DİZLERDE KİREÇLENME VE HİDROJEL TEDAVİSİ UYGUNLUĞU

0

Kireçlenme (Osteoartrit), eklemlerde görülen bir hastalık olup, kıkırdak dokunun zamanla yıpranması ve aşınması sonucu ortaya çıkar. Kıkırdak; eklemleri birbirine bağlayan, kemiklerin uçlarını kaplayan, pürüzsüz ve elastik bir dokudur. Bu doku, kemiklerin birbirine sürtünmesini önleyerek eklemlerin rahat hareket etmesini sağlar. Kireçlenme (Osteoartrit), bu kıkırdak dokunun incelmesi ve yıpranmasıyla, kemiklerin birbirine sürtmesine ve ağrıya yol açar.

 Hastalar genellikle ağrı, şişlik, hareket kısıtlılığı ve eklem şekil bozuklukları gibi belirtilerle karşılaşır. Bu durum, kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir. Örneğin, merdiven çıkmak, uzun yürüyüşler yapmak veya çömelip kalkmak gibi basit hareketler bile zorlayıcı ve ağrılı hale gelebilir.

Sıkça karşılaşan ileri evre  diz  kireçlenmesi durumunda hidroloj tedavisi  sıkça kullanılan bir  tedavi ajanı olarak uygulanabilir.

Doç.Dr.Erkam Kömürcü

Doç.Dr.Erkam Kömürcü ,alanında klasik bilgilerin yanında kendi deneyim ve görüşleri ile Hidrojel tedavisini sizler için detaylı anlattı.

HİDROJEL, SIVI DİZ PROTEZİ Mİ?
DOĞRU KULLANILIYOR MU?

“Son zamanlarda diz ağrıları için yoğun olarak kullanılan fakat doğru kullanıldığını düşünmediğim, ağrıların hafifletilmesi ve doku iyileşmesinin desteklenmesinde kullanılan bir maddedir

Hidrojel %97,5 steril su ve %2,5’i poliakrilamid (PAAG) adlı bir bileşenden oluşan kimyasal bir bileşiktir.  Bu kimyasal bileşik yani hidrojel yapısındaki  poliakrilamid sayesinde  vücut tarafından emilemez veya parçalanamaz.  Olduğu gibi eklem içinde kalır. Eklemi oluşturan sinovya denilen dokuyu tamamen kaplar. Sinovya dokusu eklemin içini kaplar ve eklemde ki doğal yağlayıcı sıvının üretiminden sorumludur. Bu sıvı, eklem hareketlerinin rahatlıkla meydana gelmesini sağlar.

Eklem kireçlenmesinde eklem kıkırdaklarının su içeriği azalır, kayganlığı azalır ve sinovya eklem içine fazlaca kayganlığı olmayan sıvı üretmeye başlar sinovya kalınlaşır,iltihaplanır. Böylece ağrılı bir doku haline gelir. Bu gibi durmlarda eklem enjeksiyonları faydalı tedavi edici bir yöntem olarak uygulanabilir. Hidrojel enjeksiyonu da bu amaç ile kullanılan bir ajandır.

Hidrojel enjeksiyonu da diz eklem boşluğuna enjekte edilir. Haftalar içinde bu hidrojel sinovyal dokuyla uyum sağlayarak tüm sinovyayı kaplayarak sinovitin azalmasına katkıda bulunur. Sinovyal dokuya komşu eklem kapsülünün içine haftalar içinde girmeye başlayan hidrojel partikülleri destekleyici bir yastık gibi davranarak eklemde yük taşınmasına da yardımcı olur. Hidrojel eklem enjeksiyonu sonrası 4 – 6  hafta sonra etki görülmeye başlar. Hidrojel iğnesinin tam etkisinin gözlemlenmesi ise genellikle 12 haftaya kadar sürebilir. Hidrojel, vücut tarafından parçalanmadığı için tek sefer uygulanır ve uzun süre hastanın diz hareketlerini kolaylaştırır ağrıyı azaltır.

İleri derecede diz kireçlenmesi olan ve diz protezi ameliyatı olma  şansı olmayan ileri yaş hastaların dizleri ile ameliyat olayı imkansız hale getiren bir hastalık nedeniyle narkoz alması yüksek risk taşıyan hastalara diz ağrısının tedavisi için hidrojel tedavisi uygundur.

Hangi durumlarda  hidrojel uygulanmamalı ?

Diz içinde veya enjeksiyon yapılacak ciltte enfeksiyon varlığı,son üç ay içinde diz içi bir ameliyat geçirilmesi, diz protezi veya diz içinde implantı olan kişiler.

En önemlisi ileri evre diz kireçlenmesi olmayan hastalar,diz ağrısı olup 70 yaş altında ve ameliyat olmasına mani olmayan hastalar,ileri de  diz protezi geçirmeyi planlayan operasyona engeli olmayan hastalar hidrojel tedavisi için uygun değildir.

Yapılan araştırmalar hidrojel tedavisinin hastalarda ağrıyı azaltma ve eklem fonksiyonunu iyileştirme potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir. Etkilerin üç yıla kadar devam edebildiği belirtilmişse de, uzun dönem yıllık takip çalışmaları hala devam etmektedir.
Hidrojel tedavisi umut verici olsa da, uzun vadeli etkileri, yan etkileri ve genel etkinliği hakkında daha fazla detaylı araştırmalara ihtiyaç vardır.

Hidrojel tedavisinin bazı sınırlılıkları ve dezavantajları mevcuttur. Yüksek maliyeti ve belirli hastalarda yan etki riski, tedaviye ulaşımı kısıtlayabilir ve bazı hastalar için ekonomik zorluklar yaratabilir.

Şunu özellikle belirtmek isterim ki;

Hidrojel tedavisi, sıvı diz protezi olarak algılanmamalıdır. Protez cerahisinin bir alternatifi değildir, protezin yerine geçmez. Halen diz kireçlenmesinin en etkili tedavisi total eklem replasmanı yani, diz protezi ameliyatıdır. Hidrojel tedavisi, sadece belirli durumlarda ve uygun hasta grupları için uygulanabilen bir tedavi metodudur.

Sonuç olarak, diz kireçlenmesinin tedavisinde tek bir çözüm ve yol yoktur. Hidrojel tedavisi uygun endikasyon dahilinde etkili bir seçenek olabilir, uygun olmayan hastalarda üzücü sonuçlara yol açabilmektedir. En uygun tedavi yöntemi, hastanın klinik şikayetleri, hastanın genel durumu ve doktor önerilerine göre belirlenmelidir.”

Neslihan KIR UNAN