Kanser ve beslenme

0

Kanser ve beslenme

Dünya’da  Covid 19 dan sonra en çok ölüm kanser hastalıklarından olmaktadır. Bilinen tedavi şeklide sadece kemoterapi, ışın tedavisi ilaçlar hepsi bu. Bu tedaviler sonucu kurtulan hasta sayısı nerdeyse sıfıra yakın. Sadece yaşamı biraz uzatmaktan öteye gitmiyor. Peki burada bir hata yok mu? Yapılan bir yanlış yok mu?

Tıp fakültesi mezunu hekimlere okulda yeterince öğretilmeyen bir şey var; kanser hastalığında ne yenmeli ne yenmemeli.

Kanser hastalarında günlük enerji ve besin öğesi ihtiyacının karşılanabilmesi açısından dengeli içeriklere sahip öğünlerle beslenmek çok önemlidir. Besin gruplarının tüketim miktarları, kişinin günlük enerji ve besin öğesi ihtiyaçları göz önünde bulundurularak belirlenmelidir.

Kanser hastalığını iyileştirmek için protein içeren gıdalar, yüksek şeker grubu tüm yiyeceklerden uzak durmak gerekir. Ayrıca asit  içeren meyvelerden ve hazır gıdalardan uzak durmak gerekir. Paketli ve işlenmiş gıdalar kullanılmamalı; besin kaynaklı enfeksiyonların önüne geçilmesi adına yemeklerin hazırlandığı ortamın hijyenik koşullarına dikkat edilmelidir.

Kanser hastalarında, vücudun ihtiyaç duyduğu enerji ve besin öğelerinin yeterli alınması; kanser türüne ve kişiye özel beslenme planının yapılması ve hastanın tanı aldığı andan itibaren beslenme eğitiminin verilerek düzenli takip edilmesi; tedavi süreci, hastanede kalış süresinin kısalması, enfeksiyon riskinin ve mortalitenin azaltılması için büyük önem taşımaktadır.

Kanser hastalarının idrar analizlerinde ortaya çıkan bir sonuç var, PH değeri. 100 kanser hastasından 99’unun PH değeri analizle sonucunda 5 ile 6.5 arası çıkıyor. Yani bu demek ki asidik bir vücut yapısı olmuş. Eğer siz vücuttaki PH seviyesini alkali seviye olan en az 7,38 bandına çekemez iseniz bu hastanın iyileşme şansı çok az demektir. Bu da sadece içtiğimiz su ve doğru beslenme ile olur.

İnsan vücudunun yüzde 70 i  sudur, diğer kalanı mineral ve bazı diğer elementten oluşur. Bu durumda suyun ve yiyeceklerin önemi hastalık zamanında çok daha iyi anlaşılır. PH seviyesini asidik düzeyden alkali seviyeye yükseltmek için PH ‘ı yüksek su içmek gerekir. Tüketilen suyun PH değerinin en az 7.5 ve üzeri olması gerekiyor. O nedenle tüketilen suyun PH değerini çok iyi irdelemek gerekiyor.

Avrupalı bilim insanı Prof. Dr. Linus Pauling iki defa nobel ödülü almış biri olarak çok güzel konuya değinmiş. Pauling, ‘Hücrelere doğru besin maddeleri verirseniz iyileşmeyen hastalık yoktur’ demiş.

Tüm tıbbı şanslarını kullanan, 4 evrede olup durumu ağır olan ve bize danışan kanser hastaları, doğru beslenme yöntemlerinin yanında önerilen doğal destek takviyeleri uygulamaları neticesinde büyük kısmı iyileşme yönünde büyük aşama kaydetmişlerdir. Bu da şu gerçeği gözler önüne seriyor. Hastalıktan önce ve hastalık anında doğru beslenmenin önemi çok büyük.

Hayat kadere bırakılacak kadar ucuz değil her şey sağlık için. Tıbbın her imkanından faydalanmak gerekir. Bir ölümcül hastalık varsa, ister modern tıpla, ister doğru beslenerek, ister dua ederek, ister müzik ile iyileşmek önemli. Yoksa neyle nasıl iyileştiğiniz hiç önemli değil. Asıl olan sizin iyileşmenizdir. Bunun içinde en önemli karar hastaların seçeceği mantığa uygun tedavi şeklidir.

Hakan CERAY/Hemoatapi ve Fitoterapi Uzmanı

faydalibilgilen@gmail.com

Hakan CERAY/kentekrani

Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 04 Ocak 2022