KÖPRÜ
ÇOCUKLUĞUMUN BOĞAZ VAPURLARINI DERİN BİR ÖZLEMLE ANIYORUM VE ARIYORUM…
Tarihî Yeniköy Vapur İskelesi’nin yanıbaşındaki altında iki göz kayıkhanesi olan tarihî ahşap İkiz Yalı’da 1940’larda dünyaya gözlerimi açmışım…
Aile büyüklerimden ve eski Yeniköylülerden sonradan öğrendiğime göre, 2 ilâ 3 yaşımda bir bebek iken ağzımdan ilk çıkan uzun heceli sözcükler ve büyük sayılar yanımızdaki iskeleye yanaşan bu minik vapurların adları ve kaptan köşkü numaraları olmuş…
Günlerden bir yaz günü akşam saatlerinde, büyüklerim yalının terasında çaylarını içerek koyu bir sohbete dalmışlarken, o zamanlar minik bir bebek olan ben bu minik vapurlardan birini işaret ederek “Bakın bu TERZİ NEVİN (Tarzınevîn diyememişim) 47 NUMARA. Onu çok seviyorum. Çünkü onun bir de kardeşi var, adı DİLNİŞİN 48 NUMARA!” deyivemişim…
Bundan sonra oradaki herkes şaşkın şaşkın birbirine sormaya başlamış: “Acaba bu daha yeni yeni konuşmaya başlayan çocuk nasıl olur da böyle ağdalı Arapça isimleri telaffuz edebilir, okuma yazması olmadığı halde bu vapurların adlarını ve numaralarını nasıl okuyabilir? Maşallah, maşallah 41,5 kere maşallah, tüh, tüh, tüh!..”
Oysa bu becerimin sırrı komşumuzun benden 6-7 yaş büyük olan kızı Mine Ablamdaydı. Benim vapurlarla çok yakından ilgili olduğumu gören Mine bana onların isimlerini ve kaptan köşkü numaralarını sürekli okuyarak vapurların şekillerini ve isimlerini hafızama kaydetmeme yardım etmişti…
Okumayı öğrendiğim 1948 yılına kadar Yeniköy’den veya Köprü’den bindiğimiz Boğaz vapurlarının ancak ismine ve numarasına baktıktan sonra içeri geçtiğimden, arada bir aile büyüklerimden sert eleştiriler alırdım. Ancak, bu davranış biçimi benim için bir alışkanlık hâline gelmişti. Zamanla o isim ve numaralar belleğime iyice yerleşti. Küçük yaşlarda öğrenilenler de kolay unutulmuyor doğrusu…
Sanırım 1946 senesinde, Şirket-i Hayriye, Devlet Denizyolları’na intikal edince, bacalar bu işletmenin – hâlâ kullanılan – ayyıldızlı ve çift çıpalı, fevkalâde çekici armasıyla donatıldı. Numaralar da vapurların sancak ve iskele (sağ ve sol) taraflarındaki kaptan köşklerinin dışına, beyaz üstüne kırmızıyla yazıldı…
Artık bugün rastlanmayan eski Şirket vapurlarının, o yıllarda küçük bir çocuk tarafından Boğaz yolculukları esnasında tesbît edilen isim ve numaralarını bu azîz şehrin o âsude günlerinden bir hâtıra sayarak sıralıyorum. Buyurun okuyun:
En küçükleri:
55 Bebek
56 Göksu (sadece Üsküdar-Beşiktaş hattı için)
Küçükleri:
47 Tarzınevîn
48 Dilnişîn
51 Süreyyâ
52 Şihab
57 Tarabya
58 Nîmet
72 Üsküdar
73 Rumelikavağı
75 Kocataş
76 Sarıyer
Ortancaları:
53 İnşirah
54 İnbisat
Büyükleri:
59 Kamer
60 Rağbet
63 Sütlüce
En büyükleri:
64 Küçüksu (diğerlerinden farklı tiz bir düdüğü vardı)
65 Sarayburnu
66 Boğaziçi
67 Kalender
68 Güzelhisar (son ikisinin bacaları diğerlerinden daha uzuncaydı)
71 Halâs (radyosu olan tek vapurdu; bundan dolayı “radyolu vapur” olarak anılırdı)
74 Altınkum
Araba vapurları:
26 Suhûlet
27 Sâhilbend (ikisi de yandan çarklı)
Yukarıda adlarını yazdıklarım sadece Şehir Hatları Boğaziçi Hattı’nın emektarlarıydı…
Yıllarca her biriyle sayısız keyifli yolculuklar ve seferler yaptığımız, buharla işleyen, motor gürültüsü ve sarsıntısı olmayan, tek serenli bu mütevâzı ve yaşlı gemilerin de elbette İstanbul Medeniyeti’nde anılmaya hakları vardır diyedüşünüyorum…
Çünkü o Boğaz vapurları hayatımın belki de o en güzel, masal gibi geçen günlerinde en samimî, en vefâlı dostlarımdı…
M. Cemal Beşkardeş/KÖPRÜ
Mehmet Cemal BEŞKARDEŞ /kentekrani
Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız
www.kentekrani.com 29 Temmuz 2023