Cansız Taşı Diriltmek!
Check-in yaparken koltuğu heyecanla cam kenarından seçtim. Anadolu coğrafyası üzerine güneşin doğuşunu gökyüzünden, bulutların arasından görmek istedim. Kayseri’nin hem bedeni hem ruhu olan, Evliya Çelebi’nin Erenler mekanı olarak tasvir ettiği Erciyes’i görecektim. Uçak Kayseri’ye inmeden gün aydınlanmaya başladığında Kızılırmak yemyeşil göründü. Erciyes’in bulutlardan da beyaz olan karlı zirvesiyle karşılaştım. Etrafındaki gümüşi tepelerini seyrettim sonra.
Nevşehir’e vardığımızda kaldığımız otel Argos, Uçhisar’dan Erciyes’e bakıyordu. Günün her saatinde Erciyes manzarası vardı karşımda. Heybetin ve gücün şiddetten çok, huzur ve güven vereceğini anımsatıyordu. Yazılacak konuları seçmemiz gerektiğinde ise en etkileyici olarak onu seçtim. Hocam Erciyes’i bu kadar seven birinin daha var olduğunu söyledi. Abidin Dino’nun “Sinan” adlı kitabını okumamı tavsiye etti. Kayseri’nin Ağırnas köyünde doğan ve İstanbul’a bir devşirme olarak getirilen Sinan’ı tanıdım. Gittiği fetihlerde yaklaşık yirmi yıl boyunca yalnızca bir yapının temelinin en sağlam halde nasıl yapılacağını araştırmıştı. Onca yıl taş işçiliğinden sonra öncelikle bunu öğrenmişti. “Cansız taşı diriltmek, uçurtmak, aşka getirmek, gerçek mimar denen adama vergi bir hüner. Cansız taşı, canlı kılmak işte bütün mârifet burada” diyordu Abidin Dino. Kitabın başka bir yerinde ise “Sinan, Kostantiniye’yi İstanbul yaptı. Şehrin müjdelediğini tuttu. Bu tepede Süleymaniye’nin yükselmesi bir zorunluluktu. Mimarlık, bana öyle geliyor ki, zorunlulukların ebeliğini yapmaktır.” yazıyordu. Kitap sona erince ise biraz daha anlatsa diyerek tadı damağımda kaldı. Kitaba “Biraz daha anlatsana, tadı damağımda kaldı.” demek istedim.
Koca Sinan’ın onca yol gelirken Erciyes’i de tepeleriyle birlikte kucaklayıp İstanbul’a getirdiğini öğrendim. İstanbul’un Sinan’ın iz bıraktığı yer olduğunu öğrendim. O günden sonra Süleymaniye’ye her baktığımda Erciyes’ten selam getirdim.
Buraya bir de bugünkü Sinan’ların yaşayabilecekleri zorluklardan birkaçını anlatan bir öykü bırakıyorum.