İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Kadir Ulusoy, tarım ürünleri için büyük tehdit oluşturan kahverengi kokarca için acil önlem alma çağrısında bulundu. Ulusoy, Akdeniz’e de sıçrayan kahverengi kokarcayla mücadele konusunda çiftçinin yalnız bırakılamayacağını ifade etti.
İYİ Parti Tarım Politikaları Başkanı Kadir Ulusoy, kahverengi kokarcanın tehlikelerini işaret ederek havalar ısınmadan önlem alınması gerektiğini vurguladı. Ulusoy, fındığa 2 yıldır ciddi zararlar veren kahverengi kokarcanın bütün ülkeye yayılmaya başladığını, Adana ve Mersin’de de çiftçilerin kahverengi kokarca gördüğünü söyledi.
İYİ Partili isim, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bir an evvel tedbirler alması gerektiğini belirterek, “Bununla ilgili anlaşılan o ki Tarım Bakanlığı hiçbir tedbir almamış. Tüm dünya bu zararıyla uğraşırken biz sadece seyretmişiz” dedi.
Tarım Orman Bakanlığına seslenen Ulusoy, “Tarım Bakanlığına kendisinin bir planı yoksa bizim bu eylem planımızı kullanabilirler. Bizim ürettiğimiz herhangi bir proje miri malıdır. Milletin malıdır, devletin malıdır. Eğer kendilerinin bir eylem planı yoksa bizim eylem planımızı hayata geçirebilirler” dedi.
Türkiye’nin dünyanın en büyük fındık üreticisi olduğunu ve tüm dünyada üretilen fındığın yıllara göre yüzde 70 ila 75’inin ülkemizde yetiştirildiğini belirten Ulusoy, ülkemizdeki fındık sorununun tüm dünyayı etkilediğini söyledi.
Türkiye’deki diğer kokarca türlerine göre kahverengi kokarcanın çok daha fazla ürediğini dikkat çeken Ulusoy, “Mesela yeşil kokarca 100 yumurtasından 50’si yaşarken kahverengi kokarcanın 300 yumurtasından 300’e yakını yaşıyor. Günde ergin bir yeşil kokarca 5 kilometre uçabiliyor. Aynı zamanda kamyon kasalarında, sepetlerde taşınabiliyorlar. Bunu nereden biliyoruz? Adana’dan, Antalya’dan çiftçilerden gelen uyarılardan. Akdeniz Bölgemizden kahverengi kokarca buraya geldi diye uyarılar geliyor. Bunu niye söylüyorum? Kahverengi kokarca sadece fındık zararlısı değil, pek çok tarım ürününde konakçı olabiliyor” ifadelerini kullandı.
İYİ Parti olarak kahverengi kokarca tehdidine yönelik bir eylem planlarının olduğunu belirten Ulusoy, bu 4 maddelik planlarını şöyle anlattı:
‘Bu zararlı kışın bir yerlere girmek zorunda. Ev, ahır, çardak, bulduğu kapalı yerlere girecek. Birinci mücadele burada yapılacak. Kapalı mekan mücadelesi. İkinci mücadele feromon tuzakları. Bunların da salladığı bir koku var ve toplandığı bir koku var. Üniversitelerimiz bunlarla ilgili çok güzel çalışmalar yaptı. Tarım Bakanlığı hemen üniversitelerimizle iletişime geçip bu feromonleri elde edip tuzakları hazırlamalı. Kış şartlarında, hazirandan önce. Çünkü hazirandan sonra artık bu zararı tekrar ergin hale gelip tüm bitkimize, meyvemize, fındığımıza, her şeyimize zarar verecek.
Üçüncü mücadele türü kimyasal mücadele. İnsan sağlığına da hayvan sağlığına da zararlı olmayan kimyasallar var. Bunların bilinçli bir şekilde tarım il ve ilçe müdürlükleri tarafından çiftçilerimize verilmesi, dağıtılması gerekiyor. Dördüncü mücadele biyolojik mücadele. Bu zararlının yumurtalarını enfekte eden arı türleri var. İşte bunu halk arasında samuray arısı diyorlar. kahverengi kooperatifler, mücadele eden bütün ülkeler bu arıları elde etmişler. Onların kolonisini oluşturmuşlar. biliyoruz bunu dünyada yapmış ve çok ciddi de bir mücadele yöntemi. Samuray arısı önemli bir miktarda çoğaltıp tüm bu bölgeye dağıtılmalı.”
“Eğer Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tedbirler alınmazsa çiftçi kendi başına bu zararlı ile mücadele edemez” diyen Ulusoy, ”Tarım Bakanlığı’nın işi nedir? Çiftçimizden vergi alırken almayı biliyorlar. Ama onlara destek olmaya gelecek. Kimse onun yanında olmuyor. Zaten geçen sene fındık tavan fiyatı çok düşük verildi. haliyle yüzde on beşle on yedi arasında da ürün rekoltemiz bu kahverengi kokarca tarafından ticari olmaktan çıktı. Yüzde 15 ile 17 civarında ürün kaybımız var. Bu bölge mutlaka desteklenmeli ki kahverengi kokarca artık Anadolu’ya, İç Anadolu’ya, Akdeniz’e doğru inmesin. Bu noktada Tarım Bakanlığına kendisinin bir planı yoksa bizim bu eylem planımızı kullanabilirler. Bizim ürettiğimiz herhangi bir proje miri malıdır. Milletin malıdır, devletin malıdır. Eğer kendilerinin bir eylem planı yoksa bizim eylem planımızı hayata geçirebilirler” diye konuştu.