📽️NAZIM HİKMET’İN EDEBİ VE SİYASİ YOL HARİTASI

0

📽️NAZIM HİKMET’İN EDEBİ VE SİYASİ YOL HARİTASI

Nazım Hikmet, Türk edebiyatında yeri olan şair ve yazarlardan biri olarak tarih sahnesinde yerini almıştır. Ancak, onun adını büyük ölçüde görünür kılan sadece edebi yönü değil, aynı zamanda siyasi bir figür olarak kendini var etmesidir. Özellikle komünizmle ilişkisi, onun düşünsel ve siyasi kimliğinin önemli bir parçasıdır. Komünizm, Nazım Hikmet’in ideolojik ve siyasi bakış açısını etkilemiş bir doktrindir. Nazım Hikmet, komünizmi bir adalet ve eşitlik arayışı olarak görür ve bu ideolojiye bağlı bir şekilde dünya penceresini açar. Onun şiirlerinde ve yazılarında komünizm ve sosyalizmle ilgili açık referanslar bulunur. Özellikle toplumsal adaletsizliği ve sınıf farklarını ele alırken komünist ideolojinin ilkelerine atıfta bulunur. Nazım Hikmet’in komünizme olan bağlılığı, onun sadece bir şair değil, aynı zamanda bir devrimci olarak da tanınmasına yol açar.

Nazım Hikmet’in komünizmle ilişkisi sadece ideolojik düzeyde kalmaz, aynı zamanda pratik bir boyuta evrilir. Hayatının bir kısmını komünist hareketlerin içinde aktif olarak geçirir ve bu uğurda çeşitli zorluklarla karşılaşır. Komünist idealler uğruna yaşadığı sürgünler ve hapis cezaları, Nazım Hikmet’in komünizme olan bağlılık ve inancıyla ilgili bir fikir edinmemizi sağlar.

Hikmet’in edebi yönüne baktığımızda ise çeşitli akımlardan etkilendiğini görürüz. Özellikle, sosyal gerçekçiliğin ön planda olduğu eserlerinde Nazım’ın dünya ile, halk ile kurmak istediği farklı bir ilişki vardır. İkinci Dünya Savaşı ve getirdiği buhran, dünya halklarını yıpratmış ve geleceğe dair ümitsizlikle doldurmuştur. Nazım Hikmet tam da bu koşulların içinden kalemiyle halka seslenmektedir. Ancak okur yazar oranının o dönemler çok çok düşük olduğunu unutmayalım. Zor şartların zor insanları olarak, açtıkları pencerelere bir yenisini ekleyen Nazım Hikmet de güncelliğini koruyan şairler arasındadır. Zaman zaman denediği akımlar, onun ideolojisinden süzülen kelimelerle yoğrulup eserlere dönüşmüştür. Bazı şiirlerinde denediği fütürist etki oluşturma gayreti, Nazım Hikmet’in hem döneminin sanatsal akımlarına olan ilgisini yansıtır hem de onun özgün sesini oluşturur.

Bu akım, geleneksel sanat anlayışına karşı çıkar ve sanatı devrimci bir araç olarak görür. Nazım Hikmet, fütüristlerin bu radikal yaklaşımını benimseyerek kendi şiirlerinde de kullanmıştır.

Trrrrum,

trrrrum,

trrrrum!

trak tiki tak!

makinalaşmak istiyorum!

Beynimden, etimden, iskeletimden geliyor bu!

Her dinamoyu altıma almak için çıldırıyorum!

Tükrüklü dilim bakır telleri yalıyor,

damarlarımda kovalıyor,

oto-direzinler lokomotifleri!

(Seslendiren: İlhan Mimaroğlu)

Nazım Hikmet’ten örnek verilen şiirdeki fütürist etki, edebi türlerde yapılan devrimlerin uzantısıdır.

Teknolojik ve endüstriyel gelişmelere atıflar yapılmıştır. Ayrıca, dünyada modern yaşamla birlikte gündeme gelen karmaşıklık ve hızın yansıtıldığı imge olarak, değişen dünyanın dünyanın nabzı tutulmaya çalışılır.

Bu sayede, okuyucuya çağdaş dünyanın kaotik doğasını ve bireyin bu ortamda nasıl bir konumda olduğu hissettirilir.

Elbette, Nazım Hikmet’in şiirlerindeki asıl önemli nokta, insanın ve toplumun sorunlarına duyduğu duyarlılıktır. Fütüristler gibi, Nazım Hikmet de sanatı bir araç olarak görür ve toplumsal değişim için bir çağrı yapar. Şiirlerinde insanın acılarına, haksızlıklara ve umutlarına odaklanır.

Sonuç olarak, Nazım Hikmet’in hedeflediği adil dünya düzeninin, ideolojik yozlaşmalar nedeniyle ütopik bir düşünce olarak kaldığını söyleyebiliriz. Sovyet dünyasıyla ilgili kaleme aldığı tiyatro oyununa bakarak; İvan İvanoviç’lere dönüşmeden önce ideal dünyalar için ideolojileri, idealistleri, iyi niyetleri, ilahlaştırmamak gerekir. Aksi halde ideal olana ulaşmak için yürüdüğümüz tüm yollar, kutsanmanın gururuyla kibirden geçilmeyecektir.

Hatice GÖRGEÇ/Tiyatro Eğitmeni

Hatice GÖRGEÇ/kentekrani

Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 15 Nisan 2024

Yazarın Tüm Yazıları