Kemal YALNIZ; “Hayatta öyle seçimler yap ki kazandığın şeyler, kaybettiklerine değsin.” Che Guevara

0

Büyük acılara, kayıp, şiddet ve ölümlere tanık oluyoruz bu yüzyılda da.
Hak ihlallerinin zirve yaptığı, sömürü, baskı ve darbe süreçlerinin büyüttüğü çocuklarız hepimiz.
Zamana tanıklık edip, tanıklığın yüküne karşı birlikte yeterince direnememiş bir nesiliz.

Kararlarımızı; deney ve nesnel gözlemlere göre değil, inanca ve öznel gözlemlere göre vermişiz. Sonuçları belirleyen hiçbir sürece gereği kadar katılım sağlayamamışız.

Kimileri kararlarıyla kendilerini, ülkelerini ve dünyayı şekillendirirken bu sorumluluk bizlere hiç uğramamıştır.

Akıl yürütmenin yöntemi olan tümdengelim, tümevarım ve benzetme, kararsızlığımıza neden olmuş, bedeli çok yüksek olarak topluma yansımıştır.
Geçmişten gelen ve bugünü zenginleştiren bilgilere rağmen kararlarımız geleceğe yönelik çok fazla kazanımlara dönüşememiştir.

Yaşam; Kararlarımızla huzuru, hüznü ve umudu çelişki gibi görünse de içinde barındırıyor.
’’İyi bir karar; iyi bir fikir ve bilgi birikiminden doğan sağlıklı bir çocuktur’’ diyor Andrew Roy Duncan.

İyi kararlar nereye odaklanılacağını gösteriyor!…

Atatürk ve Nazım Hikmet…

Nazım Hikmet, arkadaşı Vala Nurettin’le Milli Mücadele’ye katılmak üzere İnebolu üzerinden Ankara’ya gittiğinde, Paşa’yla tanışma fırsatı bulur.
Tanıştırılma sırası kendisine gelince;
’Ben İstanbullu değilim Paşam’ der.
Paşa güler.
’Yaaa! Peki nerelisiniz?
’Selanikli sizin gibi!…
Demek ki, hemşehriyiz.
’Bundan gurur duyuyorum Paşam…’
Paşa birden ciddileşir.
Güzel şiirler yazdığınız söylendi,
Mevzulu şiirler mi bunlar?
’Umumiyetle öyle…’
Paşa cevap verir;
’Umumiyetle yetmez. Şu sıralar mevzulu şiirler yazmalısınız. Memleketin buna ihtiyacı var.’
(Orhan Karaveli, Tanıdığım Nazım Hikmet)

Bir asır sonra, tıpkı bugün olduğu gibi…

Mevzu bol, ahali sessiz ve kayıp yıllar bir türlü azalmıyor!

Bir avuç aslan yürekli kahramana rağmen!…

Saygı, sevgi ve inançla.
Kemal Yalnız