Bülent Ortaçgil: “Şarkı ozanı yani ‘song poet’ bana Alman menajerimin koyduğu isimdi. Beni iyi tanımlıyor diye düşünürüm hep.”
12 yıllık aradan sonra 50.sanat yılı için yeni ve kariyerinin ilk yıllarında yazdığı çok eski şarkılarından oluşan ‘Elli Buçuk’ isimli albümünü müzikseverlerle buluşturan Bülent Ortaçgil ile 50.sanat yılına ve müzik hayatına dair samimi bir röportaj gerçekleştirdik. İyi okumalar.
-Yarım asırdır müzik ve sanat adına üretiyorsunuz, geçmişe dönüp baktığınızda “Bunu da yapmalıydım” dediğiniz şey var mı?
Hayatta ilk öğrendiklerim arasında keşke sözcüğünü kullanmamak var. Hayat hep ileri gider. Keşke onu geri döndürmeye çalışmaktır.
-Albümünüzün adı 50,5 hikayesini okudum ve çok etkilendim. Siz Ümit Tunçağ’ın kayıtlarını kaç yıl aradan sonra dinlediniz ve neler hissettiniz?
Ümit o kayıtları bana 15-20 yıl önce verdi. Unuttuğum bir şeydi. Ümit sanıyorum bir yaş günü hediyesi olarak o kayıtları verdi. Bir dolaba kaldırıldı, durdu. ‘Benimle Oynarmısın’ öncesini hatırlatıyor bana. Anlaşılan bir sürü unuttuğum ve albüm için seçmediğim şarkım varmış. İlk örneklerin toyluğu dışında sadece bir belge olarak görüyorum.Sesimi bile zor tanıyorum.
-1969 yılında yapılan bu kayıtları albüme alma fikri nasıl ortaya çıktı?
50. yıl kutlamaları kapsamında yayınlamayı düşünüyorduk zaten. İlk ve son örnekler bir arada olunca da tam bir kutlama oldu bence. Bu belgenin 50. yıl kutlamaları içinde anlamlı bir yeri olabilir ancak. Hem ilk hem son örnekler bir arada yarım asırı.
-12 yıl aradan sonra yeni bir albüm çıkarıyorsunuz. Bu kadar uzun aranın sebebini neydi?
Aranın nedeni güzel şarkı yazamamak. Şarkı yazmak bir bardağın dolması sonucu oluyor ancak. Kimi zaman çabuk doluyor . Kimi zaman yıllarca bekleyebilirsin. Bir de şu var; yaşlandıkça daha az şaşırıyor, daha tepkisiz oluyorsun. Sorular ve cevaplar yaratmayı beslemiyor. Önce yazdıklarından daha güzelini yakalamak güçleşiyor. Bende hep belirsiz aralıklarla yaşadı bu duygular, ne zaman tamam dediysem o zamanı bekledim .
-‘Şarkı Ozanı’ olmak adeta sihirli bir cümle. Yazdığınız şarkıların zamansızlığı, etkisi sizin ötenize geçiyor, bu duyguyu tarif etmek zordur ama yine de sizdeki yansımalarını merak ediyoruz…
Şarkı ozanı yani “ song poet” bana Alman menajerimin koyduğu isimdi. Beni iyi tanımlıyor diye düşünürüm hep.
-Hiç ödün vermeden geçen yıllar ve yapılan şarkılar, anlatması büyük bir hikaye ve dinleyicileri de en az sizin kadar mükemmeliyetçi. Dinleyicinizle aranız nasıl? Çünkü onlar da aşağı yukarı sizin kadar mesafeli…
Dinleyicilerim hareketli bir kitle; yaşlanıp ilgisini kaybedenler yerini çocuklarına, kuzenlerine, öğrencilerine bırakıyor
-Milyonlara hitap eden milyonların dinlediği şarkılar yazdınız, söylediniz. Sizi en çok anlatan hangisi. Diğerlerinden biraz önde olan?
Şarkılar da siz değiştikçe değişiyor sanki. Bir zaman çok sevdiğimin yerini başkası alıyor. 3-5 yıl sonra yine canlanıyor sanki.
-Birçok ünlü isim şarkılarınızı söyledi. Şununla da düet yapsaydım ya da şu isim de şarkımı söyleseydi dediğiniz biri var mı?
Ben ortak çalışmayı her zaman severim. Yeni duygular yaşarsınız, yeni şeyler öğrenirsiniz
-Siz kimleri dinlersiniz?
Onu dinlerim bunu dinlemem diye bir tutumum yok. İlgi alanım çok geniş
-Yarım asrı deviren sanat yaşantınızda geçmişe dönüp baktığınızda, kısıtlı imkanlarla yapılan müzik mi daha kaliteliydi. Yoksa gelişen teknolojik imkanlar sayesinde günümüzde yapılan müzik mi daha kaliteli?
Kaliteden ne anlıyorsunuz bilmem. Teknoloji müziği daha kolay yapılabilir hale getirdi. Daha erişilebilir, ucuz, ustalık gerektirmeden kaydedilebilir oldu. Ancak içeriğin teknolojiyle bir ilgisi yok. Hangisine kalite diyorsanız ona göre karar verin.
-İyi bir dinleyiciniz olarak siz olmadan bu ülkede müzik eksik kalırdı diye düşünüyorum. İyi ki varsınız. Ama şunu da sormak istiyorum. İlk albümünüzden sonra müziğe ara vermişsiniz. Sonra müziğe geri dönmüşsünüz. Kimya mezunusunuz. Bir sürede mühendis olarak çalışmışsınız. Bu zamanı müziğe ayırsaydım dediğiniz oluyor mu şimdi? Ve Bülent Ortaçgil ‘İstediğini Yap’ isimli şarkıda yanıtı veriyor ama kalbindeki sanatı yapmak isteyen gençlere neler söylersiniz?
Yanıtı birinci soruda verdim. Gençler öğütten hoşlanmazlar bilirim ancak şunu söyliyeyim; Önce yaptıkları işe inansınlar, kendilerince daha iyisini yapmaya çalışsınlar ve kolay vazgeçmesinler derim.