Coşkun KARTAL; Sözü Bitirmeyin!

0

Bilmem farkında mısınız?

Uzunca bir süredir yaşanan her felakette, her can kaybında, insanın içini öfkeyle dolduran her olay karşısında genelde sosyal medya aracılığıyla dile getirdiğimiz bir refleks geliştirdik.

“Sözün bittiği yer!” diyoruz.

Bu sözü hangi amaçla kullandığımızın ise birden fazla tanımı var.

Kimi zaman derdimiz, “kaderin önüne geçilmez” deyip yaşananlar karşısındaki çaresizliğimizi vurgulamak .

Bazı durumlarda “çok kötü olmuş ama yapabileceğimiz bir şey yok” deyip , deyim yerindeyse işine gücüne bakmak!

O gün yaşanan olay artık hangi kategoriye giriyorsa, o alanda önlem almak ve bunların önüne geçmekle görevli olanların ihmalkarlığına, beceriksizliğine ya da vurdumduymazlığına tepki göstermiş gibi yapmak!

Her konuda ve alanda yaşanan kötü şeylerin, hatta kimilerinin yaptığı gafların, yarattığı skandalların karşısında, toplumun her kesiminden duyabildiğimiz -ya da okuyabildiğimiz- bir cümle:

“Sözün bittiği yer!”

Hatta, gündem birden fazla olayın “sözümüzü bitireceği” kadar yoğun olduğu durumlar yaşanabiliyor.

Belki de dünya üzerinde gündemi bu kadar yoğun ülke sayısının çok az oluşundandır!

Belki de, kamu vicdanını yaralayan her olayda bu sözü sosyal medya platformlarına yazıp, bilinçaltımızın bize emrettiği tepki gösterme görevini yerine getirmiş sayıyoruz kendimizi.

Toplumsal felaketler, haksızlıklar, adaletsizlikler, travmalar, şehit haberleri , çok ölümlü büyük kazalar gibi olaylar karşısında sesimizi yükseltmemiz gerektiği bilinçaltlarımızın bir yerlerinden bizi dürtüp duruyor.

Ve ne yazık ki, kimilerimiz, sesinin yükseleceği noktada “sözü bitiriyor”! 

  *         *         *

Şu küreselleşen, iletişim “devrimi” sayesinde herkesin dünyanın her yerindeki olaylardan kolayca haberdar olduğu dünyamızda ve ülkemizde son birkaç gündür olup bitenler, genel bir kötüye gidişe işaret ediyor.

Sözü bitiren yerlere doğru gidişe!

Bu günlerde Türkiye’de yaygın olarak “sözün bittiği yer” olarak nitelenen kimi felakete yol açmış, kimi siyasal, kimi adli bir çok  önemli olayların sonuçlarını tartışıyoruz.

Suçlamalar, savunmalar, yalanlar, iftiralar gırla gidiyor.

Sosyal medya’da hayret ya da inanamazlık emojileri eşliğinde aynı söylem var.

“Sözün bittiği yer!”

Aslında tam da sözün başlaması gereken yer!

Bu ülkeyi ve insanlarını seven, demokrat ve özgürlükçü olan herkesin sözünün.

*        *         *

Amerika’nın yeni başkanı, 1930’lardaki bir “liderin” pervasızlığı, hukuk tanımaz tavrı, tehditkar yüz ifadesi ile  ortalığı kırıp dökeceğini anlatan , oradaki bütün eski başkanları eski “dünya hakimi “ ülkelerini zayıf düşürmekle suçlayan ilk başkanlık konuşmasını yapıyor.

Konuşmasının bir yerinde, Gazze’deki İsrailli rehineleri kurtarmak için ellerinden geleni yaptıklarını söylüyor.

Az önce adeta suratlarına tükürdüğü demokrat-cumhuriyetçi eski başkanlar ayağa kalkarak alkışlıyor!

Ancak, Gazze’de katledilen 60 bin savunmasız çocuk ve kadından tek söz yok.

Adeta eski tür emperyalizmin yeniden tanımını yapıyor. 

Hem de klasik “dünyaya barış getireceğiz” palavraları eşliğinde!(Herhalde bu yılki Nobel barış ödülüne layık görürler!)

