“Toplumu yaratan hukuk değil, hukuku yaratan toplumdur.”
Hukuk, insan ve toplumun süreç içinde değişebilen gereksinimlerini karşılar.
Toplumsal gelişimin ürünüdür, kaynağı hayattır.
Bu nedenle dinamiktir ve evrenseldir.
Arkasında kamu gücü olan uyulması zorunlu kurallardır.
Bunlar; Ödev, yetki, sorumluluk ve yaptırımları içeren sosyal olgulardır.
Bir arada yaşama içgüdüsünü, güvenliği ve esenliği sağlar.
Toplumsal yaşam; dayanışma, paylaşma ve güçlüklere karşı direnmeyi yazılı hukuk kurallarına borçludur.
Kurmayı düşündüğü sosyal düzen, belli davranış ve yaşayış kurallarını öngören bir yapı oluşturur, çok değerlidir.
Çünkü insan bu düzeni kurabilecek merhamet, vicdan, akıl ve bilince kolay sahip olmamıştır.
İnsanlık tarihinin kazançları, kayıpları karşısında her zaman hüzünlü ve mahcuptur…
İlk belgeleri;
M.Ö 539’da Pers hükümdarı 2.Kiros tarafından ilan edilen ve Akad’ca olan ’’Kiros Silindiridir’’dir. Babil’in fethi üzerine yazılmıştır.
Medine vesikası,
Magna Carta,
1789 Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi
Ve İnsan Hakları evrensel Beyannamesi’dir.
Toplumsal yaşamı düzenleyen; din, ahlak, gelenek ve adetlerle hukuk arasında benzer yanlar olduğu gibi sonuçları itibariyle farklılıklar da vardır.
Hukuk, din kuralları gibi statik değildir.
Varlığını;
İlahi emirlerden,
Tanrısal iradeden,
Ve inançlardan almaz.
Yaptırımı, manevi değildir.
Hukuk; ’’Yapamazsın’’ kuralı üzerine,
Ahlak; ’’Yapmamalısın’’ kuralı üzerine oluşmuş, zarif ve nazik bir olgudur.
Hukuk; ayıplamaz, aşağılamaz, utandırmaz. Nesneldir ve yaptırımı değişebilir. Sert, ancak eşitlikçidir.
Dünya, yapmamalısın önermesiyle çok şey kaybetmiştir.
İnsan, ülkesinde de dünyada da tercihini;
’’ Yapamazsın’’ adına kullanmalı, yaptırımları için direnmelidir.
Adaletin olmadığı yerde ahlak da yoktur.
Suçlunun beraati, hukukun mahkûmiyetidir.
Saygı, sevgi ve inançla,
Kemal YALNIZ
Kemal YALNIZ/kentekrani
Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız
www.kentekrani.com 28 Haziran 2024