Sudan nedenler, inandırıcılığı olmayan, tutarsız, uydurulmuş, mazeret yerine geçen şeylerdir.
Ön yargılı, planlı, programlı, kabulü zor bir davranış biçimidir. Organize olduğu görülmüştür.
Sudan nedenler; insan toplulukları, devletler, hatta imparatorluklar için kanlı mücadelelere neden olmuş, kıt kaynaklar el değiştirmiştir.
Değerli madenler, yer altı ve yer üstü suları başka ülkelerin envanterine geçmiştir.
Su paylaşımı çağımızın da en önemli sorunlarından biridir.
Su; insan ve insanlık için doğal gaz, petrol ve tüm kıymetli madenlerden daha değerli, olmazsa olmaz bir kaynaktır. Su havzaları, tüm medeniyetlere ev sahipliği yaparak, yaşama kattıkları ile vazgeçilmezimiz , kutsalımız olmuştur.
İnsan; anne karnında, su dolu bir kese içinde dünyanın en güvenli ikametinde dokuz ay kaldıktan sonra evrenle tanışmıştır.
Su hayattır ve devamı suyun varlığı ile mümkündür.
Ve dünya, varlığını işte bu ’’su döngüsü’’ ile gerçekleştirir.
Buharlaşır, döner yağmur olur, sel olur, nehir olur, göl olur, sonunda baraj olur, ürün olur, medeniyet olur. Nihayet insan olur…
Bu nedenle bir Rus Atasözünün dediği gibi; ’’Baba ekmekse, anne sudur.’’
Ne önemlidir kültürümüzdeki deyimler ve atasözleri…
Yüzyılların imbiğinden geçerek, zamandan, mekândan, doğadan, coğrafyadan, sosyal ve ekonomik koşullardan beslenmiştir.
Durum tespitleri; yaşanmışlıkların yanında, metaforlarla, benzetmelerle bezenmiştir.
Bu durum, dilin birikimi ve zenginliği ile bağlantılıdır.
Şimdi…
Su, olumsuzluk içeren hiçbir metaforun konusu olamaz.
Bu bağlamda, ‘sudan nedenler’ ile başlayan hiçbir başlangıcın kıymeti harbiyesi yoktur.
Su ve suçun nedenleri yan yana gelirse, ki sudan nedenler olur, oda hukukun konusu değildir.
Hukuk, normları ile ciddi bir sosyal bilim dalıdır. Kısaca adil düzeni sağlama yoludur.
Yasalar tarafından açıkça cezalandırılan her fiil suçtur.
Zaten yasaya dayanmayan suç olmaz.
Hukuk, hakların çoğuludur ve haklar yasalarla korunur.
Özellikle yazıyorum ve ’’SUDAN’’ kelimesini bilerek kullanıyorum, sudan nedenlerle geçici olarak haklar ortadan kaldırılırsa, onları koruyan yasaların da bir hükmü olmaz.
İşlenmiş bir suçun yaptırımı ceza olacaksa, çok ciddi kanıtlar olmalıdır.
Toplum vicdanında da kabul görmeli, özgürlüğün bir günü bile mazeret olarak kabul edilen, inandırıcılığı olmayan(sudan) bir nedenle feda edilmemelidir.
Eşit uygulanacak yasalarla herkese dokunulabilinir.
Şiddetle karşı olduğum ve absürt bulduğum sudan nedenler yerine, evrensel hukukta karşılığı olan her şey başım gözüm üstünedir.
Saygım ve alkışlarım sıcak koltuklarında oturanlara değil, sahnedekileredir.
Bitirirken;
’’Her şey insanın elindedir ve her şeyi sırf korkaklıktan kaçırır.’’
Dostoyevski – Suç ve Ceza
Sevgi ve inançla,
Kemal Yalnız
NOT; Lütfen ’’su gibi aziz ol’’ diyen atalarımıza saygıdan, su ile suçun nedenlerini aynı cümlede kullanmayınız. Yazıda zorunlu olarak kullandığım her ’’sudan’’ kelimesi için özür diliyorum.
Kemal YALNIZ