Öte yandan, kabinesine aldığı, büyük sosyal medya kurumu sahibi, kürsüye gelip başkanının bu konuşmasını nazi selamına benzer bir hareketle taçlandırıyor!

Dünyada başkanından hiç mi hiç hoşlanmayan ve kendisinin sahibi olduğu sosyal medya platformuna üye olarak “ekmeklerini yediği” milyonlarca insanla adeta alay ediyor.

İşte size sözde “sözün bittiği yer!”

İşte tam da  sözün başlaması gereken yer.

İnsan olan herkesin sözünün.

  •         *          *

Söz önemlidir.

Bitmemesi, bitirilmemesi gerekir.

Sözün bittiği yer sözü, “artık bu kadar da olmaz” ifadesini içeren bir şaşkınlık deyimi olarak da söylense, beraberinde olağan dışı işlere karşı kanıksama getirme tehlikesini taşır.

Dünyadan gelip geçmiş bütün baskı rejimlerinin en güçlü dönemleri, üzerinde egemenlik sürdükleri halkların suskunluk dönemleridir.

Suskunluktan çıkan halklar, sözü başlattıkları ölçüde hukuka, adalete, demokrasiye, insan haklarına kavuşmuşlardır.

Söz, insanlık tarihinin en önemli deneyimidir.

Bitirmeyin!

Coşkun KARTAL

SÖZÜCoşkun KARTAL

SÖZÜ BİTİRMEYİN!

Bilmem farkında mısınız?

Uzunca bir süredir yaşanan her felakette, her can kaybında, insanın içini öfkeyle dolduran her olay karşısında genelde sosyal medya aracılığıyla dile getirdiğimiz bir refleks geliştirdik.

“Sözün bittiği yer!” diyoruz.

Bu sözü hangi amaçla kullandığımızın ise birden fazla tanımı var.

Kimi zaman derdimiz, “kaderin önüne geçilmez” deyip yaşananlar karşısındaki çaresizliğimizi vurgulamak .

Bazı durumlarda “çok kötü olmuş ama yapabileceğimiz bir şey yok” deyip , deyim yerindeyse işine gücüne bakmak!

O gün yaşanan olay artık hangi kategoriye giriyorsa, o alanda önlem almak ve bunların önüne geçmekle görevli olanların ihmalkarlığına, beceriksizliğine ya da vurdumduymazlığına tepki göstermiş gibi yapmak!

Her konuda ve alanda yaşanan kötü şeylerin, hatta kimilerinin yaptığı gafların, yarattığı skandalların karşısında, toplumun her kesiminden duyabildiğimiz -ya da okuyabildiğimiz- bir cümle:

“Sözün bittiği yer!”

Hatta, gündem birden fazla olayın “sözümüzü bitireceği” kadar yoğun olduğu durumlar yaşanabiliyor.

Belki de dünya üzerinde gündemi bu kadar yoğun ülke sayısının çok az oluşundandır!

Belki de, kamu vicdanını yaralayan her olayda bu sözü sosyal medya platformlarına yazıp, bilinçaltımızın bize emrettiği tepki gösterme görevini yerine getirmiş sayıyoruz kendimizi.

Toplumsal felaketler, haksızlıklar, adaletsizlikler, travmalar, şehit haberleri , çok ölümlü büyük kazalar gibi olaylar karşısında sesimizi yükseltmemiz gerektiği bilinçaltlarımızın bir yerlerinden bizi dürtüp duruyor.

Ve ne yazık ki, kimilerimiz, sesinin yükseleceği noktada “sözü bitiriyor”! 

  *         *         *

Şu küreselleşen, iletişim “devrimi” sayesinde herkesin dünyanın her yerindeki olaylardan kolayca haberdar olduğu dünyamızda ve ülkemizde son birkaç gündür olup bitenler, genel bir kötüye gidişe işaret ediyor.

Sözü bitiren yerlere doğru gidişe!

Bu günlerde Türkiye’de yaygın olarak “sözün bittiği yer” olarak nitelenen kimi felakete yol açmış, kimi siyasal, kimi adli bir çok  önemli olayların sonuçlarını tartışıyoruz.

