Eskiden sapık bir millet miydik?
15 yaşındaki kızlarla evlenenlere, o kızları evlendirenlere demediğimizi bırakmıyoruz da kimse dönüp annesine bakmıyor, kaç yaşında evlenmiş diye! Eski neslin çoğu 13-14-15 yaşlarında evlendiriyordu kızlarını. Hem de mahkeme kararıyla yaşını büyüterek.
Savaş yılları sonrası evin erkeği cepheden dönmemiş, gencecik kadın 3 çocukla ortada kalmış. Geçinmesi, çocuklarına bakması mümkün değil. Yardım etmesi beklenenler de yardıma muhtaç.
– Ne yapsaydım? Talibi çıktığında evlendirdim kızları birer birer, diyordu bir nine. Eski yıllarda dinlemiştim. Övünmüyordu.
Türkiye’nin nüfusunun 18-20 milyon, İstanbul’un nüfusunun 2-2,5 milyon olduğu yıllar. Sucuk, pastırma yiyemediğimiz, bir zeytini üç lokmada yediğimiz, etin yüzünü göremediğimiz, etten ucuz olduğu için neredeyse her gün balık yediğimiz yıllar. O yıllarda kızları evlendirmek için yaşına değil, olgunluğuna gelişmişliğine bakılıyordu. 13-15 yaşındaki kızlarla ilgili türküler de pek keyifle söyleniyordu;
O tepeden bu tepeye, oyun olur mu/ On beş yaşında da Nazife de hanıma/ Doyum olur mu?
Yemeni bağlamış telli başına/ Zülüfleri düşmüş hilal kaşına/ Henüz girmiş onüç ondört yaşına/ Edalı işveli köylü güzeli
O zamanlar görücü usulü ile evlenirler, boşanmayı pek bilmezlerdi. Para yoktu, pul yoktu, çoluk çocuklu mutlu aileler vardı.
Diyeceğim şu ki, kimse kafasını kuma gömmesin. Gerçekleri görmezden gelemeyiz. Bugünkü gençler bilmeyebilir ama orta yaş ve üzerindekiler bugünleri eleştirirken dönüp de annelerine bakmalı. Annesiyle arasında 14-15 yaş farkı olan çoktur. Peki buna neden olan babalara ne diyeceğiz?
Tabii ki millet sapık değildi. Bunlar o yılların olağan yaşantısıydı. Bugün hala var. Sadece bizde değil. Ben burada, halen yaşamakta olduğum Amerika’da 13-15 yaşında çocuk annelere çok rastlıyorum. Özellikle Meksikalılar, Hintliler, Güney Amerika ırkları ve Afrikalılarda çok görüyorum. Kimse yadırgamıyor, herkes olağan yaşantısına devam ediyor.
Yanlış anlaşılmasın, amacım karşı çıkmak ya da desteklemek değil. Sadece bir tesbit yapıyorum.
Buyurun eskilerden birkaç türkü daha;
Kar mı yağmış şu Harput’un başına/ Kurban olam toprağına taşına/ Henüz girmiş onüç ondört yaşına/ Küçük yaşta bir yar sevdim oy neni
Henüz 14 yaşında gür memeler çağında/ Al olmuş yanakları doyum olmaz tadına..
Bir güzel ki on yaşına girince/ Gonca güldür de henüz açılır/ On birinde gonca diye koklarlar/ On ikide elma deyip saklarlar/ On üçünde cevr-ü cefa çekerler/ On dördünde hamre şekere benzer
Sedat ÜRETEN/Gazeteci
sedatüreten/kentekrani
www.kentekrani.com 15 Ekim 2020