Silkelemek!
” Futbol maçları ve ligler sadece şans oyunları adına birileri için nereye kadar oynanır!”
Yakın zamana kadar evlerde gördüğümüz bir manzara, sosyal güç ve belki de zenginlik belirtisi olarak duvar ve yerlere serilen halılar idi.
Gerçi bu gün üst düzey makam işgal edenlerin ayağının basacağı yere yine serilen yolluklar var ama; yakın zamana kadar bir servet gibi görülen halı önemliydi.
Evlerde, özellikle değerli Bünyan, İran ve Şark halıları klasik desenleri ile çok itibarlıydı.
Rahmetli Anne ve Babam’ın da taksitle de alsalar halı merakı ve yarışması vardı gizli gizli.
Malum, desenleri vardı: Dereden su içen ceylanlar veya çiçek bahçeleri; ya da kahramanlık duygularını kamçılayan sahneler …
Kalın ve ağırdı o halılar.
Bayram temizliği yapılırken büyük bir uğraşı verilirdi.
Bir yere asılan ağır halıyı sopalarla en az iki kişi döve döve tozunu çıkartırdık yorulana kadar.
Bu konuda komşularımızın da gizli yarışları olurdu sanki.
Bugünün beyaz eşya satıcıları daha çok halı mağazaları idi…
Bu girişi yaparken şimdilerde kapının arkasına da Rulo halinde duran ve ihtiyacı olanlara hediye olmayı bekleyen halılar aklıma geldi.
Pahalı bir servet görünümünde olan bu eşyalar faizi olmayan güvencelerdi.
Halı daha çok coğrafi olarak doğuya doğru yer işgal eden ve değer kazanan eşyayı.
Varlıklı bir aileyi evlerine girince halıları ile dahi bir sosyal statüye oturturduk algımızda.
Anadolumuzun bu vaz geçilmez gerçeğinin daha çok Isparta’da yapılanı önde gelirdi.
Rahmetli Annemi hala soran, yılda bir kez beni arayan “Halı temizleme fabrikaları” ise, hala var.
Halıcılık çağ atladı!
Geçmiştekilerin yerini daha hafif, makinelerde işlenen; büyük bina, ofis ve otelleri işgal eden endüstriyel versiyonları aldı!
Ama elle emekle örülenler daha değerli olsa da artık pek revaçta değiller!
Ama yine de zor bulunuyorlar.
Bu değişimden yola çıkınca yüzyılımızın emeğe değil; sadece endüstriyel algıya önem verdiğini anlıyoruz.
Benim burada vurgulamak istediğim halı örneğiyle emek ve değer usurunu öne çıkartmayı.
Tıpkı Futbolda olduğu gibi.!
Hep düşlerdim;Trabzonspor örneği hariç üç büyüklerin başı çektiği bir lig olmaktan nasıl kurtuluruz diye.
Bu düşüncemi, sadece kendi insan kaynağımız dayanarak ve çağdaş bir eğitimle ancak gerçek olabileceğini eskiden de şimdi de biliyorum.
Anca bu olmadı, yapılamadı!
O nadir el emeği göz nuru ‘halıları’ üretemedik.
Üstelik bu konuda başarılı kişileri ‘çakma’ rulo halılar gibi bir köşeye attık!
‘Halılarımız’ da olduğu gibi taklit,ikinci ve üçüncü sınıf yabancılarla ile idare ediyoruz!
Corona salgını bizi evlerde hapis ederken gezegenimizde ki yaşamı da değiştirdi.
Hiçbir şey geçmişte olduğu kadar önem taşımazken, Azrail ile daha samimi hale geldik!
Çaresi olacağı düşünülen aşıların maliyeti milyon dolarlarla açıklanırken; boş tribünlere oynanan futbola sadece belli yayıncı kuruluşun aşı misali çare olacağı hayal edildi.
Futbol, onun emrine verildi ve bizler buna boyun eğdik.
Bu resmen futbolun masa başına getirilmiş gerçeğidir.
Rekabet, halktan ve onun adına yapılan mücadeleden alınıp ucuzulamaya ve belki de böyle giderse ekonomiye, daha sonra da yıldız olma ve yarışma ile sanatsal yanına da darbe vuracak hale getirildi.
Dünyada kısa süre önce endüstri adına VAR ile kamçılanan futbol belki de robotlara teslim edilecek veya sanal yanı ile mücadele etmek zorunda kalınacak.
Sürekli uzay, öteki dünyalar ve galaksideki yerimiz ile mesafe ve olasılıklardan bahsedilen bir süreçte belki de paranın ortadan tamamen kalkması gerçekleşecek.
Yeni bir yaşam biçimine dönüş insanın düşünsel yapısına darbe vuracaktır.
Tek merkezden yönetilen bir robotik dünyaya alıştırılıyoruz gibi!
Unutmayalım; bir virüs bizi yok ediyorsa bu halıların yerini taklit , rulo halıların almasının sonucudur!
Emek ve estetik taklit ve yanılsama karşısında hezimete uğramıştır!
Peki; gelelim zurnanın zırt dediği yere, bir başka ‘virüs’ e…
Futbol maçları ve ligler sadece şans oyunları adına birileri için nereye kadar oynanır!
Adnan DİNÇER/Futbol İnsanı-Tek. Direktör-Akademisyen-Yazar
Adnan DİNÇER/kentekrani
Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız
www.kentekrani.com 04 Ocak 2020