SERÇELERİN İNTİKAMI

0

SERÇELERİN İNTİKAMI

Çağdaş düşünür ve yazar Amin Maalouf’un son kitabı “ Labirent” adını taşıyor. Maalouf, sadece bir romancı değil, dünya düzeni, geçmişi ve geleceğiyle ilgili denemeleri de var. Bu eseri de öyle. Yazar, ABD, Çin, Rusya ve Japonya’yı mercek altına almış, bu ülkelerin tarihlerine göz atarak, çok kutuplu dünyanın nükleer dikenin üzerinde oturduğunu anlatıyor.

Amin Maalouf, Fransa’da yaşıyor bu ülkenin vatandaşı ama Ortadoğu kanına işlemiş bir yazar. Çünkü kökleri Lübnan’a uzanıyor. Yazarın Ortadoğu’da her 10 yılda bir kan gölüne dönen, çok renkli, çok dinli, çok kavimli diye övünülen Lübnan’da yaşayan akrabaları var.

Şimdi son İsrail saldırılarından sonra acaba ülkesi ne hale gelecek? Batı’nın Haçlı seferlerinden beri amaçladığı küçük ama işlevi büyük bir Hristiyan devleti mi kurulacak?

Ortadoğu’nun limanı sayılan Suriye’nin başına gelenleri de böyle okumak lazım. Emperyalizm hep aynı oyunu oynuyor, böl ve yönet…

Yakında Büyük Ortadoğu Projesi’nin tam anlamıyla kokusu çıkacak gibi görünüyor.

Neyse; Maalouf’un Labirentinin içine girince, küçük bir ayrıntı gözümden kaçmadı… Bunu anlatayım.

BÜTÜN SERÇELERİ ÖLDÜRÜN!

Şunu belirtmek lazım; Özellikle Batı medyasının filmlerinden haberlerine kadar her yerde haklarında ileri geri laf edilen

Komünistlerin hataları oldu ama Rusya ve Çin gibi iki süper gücü de onlar ortaya çıkardı.

Şimdinin süper gücü Çin, Emperyalizm çağının en çileli topraklarıydı. İngiliz, Japon ve ABD’nin oligarşik yapıları Çin’e yıllar boyu çöreklendiler.

Çin’in kanını emdiler. Bu ülke tarihinde hep açlıkla mücadele etti. Komünistler öncülüğündeki Halk Ordusu’nun iktidarı ele geçirmesiyle Çin’in ayak sesleri tüm dünyada yankı buldu.

Uzun yürüyüş gibi uzun hikayedir, ülke bağımsızdı ama sorunlar çığ gibiydi. Komünistlerin ilk iktidar yıllarında, sonraki Kültür Devrimi diye adlandırılan tam bir kaos döneminde çok büyük hatalar yapıldı.

Çin devriminin ilk yıllarında da güya bilime önem verdiğini söyleyen yönetimden bazı aklı evveller, ülkedeki gıda sorununun suçlusunu ilan etti…SERÇELER…

Oturup hesap yaptılar, minicik bir serçenin bir avuç buğday ve arpa yerse, ‘bir serçe ordusu ne yapmaz’ diyerek minik kuşkatliamı başlattılar. Serçeleri ilaçla değil, gürültü çıkararak katlettiler. Gürültüydü serçe soykırımının silahı…

Zaten devrim heyecanı yaşayan gençler, çoluk çocuk ve de çiftçiler, ellerinde tenekeler, davullar ne buldularsa gürültü çıkardılar. Ürkek olan serçeler açlıktan patır patır düşerek can verdiler.

Sonra mı? Serçeler gidince, çekirgeler geldi. Tüm ekili alanlar insanlık tarihinin en büyük çekirge istilasıyla karşılaştı. 30 milyon Çinli açlıktan öldü.

Çin yönetimi hatasını anladı ama artık çok geçti. Serçelerin intikamı çok acı olmuştu.

Çin’de şimdi kuşlara dokunmanın cezası ağır…

Neymiş bu olayın kıssadan hissesi… Doğanın dengesini bozarsan başına geleceklere hazır ol…

Anlayana…