Suçlamalar, savunmalar, yalanlar, iftiralar gırla gidiyor.

Sosyal medya’da hayret ya da inanamazlık emojileri eşliğinde aynı söylem var.

“Sözün bittiği yer!”

Aslında tam da sözün başlaması gereken yer!

Bu ülkeyi ve insanlarını seven, demokrat ve özgürlükçü olan herkesin sözünün.

*        *         *

Amerika’nın yeni başkanı, 1930’lardaki bir “liderin” pervasızlığı, hukuk tanımaz tavrı, tehditkar yüz ifadesi ile  ortalığı kırıp dökeceğini anlatan , oradaki bütün eski başkanları eski “dünya hakimi “ ülkelerini zayıf düşürmekle suçlayan ilk başkanlık konuşmasını yapıyor.

Konuşmasının bir yerinde, Gazze’deki İsrailli rehineleri kurtarmak için ellerinden geleni yaptıklarını söylüyor.

Az önce adeta suratlarına tükürdüğü demokrat-cumhuriyetçi eski başkanlar ayağa kalkarak alkışlıyor!

Ancak, Gazze’de katledilen 60 bin savunmasız çocuk ve kadından tek söz yok.

Adeta eski tür emperyalizmin yeniden tanımını yapıyor. 

Hem de klasik “dünyaya barış getireceğiz” palavraları eşliğinde!(Herhalde bu yılki Nobel barış ödülüne layık görürler!)

Öte yandan, kabinesine aldığı, büyük sosyal medya kurumu sahibi, kürsüye gelip başkanının bu konuşmasını nazi selamına benzer bir hareketle taçlandırıyor!

Dünyada başkanından hiç mi hiç hoşlanmayan ve kendisinin sahibi olduğu sosyal medya platformuna üye olarak “ekmeklerini yediği” milyonlarca insanla adeta alay ediyor.

İşte size sözde “sözün bittiği yer!”

İşte tam da  sözün başlaması gereken yer.

İnsan olan herkesin sözünün.

  •         *          *

Söz önemlidir.

Bitmemesi, bitirilmemesi gerekir.

Sözün bittiği yer sözü, “artık bu kadar da olmaz” ifadesini içeren bir şaşkınlık deyimi olarak da söylense, beraberinde olağan dışı işlere karşı kanıksama getirme tehlikesini taşır.

Dünyadan gelip geçmiş bütün baskı rejimlerinin en güçlü dönemleri, üzerinde egemenlik sürdükleri halkların suskunluk dönemleridir.

Suskunluktan çıkan halklar, sözü başlattıkları ölçüde hukuka, adalete, demokrasiye, insan haklarına kavuşmuşlardır.

Söz, insanlık tarihinin en önemli deneyimidir.

Bitirmeyin!

Coşkun KARTAL BİTİRMEYİN!

Bilmem farkında mısınız?

Uzunca bir süredir yaşanan her felakette, her can kaybında, insanın içini öfkeyle dolduran her olay karşısında genelde sosyal medya aracılığıyla dile getirdiğimiz bir refleks geliştirdik.

Sözün bittiği yer!” diyoruz.

Bu sözü hangi amaçla kullandığımızın ise birden fazla tanımı var.

Kimi zaman derdimiz, “kaderin önüne geçilmez” deyip yaşananlar karşısındaki çaresizliğimizi vurgulamak .

Bazı durumlarda “çok kötü olmuş ama yapabileceğimiz bir şey yok” deyip , deyim yerindeyse işine gücüne bakmak!

O gün yaşanan olay artık hangi kategoriye giriyorsa, o alanda önlem almak ve bunların önüne geçmekle görevli olanların ihmalkarlığına, beceriksizliğine ya da vurdumduymazlığına tepki göstermiş gibi yapmak!

Her konuda ve alanda yaşanan kötü şeylerin, hatta kimilerinin yaptığı gafların, yarattığı skandalların karşısında, toplumun her kesiminden duyabildiğimiz -ya da okuyabildiğimiz- bir cümle:

Sözün bittiği yer!”

Hatta, gündem birden fazla olayın “sözümüzü bitireceği” kadar yoğun olduğu durumlar yaşanabiliyor.

