Oğuz HAKSEVER yazdı: Irak’ın Yalnız Korona Makdülleri

0

Oğuz HAKSEVER/Gazeteci

Irak’ın Yalnız Korona Makdülleri (AP)
Fotoğraflar ve haber: Anmar Khalil

ÖNCE BİRKAÇ NOT

Ajans haberciliğindeki meslektaşların sıkıntılarından biri de başkalarının, yani bazı haber merkezlerinin genellikle, o kadar emekle yapılan güzel işleri, kendi ürünleriymiş gibi vermeleridir. AP Haber Ajansı’ndan Anmar Khalil’in çalışmasının başlığı öyle güzel bir
fotoğrafa yerleştirilmiş ki, şu aşağıdaki anı ille de kullanmak isteyen biri, eğer aboneliği yoksa foto muhabir meslektaşımızın emeğini ve ajansın editoryal çalışmasının değerini indirellezi edemeyecektir. Bu çalışma, AP Haber Ajansı’ndan fotomuhabir Anmar Khalil’in koronagünlerinde; kum, toz, taş, kefen ve hüzünden, ağıtlardan ibaret bir mezarlıkta yakaladığı anların düşündürdükleri üzerine yapılmıştır.

Korona virüsten ölenin, defin işlemine katılmasına izin verilen bir yakını, mezarın içinde vedalaşıyor. Bakışlar tek taraflı ama Anmar Khalil orada aşağıda, duyulmaz, imkansız bir son sohbeti yakalamış.

SESSİZ VE YALNIZ YOLCULUKLAR

Irak Necef’te bütün Şia aleminde yüksek itibarlı bir mezarlık var. Mezarlığın adının Türkçesi “Barış Vadisi…” Bu mezarlığın, son arzuların en önemli adresi olmasının nedeni, Necef’teki Hazreti Ali’nin türbesine yakın olması. Mezarlıkta, Irak-İran Savaşı’nda çarpışırken ölenler, Amerikan işgalinden sonra direnişte can verenler, IŞİD’le mücadelede ölenler ve ulema
topluluğunun önde gelenleriyle, toplumun öne çıkmış şahsiyetleri yatıyor. Iraklı Hristiyan ve Yahudiler de Vadi El-Selam’da ufku Müslümanlarla paylaşıyorlar. Irak’ta korona salgını başlayınca bu hastalıktan ölenler için mezarlıkta ayrı bir bölüm açılmış. Ölenlerin yakınları mezarlıktaki definişlemlerine alınmıyorlar.

Bir Şii din adamı, Yeni Korona Virüs’ten ölen; fotoğrafından önemli bir güvenlik görevlisi olduğu anlaşılan makdulün mezarı başında. Karenin içinde resimsiz taşların vurdum duymazlığı da poz veriyor.

BARIŞ VADİSİ’NDE SAVAŞ TÜMENİ BÖLÜKLERİ

Barış Vadisi’nde Korona’dan ölenlerin defin işlemlerini, Halk Seferlik Güçleri adlı çatı örgüte bağlı, İmam Ali Savaş Tümeni’ne mensup gönüllüler yapıyorlar. Son 4 ay içinde buraya koronadan ölen 3.000’den fazla kişi defnedildi.

Barış Vadisi’nde görevli İmam Ali Savaş Tümeni mensubu, muhtemelen foto muhabirin ricası üzerine karede yer alıyor. Bir de, onca canlı rengine rağmen içindeki su boşaltılınca mahzunlaşıp devrilmiş bir bidon…

AMBARGO YARASININ SIZISI

Irak’ta, özellikle de Bağdat’ta Yeni Korona Virüs’le mücadelede ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Bağdat’taki hastaneler sık sık kapasitelerinin üzerinde hizmet veriyorlar. Ancak Irak Halkı, 1991’deki Körfez Savaşı’ndan sonra uygulanan ambargo döneminden beri, öfkeyle birlikte bu konularda bir tevekkül geliştirmiş. Körfez Savaşı’ndan sonra yıllarca uygulanan acımasız
ambargo yüzünden yaklaşık 600 bin çocuğun açlık ve yetersiz sağlık hizmeti nedeniyle öldüğü saptanmıştı. Irak Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre ülkede salgının baş göstermesinden bu yana 100 binden fazla korona vakası tespit edildi. Koronadan ölenlerin sayısı 4.500’e yaklaşıyor.

Barış Vadisi Mezarlığı’nda korona bölümünde çeşitli kısıtlamalarla ziyaretlere izin veriliyor.Bir aile koronadan ölen yakınlarının mezarını ziyaret ediyor. Acı ve hüzün, makdule yakınlığa göre karenin içinde kendisini resmetmiş. Soldan sağa, aileden şöyle uzaklaşmış elindekiyle meşgul biri, elleri göğüslerinde ağıtlarını fotoğraftan duyurmaya çalışan kadınlar, mezara kapaklanmış bir genç, izlediği acının dozuna bir kez daha şaşırıp karenin donukluğuna sığınmış bir çocuk, kumaşın koyuluğundan su şişesine uzanan bir el ve aile içindeki konumuna koşut, yas ortamına dirsek vermiş bir adam…

GECE SON YOLCULUK TRAFİĞİ

Koronadan ölenlerin cesetleri, mezarlığa geceleri kamyonlar veya ambulanslarla götürülüyor. Irak’ta Barış Vadisi, tercih edilen bir mekan olduğu için sadece Necef’te ölenler değil, ülkenin dört bir yanından buraya ceset taşınıyor.

İmam Ali Tümeni’ne bağlı bir militan, Barış Vadisi Mezarlığı’na getirilen cesetlerin yanında yorgunluğuyla ve uykusuzluğuyla söyleşiyor. Yahya Kemal Beyatlı’nın sessiz gemi benzetmesinin Irak çöllerindeki hali bu olsa gerek.

Kamyonlarla taşınan cansız bedenlerin kimi define hazır oluyor, kimi için de dini vecibeler mezarlıkta yerine getiriliyor. Kefenli kefensiz cesetler ayrılmışlar. Toprakla buluşmaya alıştırma işlemi sanki… Üzerlerinde yalnızlıklarına tercüman olan gölgeler.

Mezarlığın bir bölümünde defin için son hazırlıklar… Görevli, üzerinde Kuran ayetleri olan kefeni bağlarken adeta makdulün hikayesine de son düğümü atıyor.

Bir veda notu değil bu. Görevli, bir elinde liste öteki elinde kalem, makdulün kimlik bilgilerini kefene nakşediyor. Kefenin altında göğsüne madalya takılan bir insanın kayıtsız gururu…

Defin gecesinin sonuna yaklaşırken, yorgunluk, uyku ve ölüm yoğunluğunun baskısına teslim olmuş İmam Ali Tümeni militanları.

Barış Vadisi’nde son işlemlerden biri, cesetlerin taşındığı tabutları ve cesetlerle temas ettikleri düşünülen eşyayı yakmak. Siyah geceye kanatlanmış kör alevler, ölüler adına karanlığı yoklayarak yükseliyor.

Ve son işlem… Dini vecibeler ve definler tamamlandıktan sonra hayata dönmeden, görevliler dezenfekte ediliyor. Böylelikle koronanın yanı sıra ölümün ve hüznün kasveti de yıkanıyor.

Oğuz HAKSEVER/Gazeteci

OğuzHAKSEVER/kentekrani

Abone Olmak İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 31 Temmuz 2020