Var Odasında neler oluyor?
“Minimum Müdahale – Maksimum Yarar” onun adı; VAR.
Futbolda, Video Yardımcı Hakem sistemi uygulanmaya başladı.
Amaç, futbol maçlarındaki tüm kararlarda yüzde yüz doğruluk elde etmek değil.
Bu teknolojiyle amaç, yalnızca maçın seyrini değiştiren kararlardaki bariz hataları düzeltmek ve gözden kaçan ciddi olayları telafi etmek; gol, penaltı/penaltı değil, doğrudan ihraç ve yanlış oyuncuya kart verilmesi…
Kısaca, VAR’ın varlık nedeni bunlar !
VAR uygulamasından sonra futbol sahalarından da ekranlara ilginç görüntüler yansıdı.
Futbol maçları sırasında VAR odasına yansıyan tartışmalı pozisyonlarda hakemin elini kulağına götürmesi bana televizyon muhabirliği yaptığım dönemleri hatırlatıyor.
Muhabir, stüdyodan gelen soruları duyabilmek için kulaklığını biraz daha kulak derinliğine doğru iterek konuşulanları anlamaya çalışırdı.
Bu insani durum o kadar çok bilinen bir hareket oldu ki, zaman zaman güldürü programlarına malzeme haline bile geldi.
VAR odası uygulamasından sonra aynı hareketi hakemler de yapmaya başladı.
Hakem de pozisyonla ilgili kesin karar için VAR Odasından gelen uyarıları duyabilmek çabasıyla elini kulağına götürüyor.
Muhabirlerin bu hareketini zaman zaman Ti’ye alan güldürü programlarına “bunu da görün” demenin tam sırası.
Ancak benim derdim bambaşka… VAR odasıyla maçın hakemi arasındaki diyalogu çok merak ediyorum!
Diyalog sırasında hakemin kulağına gelen sesi televizyonları başındaki izleyicilerin de duymasını sağlayacak bir karar alınabilseydi ne olurdu acaba ?
Sizce VAR odasındaki hakemler maçın hakemiyle hangi tonda ve hangi tarzda konuşuyorlar?
Vallahi billahi çok merak ettim…
“Hocam ne yaptın buz gibi penaltıydı”
“Hocam yanlış adamı attın”
“Hocam maçtan sonra bence … “
“Hocam kararını onaylarım ama 100 dolarını alırım”
“Hocam…Hocam… Hocam… “
gibi diyaloglar oluyor mudur acaba?
Bir başka dikkatimi çeken, hakemlerin mesleki kariyerlerine giren en uzun beden dili hareketi.
Hakem sessiz sinema oyununda olduğu gibi şöyle bir elini havaya kaldırıp boşluğa güzel bir televizyon resmi yerleştirir; biz de bu hayali hareketle hakemin televizyon ekranı başına koşması gerektiğini algılayıp beklemeye başlarız…
Hakem yansımaya karşı elini bakışlarına siper ederek görüntüyü izlemeye çalışır.
Soru 1; VAR odasında rahat rahat ileri geri sararak görüntüleri izleyen hakemlerin kararı; kuşatıldığı stres nedeniyle sağlıklı bir izleme şartlarına sahip olmayan maç hakeminin kararından daha güvenilir olmaz mıydı?
Yani, VAR’a yansıyan bu tür pozisyonlarda “VAR’ın hakkı Var’a” olabilir mi?
Bunu tartışmaya açıyorum…
Soru 2; Hani, diyorum orta hakem VAR’dan gelen görüntüleri izlemek üzere TV ekranın başına koştuğu sırada yayınlar karışsa ne olur?
Olmayacak şey değil, neler karıştı neler; yayıncılıkta her şey var.
Comandante of futbol Armando Diego Maradona eliyle attığı ünlü golüyle ilgili olarak o pozisyonda el VAR mıydı diyenlere ‘tanrının eli’ şeklinde yanıt vermişti.
İşte, yakın zamanda aramızdan ayrılışının derin üzüntüsünü yaşadığımız efsanenin VAR hakemiyle ilgili görüşü.
“Teknoloji, şeffaflık ve kalite getiriyor ve atağı düşünüp risk alan takımlara olumlu sonuç sağlıyor.”
Evet sevgili Maradona, VAR odası uygulaması o zamanlar olsaydı emin ol senin attığın o güzel golü iptale kimse cesaret edemezdi!
.
Futbola kattığın tüm güzellikler için teşekkürler ruhun şad olsun.
Covidim
Covidsin
Covid…
Sakatlık ve kırmızı karttan sonra maç kadrolarının belirlenmesinde yeni bir faktör daha etkili olmaya başladı.
Covid 19…
Ve ilginçtir ki, gayet normal bir hal aldı.
Fatih Terim sonra Sergen Yalçın Covid 19 oldu iyileşip takımlarının başına geri döndü…
Olağanlaştırılan ve normalleştirilen bu yeni durumun futbola hakim olmaya başlaması dikkatimi çekmeye başladı!
Gün geçmiyor ki testi pozitif çıkmayan bir futbolcu adı medyaya yansımasın.
İstatistikçilerin yerinde olsam testi pozitif çıktıktan sonra tedavi görüp takımının başına dönenlerle ilgili bir performans araştırması yapardım.
Zira Fatih Terim ve Sergen Yalçın’ın pozitif testlerinden sonra takımları iyiye gitmeye başladı.
***
Ah ah ah…!
Ne günlerdi; sırf bir futbolcuyu izlemek için bile maça gidenlerimiz vardı.
Ne var ki, o futbolcular da bunu fazlasıyla hak ediyordu.
Şu anda ben şu futbolcuyu izlemeye gidiyorum diyeniniz var mı?
Bir zamanlar;
Hagi’yi izlemeye gidiyorum.
Alex’i izlemeye gidiyorum.
Sergen’i izlemeye gidiyorum diyen bir nesil…
Lütfen bana sırf kendisini izlemeye gideceğimiz futbolcular getirin!
***
Almanya’dan arkadaşım aradı…
Oğlunun oynadığı futbol takımının akademi hocaları eve kadar gelip sporcularını ziyaret edip hediyeler getirmişler…
Bizde bunu yapacak bir takım neden olmasın; model arıyorsak işte model… Hem insani hem takımın geleceğine yatırım…
Haydi beyler, ne duruyorsunuz, yılbaşı yaklaşıyor; hediye götürmeseniz de olur!
Sporcularınızı bu zor günlerde ziyaret etmek gerçek spor insanlarına yakışan efsane bir hareket olur!
Dr. Erkan TURAN/Akademisyen-Gazeteci
Dr. Erkan TURAN/kentekrani
Youtube Kanalına Abone Olmak İçin Tıklayınız
www.kentekrani.com 18 Aralık 2020