Katledilen Deniz Poyraz Üzerinden Sosyal Medya Sorunsalı

Öncelikle katledilen Deniz Poyraz’a rahmet diliyorum.

Daha önce nasıl yaşıyordu? Ne gibi fikirleri vardı? Eyleme dönüyor muydu ya da düşünce olarak mı kalıyordu?

Bu soruların hepsini bir yana bırakarak…

Annesi hasta olduğu için onun yerine işe giden ve burada katledilen bir genç kızın acısını yüreğimizde hissetmemize de engel olunuyorsa; samimi söylüyorum ki bu dünyanın sonu tez zamanda gelsin!

İçimizdeki tüm kötülükleri ve nefretleri de beraberimize alıp, cehennemin en dibine gidelim!

Bu ülkede ve tüm dünyada acımasızca katledilen her insan bizim yüreğimizi sızlatır!

Şiddetin her türlüsüne kapımız kapalıdır.

Bu konuyu burada noktalıyorum. Benim bu yazıda asıl değinmek istediğim, sosyal medyadaki dezenformasyonun başka bir kesiti…

Bu kesitin de Deniz Poyraz katliamı ile ilgisinin olması yüzünden, yazıya onunla başladım.

…

İzmir’de Ege Üniversitesi’nde Deniz Poyraz isimli bir Araştırma görevlisi var.

Ege Üniversitesinin web sayfasından ulaşamadım ama bir Facebook profilinden doğrulayabildiğim kadarıyla, bu kardeşimizin fotoğrafları, katledilen Deniz Poyraz’ın resimleri yerine kullanılmış.

O kadar yoğun kullanıldı ki hem de…

Şimdi kardeşimizin işi yoksa, internetteki fotoğrafların kendisine ait olduğunu belirterek mücadelesini versin dursun. Çok zor…

Bu olay, aklıma başka bir haber getirdi.

…

Geçtiğimiz aylarda sosyal medya hesabımda gezinirken, listemdeki bir arkadaşımın paylaşımı dikkatimi çekti.

Başlık şöyleydi: “LÜTFEN PAYLAŞIN! BU RESİMDE GÖRDÜĞÜNÜZ KIZLAR İKİ GÜNDÜR KAYIP!”

İnsan kayıtsız kalamıyor… paylaşımda iki tane ışıl ışıl genç kız resmi var… ailelerinin sıkıntılarını duyumsuyorsun; başlarına bir şey gelmiş olabilir mi endişesi taşıyorsun vs. Elin ihtiyari olarak “paylaş” butonuna gidiyor.

Tam paylaşacaktım ki, şeytan dürttü ve resimleri arama motorlarında aratma ihtiyacı duydum.

Bingo!

Olay ne zaman olmuş biliyor musunuz? TAM 8 YIL ÖNCE!

2 gün sonra da kızlar bir arkadaşlarının evinde bulunmuş. Bunalmış ve bir gençlik hatası yapıp, kız arkadaşlarının evinde saklanmışlar! Aileleriyle kucaklaşma haberleri var; ağlaşıyorlar…

…

Durumun vahametini idrak edebildik mi?

O kızlar şimdi 30’una merdiven dayamışlar ve hala resimleri sosyal medyada dün kaybolmuşlar gibi paylaşılabiliyor!

Bir yandan trajikomik ama bir yandan oldukça can sıkıcı.

Gençliğinizde yaptığınız bir hatanın sizi ömür boyu takip etmesini ister miydiniz?

…

Bu sıkıntı şimdilik çözümsüz gibi… belki yapay zekâ ile, belki teyit sitelerinin yaygınlaşması ile ya da belki, bugün aklımıza gelmeyen başka bir teknolojik düzenleme ile çözülmelidir.

Aksi halde, hayatları karartabilir!

…

Bu sıkıntılı konuyu azıcık rahatlatacak bir kurmaca gülümseyişle sonlandıralım:

Torun eve gelir.

“Offf babaanne yahu! Bugün yine kaybolmuşsun ve hayatından endişe ediliyor! Bütün sosyal medya yine senin resimlerinle dolu!..”

“Yahu bununla yaşamaya alışmadın mı daha? 50 sene önceki olay o… ne kızıyorsun bu kadar?”

“Sıkıntı şu ki… ‘insanlık görevi’ diyerek ben de fark etmeden paylaşmışım!”

“Sen dert etme… ben şimdi Hayriyelere gidip iki gün sonra bulunayım o vakit!”