Yunuslar, uzun yıllardır bildiğimiz gibi sadece kulaklarıyla değil, aynı zamanda dişleriyle de duyabiliyorlar.
Bu şaşırtıcı gerçek, bilim insanlarının uzun süredir üzerinde çalıştığı bir konu ve son yapılan araştırmalarla kanıtlandı.
Yunusların ağızlarındaki çok sayıda diş, sadece yemek yemekle kalmıyor, aynı zamanda çevrelerindeki sesleri algılamalarına yardımcı oluyor. Dişlerin yapısı, diğer memelilere göre oldukça farklı. Süngerimsi bir yapıya sahip olan alveol kemiği ve karmaşık sinir lifleri, dişlerin birer duyu organı gibi çalışmasını sağlıyor.
Yunusların ağzındaki diş sayısı 240’a kadar çıkabiliyor. Mesela katil balina ismiyle bilinen orkalar 40-56, şişe burunlu yunuslar ise 70-105 arasında gidip gelen diş sayılarına sahip. Bilim insanları ise bu memelilerin çok sayıda dişe sahip olmasının, dişlerinin yemek dışında farklı bir işlevi olup olmadığını incelemeye değer buldu.
Yunusların dişleri, diğer memelilere göre daha gevşek bir şekilde yerleştirilmiş ve özel bir sinir ağıyla donatılmıştır. Dişler, su içindeki ses dalgalarını algılayarak bir tür doğal sonar sistemi oluşturuyor. Bu sayede yunuslar, karanlık ve bulanık sularda daha iyi yön bulabiliyor ve avlarını daha kolay tespit edebiliyor.
Yunuslar, su altında yaşayan canlılar olduğu için görme yetileri kısıtlıdır. Bu nedenle, ses dalgalarını kullanarak çevrelerini algılamaları hayati önem taşır. Dişleriyle duyma yeteneği, onlara bu konuda büyük bir avantaj sağlar.
Bu keşif, yunuslar hakkında bildiklerimizi kökten değiştiriyor. Dişlerin sadece beslenme için değil, aynı zamanda duyu organı olarak da kullanıldığı gerçeği, deniz biyolojisi alanında yeni araştırmalara kapı açıyor. Ayrıca, bu bilgi, yunusların korunması ve yaşam alanlarının korunması için de önemli bir adım olabilir.