Kediname 41; Oskar adında bir mucize…

0

Kediname 41; Oskar adında bir mucize…

Batırılan üç askeri gemiden de sağ kurtulmayı başaran Oskar’a mucizenin adı demek gerek. Konuşabilse, “Hayatım roman” diye başlardı anlatmaya kesin.

Oskar, askeri gemilerdeki kariyerine başladığında genç bir kediydi. Siyah beyaz bir delikanlı. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Nazi Almanyasında sokaklarda takılırken, onu sağlıklı ve avcı olarak değerlendiren bir asker tarafından keşfedildi. Kucaklandığı gibi bir gemiye götürüldüğünde şaşkın ve ürkekti.

O artık bir gemi kedisiydi. Ezelden beri askeri, ticaret ve keşif gemilerinde mutlaka kedi bulundurulurdu. Canlı olduğu için mürettebat sayılıyordu.
Bu pisicanların en önemli görevi gemilerdeki kemirgenlerle savaşmaktı. Ahşap aksam, elektrik kabloları, halatlar, gıda stokları, geminin kaçak yolcuları olan farelerin tehdidi altındaydı. Bu tüylü mürettebat, denizcilerin psikolojisine de iyi gelirdi.

Gemi de gemi yani. İkinci Dünya Savaşı’nın efsane gemisi Bismarck.

Bu modern donanımlı Alman zırhlısı oldukça heybetliydi. 1941 ilkbaharında Atlantik şilep rotalarına doğru Almanya’dan ayrılıyor.

Görüntüsü bile ürperten bu kul yapımı Azrail yola çıkınca İngilizlerin paçası tutuşuyor haliyle. Fransa açıklarında Hood ve Prince of Wales zırhlıları tarafından yolu kesiliyor. Bismarck inatla Hood’u batırıp, Prince of Wales’ı iyice benzeterek yoluna devam etse de bulunduğu yer ortaya çıkmış oluyor. Akabinde 12 uçaklık bir saldırıyla yaralanıyor. Fransa’ya dönmeye çalışırken İngilizlerin yüzen gezen destroyer, bot ne varsa saldırısında 18 saat savaştıktan sonra batıyor.

Savaşın dehşeti bu işte. Kan revan içindeki askerler, cesetler, batan devasa gemi. Tam 2000’den fazla ölü Alman askeri. Veee mürettebattan Oskar ise saatler süren çatışmadan sonra bir tahta parçasına çıkıp hayatta kalmış. Hepi topu gemide henüz sekiz gün görev yapmış.

Cossack

Ve İngilizlerin destroyeri Cossack, onu görüp yanaşıyor. Gemiye alınıyor. Hani bir filmde olsa hiç inandırıcı gelmez. Senarist ne içmiş filan denir.

Şans mı, şanssızlık mı?

Oskar talihli de, kurtarıldığı gemi de savaş gemisi… Bu dünyaya asker kedi olmaya gelmiş sanki.

Cossack’ta kariyerine devam eden Oskar, bu kez de 24 ekim 1941’de bir konvoya refakat ederken Alman savaş gemisinin saldırısına uğruyorlar. Ağır hasarlı gemi Cebelitarık’ın batısına, çekiliyor. Ve Oskar, sahil güvenlik ekiplerince kurtarılarak karaya getiriliyor.

Üçüncü gemiye transfer.

Uçak gemisi Ark Royal’e tayini çıkan Oskar’a burada Unsinkable Sam adını veriyorlar; Batmayan Sam. Allahtan bu düşmanın kedisiydi diyen olmuyor ve gelen geçen okşuyor.

İyi güzel de, bulunduğu yer yine savaş gemisi. Gemi, Malta’dan Cebelitarık’a dönerken bir Alman denizaltısı tarafından torpido saldırısına uğruyor ve ağır hasar alıp yan yatıyor.

Manzara Oskar için dejavu. Ağır ağır batan gemideki mürettebatı kurtarmaya giden denizciler tarafından yine bir tahta parçasının üzerinde sağ salim bulunuyor.

Öldürmeyen allah öldürmüyor işte. Fakat artık kariyerini Ark Royal’de sonlandıran Oskar görevlilerce Cebelitarık Valisi’ne teslim ediliyor. Önce valinin ofislerine yerleştiriliyor. Daha sonra Belfast’ta yaşayan bir denizci tarafından evlat ediniliyor.

Oskar, emekliliğin tadını 1955 yılındaki ölümüne kadar mutlu mesut çıkarıyor. Masal tadında bir son oldu çok şükür.

Füsun ALTINOK

Önceki Bölüm

Kediname 40; Dahi, Deli Dali ve Kedigil