Kış mevsiminin kendini hissettirmesiyle birlikte geçmişe dönük hâtıralar da aklımızda canlanıyor. Herkes yaşadığı en büyük kışı birbirine anlatmaya başlıyor. Ancak çok azı 1954 yılında yaşananlar kadar akılda kalıyor. İstanbul Boğazı’nın nasıl donduğunu, daha doğrusu “Karadeniz’den gelen buzul kütlelerle dolduğunu” anlatmaya çalışacağım şimdi sizlere…
1987 yılında yaşanan kış kendi açımdan 1954 yılından sonra gördüğüm en sert kıştı. Çok iyi anımsıyorum 1987’de sert, uzun süren soğuk ve kar yağışı yaşamıştık ve İstanbul adeta hayalet şehre dönmüştü… Ancak 1954 kışı bundan daha ‘beter’ anlar yaşatmıştı İstanbul halkına…

Aslında İstanbul Boğazı 1954 yılına kadar birkaç kez buzul kütlelerle dolmuş, hattâ rivayet edildiğine göre de yer yer donmuştu. Bunlardan ilki 401 senesinde yaşanmış ve Boğaz 20 gün boyunca donmuş. Tarihi kaynaklar bizlere bunu aktarıyor. Diğer donma vakası ise 1621 yılında meydana gelmiş. 16 gün boyunca İstanbul kara maruz kalmış, Haliç tamamen donmuş, Boğaz ise ufak bir nehir gibi akmış. Hüseyin Tuği ‘Musibetname’ isimli eserinde bu olayı anlatmış, Beşiktaş’tan Üsküdar’a insanlar yürüyerek geçmişler…

Asıl konumuz ise 23 Şubat 1954’te başlayan kar yağışı tabii ki. Şiddetli bir kar yağışının ardından koca şehir İstanbul’da hayat adeta felç olmuştu. Ancak tarihe sadece bu olayla değil, Boğaz’daki buzlarıyla da geçmişti. Bu buzlar ise Boğaz’ın donması sonucu oluşmamıştı. Tuna Nehri’nden gelen buz kütleleri, Karadeniz’den İstanbul Boğazı’na girmiş, sonuç olarak İstanbul Boğaz’ını doldurmuştu…Oysa benim 10 yaşımda bir ilkokul öğrencisiyken yakından görüp tanık olduğum bu müthiş doğa olayı yıllar boyunca bir şehir efsânesi olarak kulaktan kulağa “İstanbul Boğazı’nın donduğu” şeklinde yayılmıştır…
Gazetelere haber olan bu olay sonrası birçok kişi, yasaklanmasına rağmen fotoğraf kareleriyle bu anı ölümsüzleştirmiş.

Buz kütleleri Mart ayı ilk haftasının sonuna kadar Boğaz’da görülmeye devam etmişti….
O yıllarda İstanbul’da yaşayan Nevzat Çavuşoğlu’na Boğaz’ın donduğuna ilişkin iddiaları sorduğumuzda “Evet o yıl İstanbul’da çok zorlu bir kış geçmişti. Tuna Nehri’nden buz parçaları gelmişti. Hatta Emirgan Çay Bahçesi’nin önüne kadar buzlar gelmişti ve insanlar o buz parçaları üzerinde çay içtiler. Ama bu buz parçaları çok derin değildi sürüklenen parçalardı” diyerek o 1954 yılının Şubat ayını anlattı.

Hürriyet, 25 Şubat 1954
“Günlerden beri Tuna nehrinden kopup Boğaz istikametinde ağır ağır akmakta olan binlerce metre murabbalık bir sahadaki muazzam buz parçaları dün akşam geç vakit Boğaz ağzındaki Rumeli ve Anadolufeneri önlerinde görülmüşler ve saat 19’dan sonra bir takım buz tabakalarının Boğazdan içeriye girdiği müşahade olunmuştur. (Devamı sayfa 7 sütun 2’de)”
71 yıl önceki Hürriyet’i okuyunca, insanın neredeyse tarihin tekerrürden ibaret olduğuna inanası geliyor. Şunun şurasında iki üç gün önce, İstanbul son yılların en büyük soğuğunu yaşamadı mı? Tesadüfe bakın ki, 50 yıl önce bugünlerde benzer soğuklar yaşanmış ve hani bir meşhur “Boğaz buzlarla kaplandı, Emirgan’dan Kanlıca’ya yürüyerek gittik” efsanesi vardır ya, bu hadise de 50 yıl önce, 25 Şubat 1954’te yaşanmış. (26 Şubat tarihli Hürriyet’in manşeti “Dün Boğaz’ı yaya geçmek kabil oldu”)
Karadeniz Ansiklopedisi isimli kitapta ise 1954 yılında Tuna Nehri’nin donduğunu ve zorlu geçen kış dönemlerinden biri olduğu belirtiliyor.

Meteoroloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Faruk Sanlı, Boğaz’ın donduğuna ilişkin iddialar hakkında teyit.org’a, bunun bütün Boğaz’ın donması şeklinde gerçekleşmediğini, genellikle Tuna Nehri’nden akıntıyla gelen buzul kütlelerin birikmesiyle meydana geldiğini aktardı:
“401 yılından başlayarak 1954 yılına kadar Boğaz’a buz kütlelerinin sürüklenmesi durumu belirli periyotlarla yaşandı, 763 yılında 30 metre derinliğe kadar donma yaşandığını aktaran belgeler var, bu dönemde Boğaziçi ve Haliç’in tıkandığı da belirtiliyor. Yazılı metinlerden edinilen bu bilgilere göre 928 yılında buzul parçalarının dört ay boyunca erimediği, 1878 yılındaki zorlu süreçte de II. Abdülhamid’in savaş sırasında yardım göndermekte zorluk çektiği belirtiliyor.

Akıntıyla buz kütlelerinin sürüklenmesi sonucu Üsküdar’dan Galata’ya kadar insanların yürüyebileceği kadar kütlelerin biriktiği bir dönem dahi olduğu söyleniyor. Ancak yine de bunlar bütün bir Boğaz’ın donduğu ya da bütün alanı kaplayan buz kütleleri olduğu anlamına gelmiyor. Bu konu üzerine detaylı bir bilimsel araştırma ne yazık ki günümüze kadar yapılmadı…

24 Şubat 1954’te Boğaz’ın Karadeniz girişinde görünen buz kütleleri kısa sürede Boğaz’ı kaplamıştı. Ardından 500 metrekarelik alanı kaplayan iri buz parçaları aynı akşam Boğaz’dan içeri girmeye başladı. Önce Tarabya Koyu, İstinye Koyu, geceyarısına doğru Kanlıca, Anadolu Hisarı ve Kandilli açıkları buzlarla doldu…
Tüm uyarılara ve yüksek risklere karşın, deniz trafiğini aksatan bu olayın karşısında meraklılar yine de buzların üstünde yürüyorladı…Dahası kimileri sandallara atlayıp bu buz kütlelerinin yanına gitmiş, yanlarında getirdikleri bayrakları dikerek hâtıra fotoğrafları çektirmişti…

Boğaz’daki vapur seferleri iptal edildi. Günler geçtikçe buzlar Boğaz boyunca ilerledi; Üsküdar, Haydarpaşa derken Marmara Denizi’ne geçmeye başladı…
6 Mart’ta havaların ısınmasıyla birlikte buzlar erimeye başladı ve İstanbul’un çetin ve olağanüstü sert geçen kışından geriye anılar ve fotoğraflar kaldı…
Mehmet Cemal BEŞKARDEŞ