Gezi
JAPONYA
TRT’deki 38 yıllık çalışmamızın ardından, eşimin ve benim en büyük hobimiz seyahat etmek oldu. Genellikle gemiyle seyahat ediyoruz. Gemi turlarının kendi içinde bir büyüleyiciliği var. Her gün farklı bir limana demir atıp, birbirinden güzel şehirleri gezebiliyorsunuz. Her farklı tur, aynı coğrafya üzerinde yer alan halkları ve kültürleri tanımanıza olanak sağlıyor Showlar, çeşitli etkinlikler, sürpriz organizasyonlarla gemide vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. En güzeli de valizini bir kez kabininize yerleşirken, bir kez de tur bitiminde açıp kapatıyorsunuz. Açık büfe ve restoranlardaki nefis yiyeceklerden söz etmiyorum bile.24 saat boyunca istediğiniz önünüzde istemediğiniz ardınızda. Bu arada ipin ucunu kaçırıp kilo almamaya özen göstermeniz gerekiyor.
Şimdi artık, Japonya’ya yaptığımız gezi notlarımı paylaşmak istiyorum…
Japonya 2.Dünya Savaşı’ndan büyük bir yenilgiyle çıkmış, insanlık tarihinin en büyük dramlarından Atom Bombası felaketini yaşamış, bütün bunlara rağmen 50 yıldan daha kısa bir sürede, dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olmayı başarmış bir ülke.
Bu ancak, Japon halkının gerçekleştirebileceği bir mucize.
Japonya’nın nüfusu 2020 yılı nüfus verilerine göre 127 milyon civarında.
Japon kelimesinin kendi dillerindeki karşılığı;
Nihon veya Nippon.
Anlamı yükselen güneşin ülkesi.
Japonya toprakları 6800 adanın üzerinde yayılmış durumda.
Japonya dünyanın en büyük dördüncü ihracat ekonomisine sahip, ve dünyadaki en büyük 62’nci ülke konumunda.
Başkent Tokyo’nun nüfusu 35 milyonun üzerinde.
Sakura, bildiğimiz kiraz ağacının meyve vermeyenidir.
Japonlar tarafından neredeyse kutsallaştırılmış Sakuraların çiçek açtığı dönem Mart ayının sonuyla Nisan ayının ilk iki haftasını kapsar.
Sakura Senzen denilen bu dönem büyük kentlerde iki haftalık festivallerle kutlanır.
Japonlar, Sakuraların çiçeklerinin daha solmadan dökülmesini
hayatın geçiciliğiyle özdeşleştirirler. Bu özel çiçekler Samuray’ların yaşam ve ölüm arasında, bir kılıç darbesine bağlı ömürlerini de simgeler.
İkinci dünya savaşında Kamikaze pilotları bu çiçeği uçaklarına çizdirmişlerdir.
Japonya Sakura Vakfı ,2005 yılında 547 adet sakura fidanını Ertuğrul Fırkateyninin batışının 115’inci yılı ve şehit düşen denizcilerimizin anısına Tema Vakfı’na gönderdi. Bu jest de İstanbul’da Nezahat Gökyiğit Botanik bahçesinde, Ertuğrul Anıtı adıyla bir sakura bahçesinin açılmasına vesile oldu.
Japonya hakkında kısa notlar
-Ülkenin en yüksek noktası 3776 metre yüksekliğindeki Fuji dağıdır.
-Japonyada her yıl irili ufaklı 1500 deprem meydana gelmektedir.
-Japon ailelerinde çocuktan daha çok kayıtlı evcil hayvan var. Bunları bebek arabası şeklinde dizayn edilmiş köpek arabalarında gezdirmekten çok hoşlanıyorlar.-Dünyada kişi başı en çok balık tüketilen ülke burasıdır.
-Yıllık tüketilen tahta yemek çubuğu ise ortalama 27 milyar adettir.
-Dünyadaki en çok ürün satış otomatı Japonyada bulunur.
-Dünyadaki en düşük cinayet oranı ve en yüksek intihar oranı Japonyadadır.