Belki de dünya üzerinde gündemi bu kadar yoğun ülke sayısının çok az oluşundandır!

Belki de, kamu vicdanını yaralayan her olayda bu sözü sosyal medya platformlarına yazıp, bilinçaltımızın bize emrettiği tepki gösterme görevini yerine getirmiş sayıyoruz kendimizi.

Toplumsal felaketler, haksızlıklar, adaletsizlikler, travmalar, şehit haberleri , çok ölümlü büyük kazalar gibi olaylar karşısında sesimizi yükseltmemiz gerektiği bilinçaltlarımızın bir yerlerinden bizi dürtüp duruyor.

Ve ne yazık ki, kimilerimiz, sesinin yükseleceği noktada “sözü bitiriyor”! 

  *         *         *

Şu küreselleşen, iletişim “devrimi” sayesinde herkesin dünyanın her yerindeki olaylardan kolayca haberdar olduğu dünyamızda ve ülkemizde son birkaç gündür olup bitenler, genel bir kötüye gidişe işaret ediyor.

Sözü bitiren yerlere doğru gidişe!

Bu günlerde Türkiye’de yaygın olarak “sözün bittiği yer” olarak nitelenen kimi felakete yol açmış, kimi siyasal, kimi adli bir çok  önemli olayların sonuçlarını tartışıyoruz.

Suçlamalar, savunmalar, yalanlar, iftiralar gırla gidiyor.

Sosyal medya’da hayret ya da inanamazlık emojileri eşliğinde aynı söylem var.

Sözün bittiği yer!”

Aslında tam da sözün başlaması gereken yer!

Bu ülkeyi ve insanlarını seven, demokrat ve özgürlükçü olan herkesin sözünün.

*        *         *

Amerika’nın yeni başkanı, 1930’lardaki bir “liderin” pervasızlığı, hukuk tanımaz tavrı, tehditkar yüz ifadesi ile  ortalığı kırıp dökeceğini anlatan , oradaki bütün eski başkanları eski “dünya hakimi “ ülkelerini zayıf düşürmekle suçlayan ilk başkanlık konuşmasını yapıyor.

Konuşmasının bir yerinde, Gazze’deki İsrailli rehineleri kurtarmak için ellerinden geleni yaptıklarını söylüyor.

Az önce adeta suratlarına tükürdüğü demokrat-cumhuriyetçi eski başkanlar ayağa kalkarak alkışlıyor!

Ancak, Gazze’de katledilen 60 bin savunmasız çocuk ve kadından tek söz yok.

Adeta eski tür emperyalizmin yeniden tanımını yapıyor. 

Hem de klasik “dünyaya barış getireceğiz” palavraları eşliğinde!(Herhalde bu yılki Nobel barış ödülüne layık görürler!)

Öte yandan, kabinesine aldığı, büyük sosyal medya kurumu sahibi, kürsüye gelip başkanının bu konuşmasını nazi selamına benzer bir hareketle taçlandırıyor!

Dünyada başkanından hiç mi hiç hoşlanmayan ve kendisinin sahibi olduğu sosyal medya platformuna üye olarak “ekmeklerini yediği” milyonlarca insanla adeta alay ediyor.

İşte size sözde “sözün bittiği yer!”

İşte tam da  sözün başlaması gereken yer.

İnsan olan herkesin sözünün.

  •         *          *

Söz önemlidir.

Bitmemesi, bitirilmemesi gerekir.

Sözün bittiği yer sözü, “artık bu kadar da olmaz” ifadesini içeren bir şaşkınlık deyimi olarak da söylense, beraberinde olağan dışı işlere karşı kanıksama getirme tehlikesini taşır.

Dünyadan gelip geçmiş bütün baskı rejimlerinin en güçlü dönemleri, üzerinde egemenlik sürdükleri halkların suskunluk dönemleridir.

Suskunluktan çıkan halklar, sözü başlattıkları ölçüde hukuka, adalete, demokrasiye, insan haklarına kavuşmuşlardır.

Söz, insanlık tarihinin en önemli deneyimidir.

Bitirmeyin!

Coşkun KARTAL