Tekno Kültür
Sosyal Medya Neden Kısıtlanmamalı?
Teknoloji ve Toplum sürekli bir etkileşim içerisindedir. Sosyal medya teknolojinin toplum ihtiyaçlarına önerdiği bir çözümdür. Dolayısıyla, toplumun hareket noktası bu yöne doğru kayma eğilimi göstermektedir. Bu dönüşümden uzak durmak bir noktada toplumdan ve toplumun gittiği çizgiden uzaklaşmak anlamına gelebilir.
Başka bir perspektiften bakıldığında sosyalleşme süreci aslında egemen varlığın ideolojik araçlarını kullanarak, yaydığı bir misyonun parçası olarak ele alınırsa, günümüzde bu süreç sosyal paylaşım medya üzerinden yayılabilir. Bu durumda, yeni iletişim ortamlarının temel özelliklerinin getirisi olan kontrol kavramına daha etraflıca bakılması gerekmektedir. En nihayetinde sosyalleşmenin salt bu ortam üzerinden gerçekleşebileceği ütopyası dahi kontrolün yüzde yüz olarak egemen/kaynak varlığın elinde olduğu gerçeğini ortaya çıkarmaktadır.
Sosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı. Sosyal medyada var olan içerik kullanıcı tarafından oluşturulduğundan yaratıcılık ve inovasyon önem kazanmaya başladı ve böylece katılım çağına giriş oldu. Ve buna bağlı olarak değişimin hızında artışlar göründü, insanlar ve toplumlararası iletişimi de değişmeye başladı. Yaratıcılığın önemi arttıkça, yaratıcı düşünce sahipleri daha çok farkındalık yarattı. Yaratıcı özellik gerektiren meslekler de daha önem kazandı. Ayrıca, gerçekler yerine fikirler daha önemli hale geldi, insanlar da birbirlerini bu ortam ile daha hızlı tanıma fırsatı buldular, bu doğal olarak araştırma geliştirme faaliyetlerine de yansıdı.
Sosyal medya, son zamanlarda görüldüğü üzere yeni bir iletişim ve paylaşım modeli ortaya çıkardı. Herhangi bir statüde veya her herhangi farklı düşünce yapısına sahip insanlar günlük hayatta belki de bu kadar özgürce veremeyecekleri mesajı bu ortamda rahatça verebilir ve paylaşabilir duruma geldiler. Hatta bilinçaltında yerleşmiş, senelerdir bekleyen ve ortam bulamayan düşünceler, bir anda birçok ortama, eve, işyerine ve küresel dünyaya girebiliyor. Böylece düşünceler anında paylaşılabildiği için neticeleri de hızlıca olabiliyor.
Zaten problemler sürekli olmasına rağmen çözümün uzun ve zahmetli olduğundan şikâyetçi değil miyiz? Ve sorunlar da asıl tehlikenin vakit kaybı, iletişim sorunu olduğunu bilmez miyiz? İşte, yaşadığımız çağ’ın getirdiği teknolojik fırsatlar artık sorunlara daha hızlı, etkili ve paylaşımcı çözümler sunabilmektedir. En azından sorunu çözebilene en hızlı bir biçimde ulaşma fırsatı yaratmaktadır.
Toplumda başka neler değişmiştir? Aile kuruma da elbette yansımaları olmuştur. Doğru ve yerinde kullanıldığı takdirde inanılmaz faydalar izlenmiştir. Örneğin anne, çocuğunun arkadaş çevresini tanıma fırsatı bulmuştur. Veya evlenme hazırlığı yapan çiftler, müstakil eşlerinin arkadaş ve aile gruplarını tanıma fırsatı bulabilir. Bu sanal tanıma veya fikir alma olarak düşünülmelidir. Elbette, sadece burada tanıyarak kesin bir fikir elde edilmeyeceği düşünülmektedir. Gerçek hayat tecrübesinin önemi herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Fakat bununla beraber, toplumlarda sadece sanal dünya vasıtasıyla öğrendiği bilgiyi gerçek hayat gibi değerlendirip karar verenlere tanık olunmaktadır. Oysaki bunun tehlikeli olduğu ve sadece burada yapılan araştırma ile bir sonuca varmanın doğru olmadığı çoğu araştırmacılar tarafından ifade edilmektedir.
Bu çeşit platformlar ve gelişen teknolojinin verdiği kolaylıklar insanları burada eşit olarak değerlendirdiğinden daha demokratik bir ortam sağladığı da önemli bir gerçektir. Kullanılan platform kullanıcıya kendi sayfasını ve kullanımını kontrol etme fırsatı da vermektedir. Yani sınırlama olacaksa kullanıcı kendisi yapabilmekte, istemiyorsa silmekte veya engellemekte ya da istediği kadar da açılabilmektedir. Birçok gruba veya cemiyete girebilmekte, faaliyetlerden anında bilgilendirilmektedir. Etkinlik programı yapabilmekte hatta ticari amaçlar için faaliyet veya tanıtım gerçekleştirebilmektedir. Hayranlık duyduğu insanlara son derece hızlı ulaşmakta veya en azından takip etmektedir.
Sosyal medya kullanırken elbette dikkat edilmesi gereken konular da bahsetmek gerekir. Toplumsal veya kişisel ilişkilerde çok açık olmak, bazı mahrem konuları paylaşmak veya günlük veya dikkatsiz konuşmayı aktarmak bazen diğer kişiler açısından yanlış tanımalara sebep olabiliyor. İstenmedik olaylar yaşatabiliyor. Bu yüzden paylaşımlarda düşüncelerin veya mesajların aktarımında özenli olmanın, fazla özel hayata girmemek şiddetle tavsiye edilmektedir.
Bir de özellikle ergenlik öncesi çocuklarda veya ergenlik dönemindeki gençlerde internet/sosyal medya kullanımının ailesi tarafından takip ediliyor olması da tavsiyeler arasındadır. Aşırı bağımlılık, çocuklara sanal hayat ve gerçek hayat arasındaki farkı ortadan kaldırma tehlikesi yaşatabilir ve gerçek dışı konuları gerçek gibi algılayıp mutsuz olabilirler. Veya henüz kavrayamadıkları birçok konu yanlış şekilde algılayabilme tehlikesi taşıyabilirler. Bundan kaçınmak için ailelerin tedbirli olmasında yarar vardır.
Ayrıca, belki de en önemli tavsiye sosyal medya insanlar arası ve toplumlararası ilişkileri güçlendirmek için oldukça kuvvetli ve etkili bir araç olma niteliği taşır. İlişkilerde bunun etkin bir araç olduğu gerçeğini kavrayarak, yaşamımızı sürdürmek toplumları daha mutlu edecektir.
Sonuç; sosyal medyayı kullanmayı iyi bildiğimiz sürece toplum veya bireyler için faydalıdır. Sosyal medyayı iyi kullanmak demek ise çocuk ve gençlerin iyi eğitim ve iyi kültür almasıyla bağlantılıdır!
Assoc. Prof. Dr. Arzu BALOĞLU (Mrs)
Tekno Kültür
IT Senior Mentor, Auditor and Author
Dept. of Industrial and Computer Engineering
Engineering Faculty
Marmara University
www.kentekrani.com 13 Temmuz 2020
Arzu Baloglu; TeknoLifeStyle by Arzu Baloglu youtube Kanalından Yarın (14 Temmuz Salı) Saat 11.00’de ilginç bir konuyla canlı yayında olacak: “Sağlıkta Giyilebilen Teknolojiler”
Baloğlu’nun canlı yayın konuğu,İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Leyla Türker Şener…