RADYO GÜNLERİMİZ VE AÇIK RADYO

0

RADYO GÜNLERİMİZ VE AÇIK RADYO

Sizi 90’lı yılların başına götüreyim; özel televizyonların birbiri ardına yayına başladığı yıllara… Batı ülkelerinin uzun yıllar önce yaşadığı çoklu radyo çılgınlığı ancak 90’lı yıllarda bizim topraklara ulaştı, şimdi ülkemizde yerel ulusal onlarca radyo var.

TRT’de muhabir olarak göreve başladığımda bizler için radyo haberciliği ilk plandaydı. ‘Olayların İçinden’ adı altında radyo programına haberlerimizin seçilmesi muhabirleri sevindirirdi, dinleyiciler bizim sesimizden haberleri alırlardı. Biz bu programa telefonla katılmaya ‘ses geçmek’ derdik.

Elimde yedi kilogramlık Nagra marka becerikli ses kayıt cihazlarıyla röportaj için, haberin sesini kaydetmek için çok koşturdum. Hatta Karadeniz’in açığında ‘ağlara takılan balıkların’ sesini alacağım derken, çok değerli teybi denize düşürecektim.

TRT radyo yayıncılığını bizim çalıştığımız yıllarda asla çöpe atmadı, muhabirler için hem radyo hem de TV için ayrı haber hazırlama söz konusuydu.

Özel TV ve Radyo dönemi Türkiye’nin medyasını kökünden değiştirdi, çok kıymetli TV habercileri, programcıları çıktı. Özel radyolar da yıldızlarını çıkardı, pek çok tanınmış sanatçı ve haberci adını radyolardan duyurdu.

Ancak bir radyo çok farklıydı… AÇIK RADYO…

Açık Radyo’nun farkı vardı, diğerlerine benzemiyordu.

Adı üzerinde, bu radyo her düşünceye açıktı. Kırmızı çizgisi sadece ırkçılık ve çevre düşmanlığıydı. Böyle olunca; bu farkın kimlere battığını sanırım anladınız.

Neredeyse 30 yaşına yaklaşan radyo farkından dolayı dünya çapında ödüller almıştı ama iktidarın iletişimi dizayn etme kutusu haline gelen RTÜK sonunda Açık Radyo’nun lisansını iptal etti.

KAİNATIN CILIZ SESLERİNE AÇIK RADYO

Açık Radyonun lisans iptali sonrasında yaptığı açıklamada şu kelimeler çok anlamlı…“Kainatın en cılız seslerine bile “Açık” olan, o sesleri duyan radyoyu…”

Yasakçı beyinlerin tüylerini diken diken eden işte budur. Ne demek, kainatın tüm sesleri… İstedikleri tek ses, tek adam falan… Tüm kanallarda aynı anda yayınlanan mitingler, basın açıklamaları, beyinleri tek sesle ve seçme görüntülerle yıkama faaliyeti; amaçları budur. Yaşananlar geniş medya yelpazesinin neredeyse yüzde 90’nına hakim olma olayıdır.

Açık Radyo ne yapıyordu da para cezaları, yayın durdurmalar yetmemiş, iş lisans iptaline kadar varmıştı?

Açık Radyo kar amacı gütmüyor, programlarının çok büyük bölümünü gönüllüler yapıyordu. Açık Radyo sayesinde neler öğrendik neler…

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN NE OLDUĞUNU BU FREKANSTAN ÖĞRENDİK

Radyo iki binli yılların başından beri iklim değişikliğin ne olduğunu, dünyayı ne hale getirdiğini anlattı durdu.

Yağmalanan kentleri, maden şirketlerine peşkeş çekilen Anadolu topraklarını, can çekişen ülke tarım ve hayvancılığının sorunlarını, gıdalar üzerinde sağlığımızı hiçe sayan katkı maddelerini, çarpıtılan tarihi gerçekleri Açık Radyo duyurdu.

İşte bu radyonun frekansından dalga dalga yayılan sesler, birilerinin kulaklarını tırmalıyordu.

Kuzey Ege’ye 100 milyar dolar fiyat biçen zihniyet, bu sesi susturmanın en iyi yol olacağını düşündü ve radyonun düğmesini kapattı.

Kazdağlarından, Akbelen ormanlarından yükselen doğanın sesini kısacaklarını sanıyorlar ama yanılıyorlar.

Gün Açık Radyo’ya sahip çıkma günüdür.

Halkın ve doğanın yanında olduğu söyleyen televizyonların bültenlerinde de açık radyoya açık destek verilmesini bekliyoruz.

Cengiz ERDİL