Büyükçekmece Gölü İstanbul’un en önemli su kaynağıydı, su seviyeleri bugünlerde yüzde 30’lara kadar düştü.
İktidar yanlısı medya bunu köpürte köpürte haber yapıyor. Sorumlunun İmamoğlu yönetimindeki Büyükşehir Belediyesi olduğunu ima etmeye çalışıyor. Hiç şaşırtıcı değil.
Şimdi bir zaman yolculuğuna çıkalım. Ama öyle çok eskilere değil… 1987 yılında 28 kilometrekare alanı kaplayan gölün havza alanı da neredeyse 650 kilometrekareyi buluyordu. Bunun yüzde 69’u tarım, yüzde 13’ü ormandı. Yerleşimse sadece yüzde ikiydi ve bunu da köyler oluşturuyordu.
Ya günümüzde… Bu rakamlar tersine döndü, kontrolsüz yapılaşma ve sanayileşme gölün çevresini sardı, bir yandan da artan sıcaklık yani iklim değişikliği gölü bu hale getirdi.
Çevre Mühendisleri Odası’nın raporuna göre, bir barajla önü kesilen Büyükçekmece Gölü suyunda nitrat, azot ve fosfat var. Baraja dökülen dereler ve kontrolsüz atıklar da bir başka sorun.
Şimdi Büyükçekmece can çekişiyor, battık, bittik deniyor. Daha ne olmasını bekliyordunuz?
Çevre Mühendisleri zaten hesabını yapmış, Büyükçekmece böyle giderse 100 yıl içinde yok olacak. Göl doğal su yollarına kavuşmazsa durum budur. Anadolu’da zaten 30’un üzerinde göl kurudu. Asıl tehlikeyi de güneş ışıklarına yüklemek bana göre kolaycılık oluyor.
Uzmanlara göre, Büyükçekmece için acil eylem planı devreye sokulmalı, sanayi tesisleri taşınmalı, suları mikrobiyolojik arıtmadan geçirilmeli.
Ancak bunlar betoncu zihniyetin ne kadar umurunda?
Büyükçekmece için büyük belanın ayak sesleri zaten bir yıldır duyuluyor. Kanal İstanbul Projesi…
Kanal İstanbul Büyükçekmece’nin üzerinden geçmeyecek. Ancak gölü hiç etkilemeyecek lafına kimse inanmasın. Kanal ile birlikte göl Ankara’dakine benzer Gençlik Parkı havuzuna dönüşebilir. Çevresindeki mega yapılarla ”Dubai’ye dönecek Büyükçekmece” hayali inanılır gibi değil doğrusu.
Cengiz ERDİL/Gazeteci
CengizERDİL/kentekrani
www.kentekrani.com 11 Ağustos 2020