Kulüpler Birliği
Yıllar önce Ataköy Olimpiyat Tesisleri’nde ilk “Kulüpler Birliği ” toplantısı yapılıyordu. İzleyiciler arasında orta sıralarda ben de vardım.
Mikrofonda Fenerbahçe başkanlığı yapmış önemli bir kişi vardı.
Ali Şen, konuşurken birden konuyu değiştirip “İzleyiciler arasında Adnan Dinçer’i görüyorum!” diyerek bir yerde çalışıp çalışmadığımı sordu.
Görevde olmadığımı öğrenince “Eğer Adnan Hoca çalışmıyorsa bu tüm kulüplerin ve hepimizin ayıbıdır!” dedi.
Çok değişik duygular içindeydim.
Hatırlanmam ne kadar güzelse dışlanmamın temsilcilerinin uyarılması ve Ali Şen’in zarafeti çok dramatikti adıma.
Bir anda ağlamak ve teşekkür etmek arası değişik duygularımın boğazımda kilitlendiğini hissettim .Sadece ayağa kalkıp teşekkür ettiğimi hatırlıyorum zoraki duygularımla!
Oysa ki aynı haftada 9 kulüp yöneticisi beni aramış ve görüşme randevusu almıştı! Hepsini planladığım halde sonuçta bir anda gizli bir el sanki unutturdu talep eden kulüpler adına.
Bu ne olabilirdi diye merak etmedim dahi!
Futbol, belli bir grubun elindeydi ve buralara geldi.
Değişen hiç bir şey yok!
Sonuçta gücümüzü göstereceğimiz süreç Edirne’den dışarı çıktığımız anda başlardı.
Dışarıya oyuncular gönderdik ,orada eğitim alanları aldık zaman zaman kulüplerimiz.
Ve hatta sonuçta 2 ile başlayan yabancı sayısını arttırmaya hala devam etsek de yine arzu ettiğimiz futbol dünyamızı kuramadık ve kendimizi kabul ettiremedik!
Eğitim verdiğim futbolcularım arasında Milli olma ötesinde; Avrupa’da kalecilik yapan, hatta Avrupa gol kralı olan öğrencilerim oldu. Evlendirdiğim bir kalecimin çocuğuna yıllar sonra ilk profesyonel formayı vermek de bana nasip oldu.
Şu anda Avrupa’da o bizi temsil etse de futbolumuz üçüncü kümede hala!
Çünkü, kapalı kutu bir futbol dünyamız var ve sadece Endüstriyel getirisi önemli kimileri için.
Sanki hepsi tüccar ve pazarlamacı !?
Kulüpler Birliği’ne giden düzen layıkıyla kulüplerin haklarını Federasyona karşı savunmuyor.
Bir Kulüpler Yasası şart.
Profesyonel Futbolcular Derneği ve Futbol Adamları ile Antrenörler Derneği yaptırımcı olamıyorlar.
Her şey yayıncı kuruluşun gücüne teslim! Çünkü parayı veren düdüğü çalıyor!
Aslında ilginç olan süreçler yaşadık.
Bir Belediye takımı Avrupa kupalarını oynadı.!
Geçen sezon ligimizde başarılı olarak puanları toplayan takım bu sezon şimdiden çok kötü durumda ve kendisini şampiyon yapan Teknik direktörünü gönderdi.
Demek bu teknik adam işini unutmuş!
Sadece para, hakem ve futbolcu konuşulan futbol programları ve işin içine giren medya, yabancı futbolcu taşıyan bir takım alakasız kişiler, kulüp satın alan menajerler var!
Kimin eli kimin cebinde bilinmez ama futbol düzenimiz alt üst oldu. Ortada kulüplerin ,yöneticilerin mali tablolarla kavgaları varken futbol altılı ganyana döndü!
Kumar adına genç kuşak futbola fanatik oldu sanki.
İşin Sanatsal boyutu yok!
Sahada birbirine acımasızca giren futbolcuların sürekli ahlar- vahlar arasında yerlerde kıvranırken birden kalkıp oyuna katılmaları yanında maç öncesi ve sonrası görüntüler ile zorunlu Teknik adam beyanları; bir futbol karmaşıklığı yaşıyoruz desek yanlış olmaz.
Corona’nın yasakları tribünleri sıkıntıya soktu. Gelirler kısıtlandı. Futbolcuların en küçük müdahaleleri ve hakemlerin düdükleri çok acımasızca mercek altında eleştiriliyor.
Ayrıca bir birileriyle dost olanlar, sempati sahipleri artık kırıcı ve küskünlük yaratacak zirvelere sıçrama yaptılar.
Bana sadece yorumlamak, hatırlatmak düşüyor.
İyi ki yokum diyorum bu çatışmanın içinde!
Tavsiyem; herkesin bu süreçte oturup bir araya gelip, eteğindeki taşı döküp, ligin bir eğlence olduğunun hatırlamasıdır!
Adnan DİNÇER/Futbol İnsanı-Tek. Direktör-Akademisyen-Yazar
Adnan DİNÇER/kentekrani
Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız
www.kentekrani.com 10 Şubat 2021