MUHAFAKARLIK VE GELİŞME

0

MUHAFAZAKARLIK VE GELİŞME

Muhafazakarlık nedir?

Muhafazakarlığın karşılığı Türk Dil Kurumu tarafından tutucu olarak belirtiliyor.

Muhafazakar Politika deyince; çağın gereklerini gözardı etmeden, geçmişten gelen tarihsel,kültürel ve ahlaki değerleri kaybetmeden toplumun öz dinamiklerinin değişmesine direnç gösteren, toplumsal-kültürel değerlerin korunmasını savunan politik görüş olarak tanımlanıyor.İşte tam da bu noktada bazı sorular aklınıza gelmiyor mu?
Toplumların amacı ilerlemek, bireylerin barış içinde insanca mutlu yaşamalarını ve sonraki nesillerini çağa uygun yetiştirmek olarak anlatılmıyor mu? Kaldı ki bu tanımlama küresel hale gelmiş durumda. Kısacası gelişmiş olan olmayan tüm ülke siyasetçilerinin söylemlerinde hemen hemen aynı ifadeler var. İyi de; hem tutucu olup hem de nasıl gelişileceğini kimse anlatmıyor. Sadece bazı klişe sözcüklerle çağa ayak uydurmak şartıyla tutucu olmak benzeri laflar ediliyor. Bunun nedeni de çok açıktır ki siyasilerin toplumun her kesimine mavi boncuk dağıtıp oy potansiyelini arttırmak istemesinin ötesinde bir şey değil.

Şimdi dünyanın herhengi bir ülkesinde milliyetçi muhafazakar olarak kendini tanımlayan bir kişinin başka bir ülkede yine kendisini aynı şekilde tanımlayan bir kişi ile biraraya geldiğini düşünelim. Bu iki kişinin uzun süreli iletişimlerinde tamamen anlaşabilmeleri mümkün mü ? Tıpkı birbirlerine paralel olmayan doğrular gibi mutlaka bir noktada kesişecekleri ve kavga edecekleri aşikar. Bir de muhafazakarlar tarafından sürekli aşağılanmaya çalışılan ilerici iki kişi düşünün. Eğitime, bilime inanan körü körüne tutucu olmayan ,başka fikirleri saygı ile dinleyen, tüm dünyada ortak değer haline gelmiş sanat dalları ile ilgili konuşabilen iki kişi. Kavga edeler mi acaba?
Oysa dünyada her saniye bir şeyler durmadan değişiyor. Eğer bu değişimlerin içinde değilseniz veya olamıyorsanız en iyi ihtimalle çok mutsuz olursunuz. Değişimlere ayak uydurmaktan sözetmiyorum bu artık yeterli değil, bazı değişiklikleri sizin ve sizinle birlikte yaşadığınız toplumun yapması gerektiğinden sözediyorum. Bunun tek yolu bilime inanmak ve onun yolunda yürümekten geçiyor. Oysa Muhafazakar politikanın gelişimden anladığı son teknolojik ürünlerin kullanılmasıyla sınırlı kalıyor. Peki bu gelişmeler,bu ürünler nasıl ortaya çıkıyor? Nasıl oluyor da o beğenmediğimiz kültürlere sahip ülkeler dışında bunları başarabilen ülkeler bu sahada ortalarda yoklar? Üstelik bu ürünleri kullanmanızı sağlamanın yanında ciddi karlar edip kendi kültürlerini de size ihraç ediyorlar.Sizce hem tutucu olup hem de yeni birşeyleri üretip küresel olarak onlara kullandırabilme şansınız olabilir mi ?
Ama burada birşeyi de atlamamak gerekiyor. Kendi toplumumuzun yıllar içinde geliştirdiği değerlere sahip çıkmak da şart. Ancak bu tutucu olmanın dışında bir şey. Bu değerlerin hiç biri size bilimden uzaklaşmayı, yeniliklere kapalı olmayı söylemiyor ki! Örneğin iletişim çağında yaşıyoruz ve daha önce hayal bile edemeyeceğimiz bir çok haberleşme şeklini kullanıyoruz. Bunları kullanmanın konuşmaktan bir farkı kalmamış durumda iyi de konuşabilirsiniz kötü de gibi.Ama iş siyasete gelince neyin iyi neyin kötü olduğu siyasilerin çıkarlarına göre değişip topluma aşılanıyor ve bu da bilimsel yollarla yapılıyor artık.
İşin özeti, eğer bir toplumun bireyleri çağa uygun eğitim almıyorlarsa, fikirlerini açıklayamıyorlarsa, toplumda bilgiye saygı kalmamışsa, bireyler birilerinin çıkarlarına uygun olacak şekilde beyinlerinin yıkandığının farkına varmıyorlarsa böyle bir toplumun zaten muhafazakar olması dışında bir seçeneği de kalmamış oluyor. İşte ülkemizde yaşananların nedeni de tam olarak bu.
Neden gençlerimiz başka ülkelere gidiyorlar. Gittiklerinde mesleki kariyer olarak mutlu olsalar da acaba o toplum içinde yaşamaktan çok mu mutlular ? Hiç sanmıyorum. Elli yıl ve daha öncesinde başka ülkelere giden insanların vatanlarına geri dönüp ülkeri için bir şeyler yapmak ideolojileri vardı, günümüzde bunun olduğunu da sanmıyorum.İşte acilen yapılması gereken ki bugün başlasanız herhalde enaz yirmi yıl sürer gençlerimizin kendi toplumları içinde dünya standartlarında kariyer yapmalarını sağlayabilmek ve ülkemize yararlı bireyler olarak yetişmelerine yardım etmek olmalı.Hatta yurtdışından o gelişmiş olarak tanımlanan ülke gençlerinin ülkemize gelmek için yarışa girmelerini sağlamak gerekiyor.
Eğer muhafazarlık tanımını sadece gücü elinde tutmak ve sözde ülkeyi yönetmek için eğip büküp kullanmaya devam edersek bu ülkede sadece aza kanaat edip bugün de karnımız doydu çok şükür diyen insanlar topluluğu olur ve kalırız.