‘Nefsine yenilip arkana bakma!’ 

0
‘Nefsine yenilip arkana bakma !’ 
 
Bir mit’e göre efsanevi kahraman Orpheus karısını yeraltından, ölüler ülkesinden kurtarmak için sanatına başvurur; Hayvanları ve insanları, tüm doğayı kendisine hayran bırakan sesiyle şarkı söyleyerek amacına ulaşır. Tek bir şartla!  Yeryüzüne çıkana dek arkasından gelen karısına dönüp bakmayacaktır. 
Yolun neredeyse sonuna geldiklerinde;
“Artık Orpheus bütün belalardan kurtulmuş, geri dönüyordu
Ve kendisine verilen Eurydice gelmekteyken,
Prosperina’nın koştuğu şarta uyarak 
Kocasının ardından yürüye yürüye
Havanın daha yüksek katlarına doğru
Orpheus birden çılgınlık etti, boş bulundu
Ölüm tanrıları bağışlamasını bilseler,
Bağışlanabilir bir çılgınlıktı bu;
Eurydice’si ışığın altına tam çıkacakken
Unutup duruverdi, gönlüne yenildi döndü baktı arkasına”…
Bu mitolojik hikaye böyle devam ediyor, Orpheus arkasına dönüp bakmasının bedelini çok ağır ödüyor, karısını sonsuza dek kaybediyor ve yedi ay boyunca ağlıyor.
Hatta cezası öylesine büyük oluyor ki bir daha yer altı dünyasının kapısına yaklaşmasına dahi izin verilmiyor.
Bir çok yönden düşünebiliriz bu anlatılan hikayeyi.
Nefsine yenilip arkasına bakmasaydı sevgili karısıyla birlikte yeraltı dünyasından kurtulup mutlu hayatlarına devam edebilirlerdi.
Geriye dönüp bakma zaafı hayatın içine yerleştirildiğinde kişinin yaşam kalitesini düşürme gibi bir duruma sebep oluyor.
Diğer yandan yer altı tanrılarının öne sürdüğü bu “arkaya dönüp bakmama” şartının bir kontrol mekanizması şeklinde kullanılarak “yasak” ve böylece otoriteye ters düşecek herhangi bir düşüncenin beyinde doğması olasılığına bir “önlem” oluşturması durumu var.
Her ikisini ayrı ayrı ele alırsak;
Geriye doğru değil ileriye doğru yürüyoruz.
Diğer yandan yürürken geriye dönüp bakmak hızımızı yavaşlatır hatta düşmemize sebep olabilir. Zaman denilen kavram da geriye dönerek hayat bulmuyor sürekli işliyor tek bir an dahi geri getirilemiyor. Buradan hareketle; Yaşadığımız o anlar her ne ise dönüp dönüp onları düşünürsek veya yeniden yaşamaya kalkarsak  ileriye gitmek neredeyse mümkün olamaz. Hem depresif, melankolik bir halle gayet kalitesi düşük bir hayat sürer ve hem de  günün sonunda bundan sonrası için gerçekleştirmeyi umduğumuz şeyleri elde edecek gücümüz kalmaz.
İyi veya kötü geride kalan geride kalmıştır.
Artık yeni bir tarih, başka bir saat yaşanıyorsa  dönüp arkaya bakmanın anlamı kalmamıştır.
Hem şair hem filozof Halil Cibran;
“Dostum güneşe bak,
  Toprağa bak, suya bak, buluta bak,
  Fakat arkana bakma”… 
Diyerek şiirsel bir dille bizleri uyarmış.
Diğer yandan “bakmak” eyleminin yasaklanması durumunu bambaşka bir düzlemde ele alacak olursak;
Bakarsak görürüz, görürsek anlar, maazallah farklı bir düşünce şekli geliştirebiliriz. Bu durumdan kimler hoşlanmaz? Bakmak eylemini yasaklayan daha doğrusu görmemizi pek tercih etmeyen, üzerimizde otorite kurmaya çalışan “o kişiler”! Bakma eylemiyle insanın beyninde meydana gelebilecek düşünce ve duyguları en baştan sekteye uğratmak iktidarın otoritesinin korunmasının şartıdır.
Bakmanın yasak olduğu mitlere en çok kutsal kitaplarda rastlanır. Hayatı gözlemlemek yani bakarak anlamaya çalışmak hayatla başa çıkmanın bir yöntemiyken, bakmaya gelen yasak hayatla başa çıkabilmemizin önünde bir engel oluşturmaktadır. İronik değil mi?
Benim kendimce başka açıdan ele aldığım Orpheus’un  yaptığı gaf’ın anlatılmasında amaç aslında belkide otoriteye karşı gelindiğinde olabilecek felaketleri göstermektir. Anlatılan mit’de otorite yeraltı tanrılarıdır.  Bakmak demek çözmek, değiştirmek ve yeniden yapılandırmaktır. Bakmak, gördüğümüz şeyi kendimizce algılayıp başka bir görüş açısı geliştirmektir.
 
Bakma! Görme! Çözme!
Böyle yaşarsan sana ceza yok. Bakıp görmezsen bilmezsin, bilmezsen benim dediğimi kabul edersin.
Günümüze dönüp içinde bulunduğumuz topluma şöyle bir bakalım; İnsanımıza görmesi için izin verilen TV programları, dizileri, medya materyalleri sadece görmelerine izin verilen nitelikte. Gördüklerini sandıkları şey görmeleri gerekenden öteye geçemiyor. Böylece gerçekten bakıp, görüp farklı bir bakış açısı geliştirmeleri imkansız hale geliyor. Gösterdiğime bak geri kalanı seni ilgilendirmez deniyor. Görmemize izin verilmiyorsa esas bunu değiştirmeliyiz. Bakarsak nereye sürüklendiğimizi de görebiliriz.
Orpeheus’un hikayesindeki “arkaya dönüp bakmayı”;  İster geçmişe takılıp kalmak veya denenmişi yeniden denemek… İster otoriteye karşı koyup bakıp görmeye cesaret etmek olarak ele alalım, her iki durum üstüne de düşünmek iyi yönde yol kat etmemize yardımcı olacaktır.
Ünlü filozof Arthur Schophenhauer’dan bir alıntıyla bitiriyorum;
Her insan kendi görüş sahasının sınırlarını, dünyanın sınırları olarak kabul eder.

Hüma SEVİM

 

humasevim02@gmail.com

HümaSEVİM/kentekrani

Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 01 Mart 2021