleri konsept yüzen şehir tasarımını kamuoyu ile ilk olarak 2019 yılında paylaşmıştı. Danimarka kökenli mimarlık ofisi Bjarke Ingels Group ve yüzen şehirler üzerine uzmanlaşan Oceanix şirketinin Bjarke Ingels isimli bir mimarı, iklim değişikliğiyle ortaya çıkabilecek felaketlerin önüne geçebilmek için Oceanix City projesini tasarladı. Tasarımının öne çıkan özelliği, çevre dostu, sürdürülebilir ve güvenli bir gelecek imkanın sunmasıdır.

Ayrıca şirket deniz ekosistemlerini öldürmeden insanlığın yaşaması için temel ihtiyaçları olan, barınak, enerji, su ve gıda ihtiyaçlarını karşılayan teknolojilerle yeni bir endüstriye öncülük edeceğini de iddia ediyor.

Bu kentlerdeki en temel yaşam yeri mahallelerdir. 10.000 kişilik rahatlıkla yaşayabileceği şehir zaman içinde büyümek ve dönüşmek üzere tasarlanmış. 300 kişilik kendi içinde sürdürülebilir topluluklar, kendi kendini idame ettirebilecek şekilde tasarlanmıştır.

Mahalledeki tüm yapıların ağırlık merkezini yüzeye yakın oluşturmak ve rüzgar yüküne karşı koyabilmek için 7 katın altında tasarlanmıştır. Yapı malzemesi olarak çelik yerine bambu kullanımını planlanmıştır. Bu sayede karbon ayak izinin azaltılması sağlanacaktır.

Şehrin tasarımı altı mahalleyi korunan bir orta liman etrafında toplayarak, her mahallenin ortasında bir çiftlik yer alacak şekilde oluşturmaktır. Bu sayede, kent kendi kendine yetebilen bir kent haline gelmiş olacak.

Binalar ise günümüzde inşa edilen modern rezidanslar şeklinde olup, yaşam, alışveriş, araştırma, sağlık, ticaret ve sosyalleşme alanları olarak ortak kullanılacak.

Atık sorunu için ise, platformun denizin altına doğru genişletilmesi ile atık suların arıtılması, yağmur suyundan ve denizden elde edilen suların arıtılması, atıkların geri dönüştürülmesi, yiyeceklerin depolanması ve araçların park edilmesi için kullanılacak bölmeler yer alınması planlanıyor. Kişi sayılarının sınırlı olmasının nedeni ise, her bir mahallede yaşayacak kişi sayısı, mahallede üretilebilecek yiyecek, enerji ve su miktarı ile oluşacak atık miktarının kişi sayısına oranı ile belirlenmiş olmasıdır. Yani bu tasarımın altında çok iyi düzenlenmiş hesaplar yer alıyor.

Yusuf DİLBER

Yusuf DİLBER/kentekrani

Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 30 Nisan 2022