Ortadoğu’yu dönüştürebilmek!
Yirmi bir yıl evvel Fas’tan Basra Körfezi’ne kadar Ortadoğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika’da bulunan 22 ülkenin rejim ve sınırlarının değişeceğini söylemişti Condoleezza Rice, ardından ABD Dışişleri Bakanı oldu. Aynı proje(BOP), sonradan Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika projesi olarak değiştirildi.
Bölge; Avrupa, Asya ve Afrika’dan oluşan dünya anakaralarının kesiştiği coğrafyayı oluşturuyordu. Süveyş Kanalı, Bab el- Mendeb ve Hürmüz Boğazı çok stratejik bir deniz yoluydu.
Kara altın olarak da değerlendirilen petrolün nakli de bu güzergâhtan yapılırken, başta ABD olmak üzere petrolün ekonomik değeri tüm emperyalistlerin iştahını kabartmaktaydı.
Öyleyse bölge karıştırılmalı, parçalanmalı, cetvelle çizilmiş sınırlar belirlenmeliydi.
Öyle de oldu, henüz üç çeyrek yaşındaki İsrail bölgeye monte edildi.
ABD artık Orta Doğu’daydı.
Irak ve Afganistan işgalleri sözüm ona bölge halklarının güvenliği, özgürlüğü ve demokrasi adına yapılmıştı. Yarattıkları kan gölü; neyi hedeflediklerini ve önceliklerini açıkça göstermesine rağmen bugünkü hazin tablo insanlığı ayıltamamış, kendine getirmemiştir.
İnsanlığın aynı suda daha kaç kez yıkanacağı meçhulümüzdür.
Ancak ABD’nin stratejik hedefleri hiç değişmemiştir.
Son aşama; İsrail’in güvenliği, ABD’nin bölgedeki çıkarları ve diğer güçlerin (AB, Rusya ve Çin) bölgeden uzak tutulması için ABD ve İsrail desteğinde bir büyük Kürdistan kurulmasıdır.
Bu projede elbette İsrail çevresinde askeri ve ekonomik güce izin verilmeyecektir.
Yeni Dünya Düzeni çok karmaşık bir şey değildir. Aslında ABD’nin hükmettiği bir dünya yaratma hevesidir. Ülkelerin, ulusların, inançların ve evrensel değerlerin hiçbir önemi yoktur.
Bölgesel ve küresel konularda sopa ve düdük onun elindedir. Karar mekanizması sadece ona aittir. Siyasal ve finansal manevralarıyla dünya halklarına yaşattıkları esaret, zulüm ve yoksulluk zerre umurlarında değildir.
Elinde sopa ile barış, savaş demektir.
Şimdi…
Açılım; Barışı sağlamak adına temelde insan hakları ve demokrasiyi gerçekleştirmekle olur.
Sürece tüm dinamikler katılmalı ve katkı vermelidir. Soyut kavramlar yerine ivedilikle somut adımlar atılmalı, tarafların gizli ajandaları olmamalıdır.
Eşit yurttaşlık demokrasinin olmazsa olmazı olmalıdır.
Peki…
Bu gelişme ABD tarafından kurulan Genişletilmiş Orta Doğu Projesine uyar mı?
Projeye göre ABD ve İsrail’in güvenliği ve çıkarlarını sağlayacak bir Kürt Devleti kurulmasını engeller mi? ABD sınır değişikliği amacını tümüyle rafa kaldırır mı?
Bu dönemde ülkemiz ve yurttaşlarımız her türlü provokasyona karşı hazır olmalıdır.
Dünya, geçmişte emperyalistlerin çıkarları için neler yaptığına çok tanık olmuştur.
Barış; zor, meşakkatli ve uzun bir süreçtir, ama imkânsız değildir.
NATO’da birlikte olduğumuz, ancak müttefikliği her dönemde çok tartışılan ABD’ye rağmen açılım çok sancılı olacaktır. Taraflar bu konuda çok dikkatli ve şeffaf olmalıdır.
Bu coğrafyada oyun çok kurulur, yeter ki bu kez de onu da biz kuralım.
Erdem tehlikeli saatlerde belli olur, o saatler de bize uzak değildir.
Saygı, sevgi ve inançla,
Kemal Yalnız