Arınç: ”Erdoğan’a rakip olmayacağım diye bir içtihatta bulundum. Beni fazla zorlamasınlar. Çünkü içtihatlar değişebilir.”

0

Arınç: ”Erdoğan’a rakip olmayacağım diye bir içtihatta bulundum. Beni fazla zorlamasınlar. Çünkü içtihatlar değişebilir.”

Son dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’la fikir ayrılığına düşen ve yaptığı açıklamalarla dikkatleri üzerine çeken Bülent Arınç’tan çarpıcı sözler: Ona karşı hiçbir zaman rakip olmayacağım diye bir içtihatta bulundum. Beni fazla zorlamasınlar. Çünkü içtihatlar zaman zaman değişebilir.

 Bülent Arınç, BBC Türkçe’den Ece Göksedef’in sorularını yanıtladı.

İşte Arınç’ın açıklamalarından öne çıkanlar:

-Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi tek kişilik bir hükümet sistemidir. Bu sistem şu anda tıkır tıkır işlemiyor. Sistemin tümü için demiyorum ama uygulamada bir takım sıkıntılar ortaya çıktı. Sanıyorum Sayın Cumhurbaşkanı da bunun farkında.

-Düşük profilli başbakan bizim yapımıza uygun değil. Düşük profil deyince, her şey iyisiyle doğrusuyla bir numaraya yönelince, özgül ağırlığı olan kişi kalmadı. Kala kala bir ben kaldım, onun da ne kadar azaltıldığını görüyoruz.

-Gülen’in çok tasvip edenleri, çok hayranları olmuştur. Ama hiçbirimiz onların bir gün bir darbe girişimine katılabileceğini bilmiyorduk. Ben son dönemde Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanı’ydım, Milli Güvenlik Kurulu’yla (MGK) hükümet arasındaki ilişkilerden sorumluydum. 2016’nın başına kadar defalarca MGK toplantılarına girdim. Hiçbirisinde ‘FETÖ terör örgütü’ ismiyle bir tehlikeden bahsedilmedi. MGK’nın gündemine girmeyen bir konuyu sokaktaki vatandaşın bilmesi nasıl mümkün olacak?

 

-Tehlike her zaman vardır. Çünkü cemaatler sosyolojik varlıklardır. Cemaatler dün de vardı, bugün de var, yarın da olacak. Diyanet İşleri Başkanlığı olsun, hükümet olsun, bunların cemaat vasfını kaybedip kaybetmediklerine bir denetim mekanizması getirilmesi lazım. Başıboş bırakıldıkları zaman onlar da FETÖ örgütü gibi kadrolaşabilir, kendi insanlarını en yüksek noktalara getirebilir.

-AK Parti’yle ilgili değil. CHP’si de, DSP’si de, şimdiki partiler de cemaatlere, tarikatlara sırt çeviremezler. Bunların iyisi vardır, kötüsü vardır, şüphesiz iyileriyle ilişki kurarlar. HDP’lilerin bile elini öptüğü, saygı duyduğu çok değerli insanlar vardır. Bunlar vatansever, değerli insanlardır.

-Yargıda sıkıntı var mı derseniz, var. Hem de çok büyük sıkıntı var. Bu sıkıntıların giderilmesi için Türkiye’de belki bir iklim değişikliğine, anlayış değişikliğine ihtiyaç var.

-Devletin dini adalettir, devletin küfrü zulümdür. Bu bizim büyüklerimizin sözüdür. Adaletsizliğin karşısında sadece zulüm olur, haksızlık olur, başka bir şey olmaz.

-Biz güzel bir dönem yaşadık, son zamanlarda belki bazı geri gidişler var. 2011’de yüzde 50 oyu sadece AK Parti’nin çekirdeğinden almadık. Şimdi alabilir miyiz? Herhalde alamayız.

 

-2002’den 2007’ye kadar meclis başkanlığı yaptım. O zaman meclise alınacak kadroların hepsi istisnai kadrolardı. Tüm dosyaları inceledim, personelin üçte biri milletvekillerinin, bakanların birinci, ikinci dereceden yakınlarıydı.

-Başımı AK Parti’den başka bir partiye çevirmem. AK Parti’de olacağım, cumhurbaşkanımızın yanında, çevresinde olacağım. Ona karşı hiçbir zaman rakip olmayacağım diye bir içtihatta bulundum. Beni fazla zorlamasınlar. Çünkü içtihatlar zaman zaman değişebilir.

-Ben bizim adayımızın kazanması gerektiğini düşünüyorum. Bizim adayımızın kim olacağı konusunda sadece Bahçeli’nin söylediği var, “Bizim adayımız Erdoğan’dır” diyor.

Ama AK Parti cenahından ve bizzat Erdoğan’ın kendisinden “Ben aday olacağım” diye bir söz gelmedi.