“Bir çocuğun gülüşüne sakladığım bir saklambaçtı hayat, sobelenmek güzeldi her gülüşünde”
Çocuk ve Gençlik Edebiyatının önemli isimlerinden Melike Melis ile çocuk ve gençlik edebiyatının yanı sıra sosyal medyayı konuştuk iyi okumalar.
Yazarlık serüveniniz nasıl başladı? Çocuk ve gençlik edebiyatına yönelmenizin özel bir nedeni var mı?
✒️Yazmanın erdemli bir eylem olduğuna inanıyordum bu inancım hiç değişmedi. Okumayı seviyordum ve okudukça içimde bir şeylerin birikmeye başladığını fark ettim. Küçük şeylerle başladım, şiirler küçük öyküler gibi. Hayata bakış açım değiştiğinde gözlem yeteneğim ve hayal gücüm de ivme kaydetti. Böylece yazarlık serüvenim başladı. İnsan bana göre her zaman biraz çocuktur, ne kadar büyürsek büyüyelim doymadığımız bir açlık olarak kalır o çocukluk bizde. Bende bu açlık biraz daha fazlaydı, çocuk bir yanım vardı ve bu yüzden çocuklar için yazmaya karar verdim.
Günümüz çocuklarının ve gençlerinin okuma alışkanlıkları hakkında ne düşünüyorsunuz? Teknoloji ve dijital çağın etkileri eserlerinize nasıl yansıyor?
✒️ Günümüz çocukları şanslı ve bunun da farkındalar, yine de küçük bir serzenişte bulunmadan geçemeyeceğim, çocuklara fark yaratmanın ve hep bir adım önde olmanın temel sebebinin kitap okumak olduğu yeterince anlatılmıyor. Kitap okuma alışkanlığı kazanmış çocuklar her zaman hayata farklı bir pencereden bakabilir fakat gelişen teknoloji ve popüler edilmiş sanallık çocukları farklı bir alana evirip onları kitaptan uzaklaştırıyor. Bu yüzdendir ki sürekli olarak çocuklarla iç içe olmayı tercih ediyorum.
Onlara kitap okumanın önemini anlatabilme çabası içindeyim. Teknoloji güçlü bir rakip ve onunla bir savaş halinde değilim. Zaten bu kaybedilmiş bir savaş olurdu. Bu yüzden çocuklara ve gençlere teknolojinin olumlu taraflarını kullanmaları gerektiğini anlatmaya çalışıyorum. Kitaplarımda teknolojik unsurları çok fazla işlemiyorum, hikayelerim bu dünyadan çok farklı, bambaşka bir dünyada yaşanıyor ve ben çocuklara o dünyanın kapılarını açıyorum.
Sosyal medyanın ve dijital dünyanın çocuk ve gençlerin okuma alışkanlıklarına olan etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu durumu avantaja çevirmenin yolları var mı?
✒️ Sosyal medya düzensiz bir alan ve aşırı derecede kirli, günümüzde daha çok pazarlama üzerine gelişim gösterdiğini düşünüyorum ve bunu çok olumlu bulmuyorum. Sosyal medya farklı bir dünya ve orada kaybolmamak kolay değil. Ancak her şeyin farkında olan bireylerin içinden kolayca çıkabileceği bir labirent. Nitekim bizler de kitaplarımızı tanıtmak ve okuyucular ile iletişim kurmak için sosyal medya kullanmak durumundayız ve gençlerin okuma alışkanlıklarını da farklı etkileyen bir platform olduğunu görmekteyiz. Günümüzde içerik bakımından boş fakat sağlam reklamlar yapılarak gençlere enjekte edilen bazı kağıt tomarlarının bu platformlarda ciddi bir şekilde beslendiğini görmek üzücü.
Kitaplarınızda işlediğiniz temalar ve karakterler genellikle genç okurları derinden etkiliyor. Sizce bir yazar, gençlerle nasıl bir bağ kurmalı?
✒️ Onlar gibi düşünmeliyiz ve onlara çok uzaklarda olmadığımızı hissettirmeliyiz, gerektiğinde fikir alışverişinde bulunmalıyız asla kendimizi onlardan üstün görmemeliyiz.
