Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü 12 Mayıs 1997 tarihinde Türk karasularında seyir ve emniyeti sağlamak amacıyla kuruldu. Yani geçmişi o kadar eski değil. Ancak boğazlardan geçen gemilere kılavuzluk, arama kurtarma gibi hizmetler veriyor. Bu hizmetler 10’u kurtarma gemisi olmak üzere 30’a yakın gemiyle yürütülüyor. Gemi kaptanları konusunda bir sıkıntı yaşanmıyor. Yeni mezunlar kısa sürede uyum sağlayabiliyor. Asıl sorun ara hizmetleri yürüten teknik kesimde toplam 13 teknik elemanın 7’si İstanbul’da çalışıyor. Hizmetler 7 gün 24 saat üzerinden yürütüldüğünden vardiya usulü gerçekleştiriliyor. Normal mesaide 4 kişi ortalama 5 gemiye hizmet veriyor. Bu alanda çalışanlar elektrik ve elektronik alanlarında teknisyen. Dolayısıyla geminin her türlü elektrik elektronik aksamlarıyla ilgili sorunlarını çözüyorlar. Bu sayı yeterli değil. Ancak yılbaşından sonra yani 14 Ocak 2025’ten itibaren emekli olmayı bekleyen 4 teknisyen var. Bunlar en az 25 yıldır bu kurumda hizmet veren deneyimli bir ekip. Onları emekli olmaya iten neden yılbaşından itibaren emekli maaşlarında düşüş olacağı konusundaki iddialar. Siyasal iktidar bu konuda net bir açıklama yapmadığından emekliliğini hak edenler hak kaybına uğramamak için istifa etmeyi seçiyorlar. Yolda tesadüfen karşılaştığım biri “şimdi emekli olmasam alacağım maaşı hak etmek için 7 yıl daha çalışmam lazım. O durumda ancak bugünkü emekli maaşı alabileceğim” dedi. Gelecek kaygısı toplumun her kesiminde giderek yaygınlaşıyor. İnsanlar uzun yıllar çalıştıktan sonra yaşlılıklarında biraz rahat etmek, iyi yaşamak istiyor. Ancak, bu ekonomik koşullarda bu mümkün görünmüyor. Bu durum daha az gelir kaybıyla emekli olmayı ciddi bir seçenek haline getiriyor.
Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü’nden emekli olmayı planlayan 4 teknisyenin yaşları da 50 civarında. Aslında onların emekli olmasıyla kurumsal kültürdeki süreklilikte sona erecek gibi görünüyor. Bir kurumda çalışanlar o kurumun hafızasını oluşturur. Emekliye ayrılanlar sonrası bu durumun sürdürülememesi telafi edilemez bir duruma yol açabilir. Gerçi konuştuğum kişi, kamu kurumu tarafından yürütülen bu hizmetin outsourcing (dış hizmet alımı) yoluyla karşılanabileceğini söyledi. Yani yeni bir rant alanı oluşacak gibi görünüyor.
Aslolan bu hizmetin kurumun kendi elemanları tarafından yürütülmesidir. Oluşan kaynağın kamu kesimine aktarılmasıdır. Bu yolla 1 birime yapılan hizmet 5, 6 birime satın alınacak. Denizcilik sektöründe dolarla iş yapıldığı düşünülürse kolay yoldan birileri zengin olacak ya da zenginliğine zenginlik katacak. Konuştuğum kişi emekli olduktan sonra yabancı bir şirkette 5 bin dolara iş bulabileceğini hatırlattı. Ancak kendisinin böyle bir niyeti yokmuş.
Gelişmeleri takip edeceğiz. Bakalım neler olacak?
Kemal ASLAN