Adnan DİNÇER
OYUNCAĞIMIZ YETERSİZ !
Futbol ve üç büyükler bizim gelişimimizde çok önemli yer ederken ana gerçek sporu sevdirmek olmalıydı.
Spor ve futbol gerçeği iyi algılanıp özellikle okullarda branş olarak uygulanmadı;daha da önemlisi spor yapan çocuk ve gençlere HAYLAZ gözü ile bakıldı!
Zamanında bu anlamda çok dışlandık ama yılmadık.
Öyle ki, ailelerimiz dahi bize mani olmaya çalıştı.
Teknik Direktörlüğüm dışında Akademide yıllarca spor eğiticisi olarak görev alırken, kendimi de sportif anlamda -yaşıma karşın geliştirdim.
Daha da ileri giderek okulların spor salonlarına alınmayan kızlarımıza izin verdim.
Yani spora, ders olmanın ötesinde sağlıklı yaşam için ihtiyaç olduğunu ısrarla savundum.
Öyle günler gördük ki; beden eğitimi öğretmeni olup, derste topu öğrencilere vererek kendisi örgü ören bazı tembel kişilerle çatışmalarım oldu!
Onların da boşluğunu doldurmaya çalıştım…
Futbol hayatıma gelince; sporun kutsal TER’e dayalı bir mücadele olması nedeniyle sadece sahada (!) gençlerin yetişmesine ve çağdaş futbol oynamalarına özen gösterdim.
Çok önemli başarılar elde ettim onlarla.
Bunu sadece ülkem adına, çıkar kavgasına girmeden yaptım.
Kendi meslektaşlarımın da büyümesi için bir kaç dostla mücadele verdim.
Her takımı uçurdum adeta!
Gel gör ki yanıldığım şu oldu;zannetim ki başarı sahiplenmeme yetecekti!
Bu da benim saflığım oldu.
Kulüpler futbolun vazgeçilmez uygulamacılarıdır.Orada görev alacakların geçmişte maddi ve manevi büyük fedakarlıkları olmuştur.
Günümüzde pandemiyle beraber dünyanın geldiği durum vahim olup yaygın bir iflas sürecine girilmiştir.
Bu nedenle kulüplerden geçinerek yaşamını idame ettirenlerin ortamı bozulmuştur.
Görevi izlenmeyi sağlamak olan futbolcular ve onları izlemek olan futbol seyircisi virüse takılmış; ağır şartlar ve kısıtlamalarla karşı karşıya kalmış, sonuçta futbola ilgi zedelemiştir.
Plan, program ve amaçlarda, kırılmalar olmuştur.
Ne yazık ki, pandemi sürecinde yaşanan gelişmeler daha vahim bir gelecek vaat etmektedir.
Herkesin işi bozulduğu gibi futbola yatırım yapan ve yön veren endüstri de çaresiz kalmıştır.
Bozulan ekonomi, kulüp borçlarının büyüklüğü ve yayıncı kuruluşun yaşadığı zorluklar futbol sektörünü ‘batak’ haliyle karşı karşıya getirmiştir.
Futbol alarm veriyor; artık yıldız barındırmak ve taleplerini karşılamak eskisi kadar kolay olmayacaktır.
Öte yandan,klüpler statü ve TFF şartları karmaşasında bocalamaktadır.
Burada en büyük zararı öteki paydaş olan seyirci görecektir; çünkü,en büyük eğlenceleri olan FUTBOL ellerinden alınıyor !
Medya da böylesi bir futbol ortamından zararlı çıkacaktır.
Kuşkusuz, yine bir şampiyon çıkacak ve yine düşenler olacaktır.
Hatta hatta futbol ve puan dışı kovalamacalar da güncelliğini
koruyacaktır !
Aslında uzun süre devam edecek bu sıkıntının çözümü için de zamana ihtiyaç vardır.
Bu daha amatör düzeydeki gençlerin eğitimine yansıyacak ve belki de yeni yasaklarla pasifize edileceklerdir.
Bizlere düşen sorumluluk, bu gençleri geleceğe hazırlamaktır.
Bu sıkıntının içinde biraz daha derine inersek; sosyal hayatımızda yer alan futbol heyecanının giderek azaldığını ve yaşamsal katkısının zayıfladığını göreceğiz.
Elimizden alınan Futbol oyuncağımızın boşluğunu; ‘evde kal’ ,‘maske tak’, hijyene dikkat’ gibi önermeler dolduramayacağına göre bizleri nelerin beklediğini yaşayarak deneyimleyeceğiz.
Umarım aklımız bunu da aşar!
Adnan DİNÇER/Futbol İnsanı, Akademisyen-Yazar
AdnanDİNÇER/kentekrani
www.kentekrani.com 31 Ağustos 2020