Âdettendir sorulur. Melike Melis kimdir? Kendini en iyi nasıl ifade eder? Hangi yönünü daha çok sever, hangisinden uzak durmaya çalışır? Kimleri okur, kimleri dinler?
✒️ Melike Melis Disleksik bir bireydir. Çocukluğumdan beri “başaramazsın, yapamazsın” dediler. Aslında yazma serüvenim de böyle başladı. Benim için kendimi ifade etmek o kadar zordur ki ne zaman kendimi ifade etmem gerekirse paniklerim, bazen bu panikler belki de beni başarıya götüren unsurlardı.
Çocuk ve gençlik kitapları yazarı olarak, edebiyatın genç bireylerin kişisel gelişimine olan katkısı hakkında neler söyleyebilirsiniz?
✒️ Bir topluluk düşünün burada beş kişi olsun, bunlardan biri bir kitap okumuş olsun sizce durum ne olur? İşte o kitap okuyan kişi diğerlerinden bir adım öndedir, bunu iki yaptığınızda iki kişi öne çıkar ve bunlar kitap hakkında konuşmaya başladığı zaman diğer üç kişi onları boş gözle izleyecektir. Bu basit bir kuram ama gerçek bu, okuduğun sürece her şey değişmeye başlar, bir süre sonra kendinizi farklı bir çevrede ve hatta farklı bir dünyada bulursunuz.
Çocuk edebiyatı üzerine düşündüğümüzde, Türkiye’deki çocuk ve gençlik kitaplarının dünyadaki diğer ülkelerle karşılaştırıldığında nasıl bir yerde olduğunu düşünüyorsunuz?
✒️ Ülkemizde aslında bu alanda çok geri olduğumuz kanaatinde değilim, çocuk edebiyatı alanında güzel çalışmalar var fakat yapısal sorunlarla yüz yüze olduğundan bunu olumlu kullanma sorunları yaşıyoruz. Batı bunu iyi kullanıyor ve gerektiğinde ciddi yatırımlar yaparak önemli teşvikler ile okuma seviyesini yükseltiyor ayrıca sinemaya da aktararak bazı kitapların milyonlara ulaşmasını sağlayabiliyor. Hikaye bakımından üstün konumda olmamıza rağmen bunu etkili kullanamıyor ve geride kalıyoruz.
Yazar olmanın yanı sıra bir pedagojik bakış açısına sahip olmanın size sağladığı avantajlar neler?
✒️Çocukların hayal dünyalarına inebiliyorum, onlara başka bir dünyadan, başka bir boyuttan, mesajlar verebiliyorum. Onların duygu, durum ve psikolojisini kötü yönde etkileyecek unsurlara özenle dikkat ediyorum. Kitaplarımda asla “ölüm, karamsarlık ve umutsuzluk gibi konulara yer vermiyorum. Bütün çocuk kitapları yazarlarının da buna dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum.
Kitaplarınızı okuyan ebeveynler ya da öğretmenlerden nasıl geri dönüşler alıyorsunuz? Bu geri bildirimler yazma şeklinizi etkiliyor mu?
✒️Okuyucularım ve ebeveynlerinin bana geri dönüşümleri çok güzel ve bu da bana doğru yolda olduğumu gösteriyor. Ve en önemlisi eleştirilere açık bir insanım bu beni daha iyiye taşır. Öğrencilerimle de fikir alışverişinde bulunuyorum bu durum onların hayal dünyalarını anlamam da daha etkili oluyor.
Eğer sadece bir cümleyle tüm okurlarınıza bir mesaj verecek olsaydınız, ne söylerdiniz?
✒️ Bir çocuğun gülüşüne sakladığım bir saklambaçtı hayat, sobelenmek güzeldi her gülüşünde.
Röportajlarımdaki klasik sorularımdan biridir. Size de sormalıyım. Elinizde sihirli bir değnek olsaydı ne yapardınız?
✒️ Bu klasik soruya klasik ve içten bir cevabım var; bu dünyayı çocukların yönetmesini isterdim, en saf, en masum, en yalın duygularla.