-Eğer birisi kendini trenin önüne atarsa, ailesinden tren şirketinin bütün masrafları tahsil edilir.
-Ülkede her yıl 2 milyar adetten fazla Manga adı verilen çizgi roman üretilir.
-Her gün masaj yapılarak beslenen KOBE sığırlarından üretilen et çok ünlüdür.
-Japonyada saatte 500 km sürate ulaşan hızlı trenlerin yıllık gecikme ortalaması sadece 18 saniyedir.
-Japonlar biriyle karşılaştıklarında el sıkışmak yerine eğilirler. Gösterilen saygı eğilme ile doğru orantılıdır.
-Ülkede siyah kedilerin uğur getirdiğine inanılır.
-Ülkede satılan cep telefonlarının yüzde 80’i,gençler banyo yaparken de kullanabilir diye su geçirmezdir.
-Çok çalışıldığı için işyerlerinde uyumak normal karşılanır.
-insanları metroya sığdırabilmek için Oshiya isimli bir görevli yolcuları iterek vagonlar sokar.
-Japonya’da okuma yazma oranı yüzde yüzdür.
-Japonların en büyük tutkularından biri de parklar ağaçlar ve çiçeklerdir.
Geyşalık Japonya’nın en çok merak edilen ve ilgi çeken konularının başında geliyor..
Köken olarak Gei ve Sha, yani sanat ve kişi kelimelerinin birleşmesinden oluşan Geyşa sözcüğü, kısaca hoşça vakit geçirten, çeşitli sanat dallarında yetkin, enstrüman çalan, şarkı söyleyen, entellektüel beklentilere tam anlamıyla cevap veren kadın anlamı taşıyor.
Tokyo bölgesinde Geyşa, Kyoto bölgesinde Geyko kelimesi kullanılıyor. Üç telli Japon gitarı Shamisen çalmak ve şarkı söyleyerek eğlendirmek konusunda eğitim almaları gerekiyor. Eğitimsizleri yok mu tabii ki var ama onlar gerçek geyşa olarak kabul edilmiyor.
İyi bir Geyşa olmanın yolu genç güzel ve tatlı dilli olmanın yanısıra sanata ve enstrüman çalmaya ve çay seremonisi yapmaya yetenekli olmak, farklı dans ve şarkı söylemeyi bilmekten geçiyor.
Geyşaların birlikte olacakları erkeği seçme hakları var.
Her parası olan erkek istediği Geyşayla birlikte olamayacağını biliyor ve bu da kadına belli bir saygınlık kazandırıyor.
Maiko’lar yani Çırak Geyşaylar yıllarca deneyimli geyşaların yanında eğitim alıyor. Bu eğitimi tamamlayamayan yada başarılı olamayan Maiko’lar ancak ikinci sınıf kulüplerde iş bulabiliyorlar.
Geyşalar duygularını yansıtmamak için yüzlerine beyaz makyaj yapıp dudaklarını cinselliği simgeleyen kıpkırmızı renge boyuyorlar. Saçlarını ve sırttan bağlanan kemerlerini düzenlemek ise apayrı bir sanat.
Revaçta olan Geyşaların Danna adı verilen zengin ve nüfuslu bir koruyucusu oluyor ve onun himayesine giriyorlar. Kurallara göre Geyşalar, evlenemez ve çocuk sahibi olamazlar…
Günümüzde geyşalık devam ediyor olsa da
sayıları belirgin ölçüde azalmış durumda.
1900’lü yılların başında 80 bin olan sayıları bugün bin 500’e kadar inmiş.
Ayrıca, 1959 yılında ülkede kabul edilen mecburi eğitim yasası genç kızların geyşalık eğitim evlerine alınmasını imkansız hale getirmiş.
Gemimiz Shimizu limanına yanaştığında kentin Geyşalık okulundan gelen gurubun gösterisini sizler için görüntüledim.
Başak DOĞRU/Gazeteci-Bizans ve İstanbul Araştırmacısı
Başak DOĞRU/kentekrani
Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız
www.kentekrani.com 27 Temmuz 2021
Video Editing: Nurullah KADİRİOĞLU