Füsun ALTINOK; Kediname 58; Tüylünüzü Sıkan Misafir

0

Evin kedisine gıcık olan misafir prototipi sorunludur. Bakmayın onların sosyal medyada hayvanınızın fotoğrafına beğendi yapıp “Ayy, yerimmm” yazdıklarına. Ergen kullanıcıların deyimiyle laykladıklarına… Like’lamak diye kullanan da var. Facebook dili ve edebiyatı raconu. Feysçinin hatırı iki layk.

Instagram versiyonunda da yöntem aynı. O beni hep like’lıyor, ben de ona beğendi yapayım tavrı. Şuna bir like atayım da benimki sinirlensin taktiği güden de var.

Sosyal medya yalakalığından daha acıklısı, tüylü şahsın bulunduğu eve misafir gitmektir. Esasen bu kedi buradayken ne ikram edilse tiksineceğim, bunun elinden kabuklu yumurta bile yenmez ana fikri kafasında dolanırken bir taraftan midesinin sesiyle her türlü atıştırmaya razı olası vardır konuğun.

Kedi dobradır.

Pisican işini bilir. Misafiri şöyle üstün körü bir koklar, gider. Konuk, tüylü tarafından adam yerine konmadığını hissetse de renk vermez. Kedi karşısına geçip oturur ve dik dik bakar. Konuşabilse “Ne zaman gideceksin” diyen çocuk gibi açık sözlü olacaktır. Kaldı ki, evinde tüylü can yoldaşı olanlar, “Evde kedi var, tüyünden filan rahatsız olmazsın değil mi?” Diye ikaz ederler genelde. Kediye gıcık olan konuk umursamaz bir mimikle sorun yok derken aslında dönüşte giysisisin oturma yerinde kedinin üçte biri kadar tüyle yola çıkacağını bilmektedir.

Hepi topu evde kedi vardır, komodo ejderi değil. Yine de “Ay bu ne?” Tepkisi vermek densizliktir. ‘Bunun tüyü, kumu, off’ yapmak abesle iştigaldir. İşte o anda, “Biliyor musun, bunların çişli kumuyla masaj yapınca selülitleri yok ediyormuş” gibi uydurulmuş şehir efsanesini hak ettiklerini düşünürüm.

Aslında kendisini evin sahibi sanan kediye sormak gerekir misafir isteyip istemediğini. Sanki tüylü de çok meraklıydı misafire. Adın üstünde; sen misafirsin, o evin sahibi. Allahtan konuşamıyorlar diye düşünürüm bazen. Olumsuz cümleler kuran konuğa “Sen gelme bir daha. Hiç hoşlanmadım senden” diyeceklerinden eminim.

İlişkiyi ısıtmak.

Bir arkadaşına giderken nasıl çocuğunu sevindirmek için miniş bir çikolata, gofret gibi bir şey götürülürse, kedisi varsa pinpon topu, küçük ödül maması götürülürse aranızdaki dostluk çok renklenecektir. Tabii delibaşın fazla yüz bulup, hadi sevsene beni, hadi oynayalım tutturmalarıyla sohbetiniz berbat olabilir.

Gelen misafir çocuğunun da merhametli olması gerekir. Kuyruk çekiştiren, evin hayvanına eziyet eden çocuğa müdahale etmek de ayrı sıkıntıdır. O buldumcuk, annesinin kıymetlisiyse evin kedisi de benim kıymetlimdir. Kağıt peçeteyle tüylüye don giydirip onu maymun etmesi bile hoşuma gitmez. Tüylünün gidip çocuğun çorabına işemesine suni bir “Hay allah” tepkisi verebilirim.

Aslında her sorunun çaresi vardır. Tüy toplayıcı yapışkan rulo, bant tüm tüyleri toparlar. Ama kedicanınıza gıcık biriyle hafif sinir zıplamaları yaşadıktan sonra kafanızdan geçenler karikatürlerden daha komiktir. Hayat gibi.

Füsun ALTINOK

Önceki Bölüm