İrem Seval ÖCAL/ YAZAR (Dünyayı Aşure Kurtaracak) SÖYLEŞİ
“Kalemle yarattıklarının tadına ve farkına varınca yazmak da hayatının bir parçası hâline geliyor.”
‘Dünyayı Aşure Kurtaracak’ kitabının yazarı İrem Seval Öcal ile yazarlık serüvenini, öyküleri ve yeni projelerini konuştuk. İyi okumalar.
Söyleşime yazarlık kariyerinize nasıl başladınız diye başlayayım ve ekleyeyim; “Dünyayı Aşure Kurtaracak” adlı kitabınızın yazım süreci nasıl gelişti?
✒️Okumayı çok sevdiğimden çocukluk yıllarımda yazmaya da ilgili duymaya başladım. Lisede şiir yazmaya çalışıyordum. O zaman öğretmenlerim okulda düzenlenen yarışmalara katılmamı teşvik ederek beni daha da cesaretlendirdiler. Üniversitede alanım dışında olsa da edebiyat ve tarih hocaları yazdıklarımla ilgilenip devam etmem için yönlendirdiler. Üniversiteden sonra mümkün oldukça usta şair ve yazarlardan yaratıcı yazarlık dersleri aldım. Kısa bir süre editörlük eğitimi aldım. Bu süreçte yazma alıştırmalarından çok daha fazla okumaya ve okuduklarımı yazanın gözüyle incelemeye özen gösterdim. Kitabı oluşturacak öyküler de böyle ortaya çıkmaya başladı.
Kitabınızın ismi oldukça dikkat çekici. “Dünyayı Aşure Kurtaracak” ismini seçerken neyi ifade etmeyi amaçladınız?
✒️ Öykü duyuların metin üzerindeki etkisini çalışırken uzak doğudan gelen bir baharatın yaptığı bir çağrışım ile başladı. Yani çok uluslu baharat yolundan geçen bir öykü. Daha sonra Jale Sancak’ın yaratıcı yazarlık dersinde bu öyküyü konuştuğumuz sırada Sait Faik’in de Alemdağı’nda Var Bir Yılan adlı öyküsünde geçen, Dostoyevski’nin Budala’sında yer alan“Dünyayı güzellik kurtaracak” sözüne değindik. Jale hocanın ağzından birden espri olarak “Dünyayı Aşure Kurtaracak” sözü çıkınca önce öyküye bu ismi vermek aklımıza geldi. Sonra da öyküyü sevdiğimden dosyayı tamamladığımda kitaba da bu ismi verelim diye düşündüm.
Bir öykünün başlangıcı sizin için ne kadar önemlidir? Öykülerinizdeki olay örgüsünü nasıl oluşturuyorsunuz? Hikayelerinizi planlıyor musunuz yoksa yazarken mi gelişiyor?
✒️ Öncelikle röportajın başında da dediğim gibi her şeyin başı okumak. Okuduklarımdan aldığım ilham hayal gücümü de harekete geçirdiyse yazmak isteyebileceğim bir konuya değindiyse, yapacağım kurgu üzerine daha fazla okumak, araştırmak, incelemek, izlemek, dinlemek de olay örgüsünün gelişmesine oldukça katkı sağlıyor. Sürekli yazmayı planlıyorsanız bakış açınız kendinize kattıklarınızla gelişip zenginleşebiliyor.
Öykülerinizin sonlarını belirlerken hangi faktörleri göz önünde bulunduruyorsunuz? Okuyucuları şaşırtmak veya düşündürmek sizin için ne kadar önemli?
✒️ Okuyucu tarafında merak unsuru yazılan her türde yazının her aşamasında önemli. Yazılan öykü türüne, öykünün temasına göre zaman zaman okuyucuyu şaşırtmak, zaman zaman da düşündürmek gerekebilir. Merak uyandırıp beklenmedik sonla biten bir öykü okuyanı güzel bir tempoyla sürükleyip akılda kalıcı güzel bir iz bırakabilir. Toplumsal gerçekleri gülümseterek anlatan bir öykü yeri geldiğinde insanları düşündürebilir. Yazdığım öykünün türü ve temasına, devamında olay örgüsüne göre yazının akışı sonunu da belirliyor.
Yazma rutininiz nasıldır? Belirli bir yazma süreci veya ritüeliniz var mı?
✒️ Okuduğum kitaplar, izlediğim filmler ya da gezdiğim gördüğüm yerlerde aklıma gelen bir konu, bir hikâye, yazma isteğimi tetikleyebiliyor. Özellikle antik coğrafya ve tarih öncesi bana oldukça geniş bir seçenek ve malzeme sunuyor. Bu açıdan çok zengin bir ülkede yaşadığımızdan kıymetini de bilmeye çalışıyorum. Yazıyı kendimce zenginleştirecek kadar yazmak istediğim konuyu araştırdıktan sonra bir öykü de yavaş yavaş ortaya çıkmış oluyor. Bu duruma göre bir haftayı da bulabilir. Birkaç ayı da bulabilir. Kısa bir metni de defalarca gözden geçirmemiz, demlememiz, süzgeçten geçirmemiz sonunda okuyucuya en yalın fakat en güzel hâliyle sunmamız gerekiyor.
Bir yazar olarak kendinizi nasıl tanımlarsınız? Edebi kimliğinizin en belirgin özellikleri nelerdir? Bu soruma ilave olarak sizi tanıyabilir miyiz? Kimdir İrem Seval Öcal?
✒️ Hiç bitmeyen bir merak ve öğrenme isteğim var. O yüzden bana en iyi gelen şey okumak. Kendimi sürekli yenilemek, geliştirmek hayatta beni en çok mutlu eden şeylerden biri. Bir kurgu yazarken de heyecanını yitirmeyen çocuk yanımızla yeni bir dünya yaratıyoruz.
Yazdığınız bir öykü karakteriyle tanışma şansınız olsaydı, bu kim olurdu ve ona ne sormak isterdiniz?
✒️ Bambaşka evrenlerde, zaman ve mekanlarda yaşadıkları için Arna’nın Mimarı’ndaki Gergis ve Tetis’e Göç’teki Maya ile tanışmak isterdim.
Bir yazar olarak, modern teknolojinin yazarlık üzerindeki etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz? Sosyal medyanın yazma ve okuma alışkanlıklarını nasıl değiştirdiğini gözlemliyorsunuz?
✒️ Okumayı seven, bunu hayatının vazgeçilmez bir parçası hâline getiren insanlar için sosyal medyanın herhangi kötü bir etkisi olamaz. Modern teknolojinin iyi yanı kısa zamanda ihtiyaç duyduğumuz kadar veriye, bilgiye, görsele ulaşmamızı sağlaması. Aynı şekilde bunları belirli bir çalışma sürecinden sonra bunları edebi bir esere dönüştürüp daha fazla okura ulaştırmamızı imkân tanıması.
Yeni projelerinizden bahseder misiniz? Ufukta yeni bir kitap çalışması var mı?
✒️ Birkaç yıl çocuk edebiyatı üzerine de dersler aldım. Okumalar ve yazı alıştırmaları yaptım. Bu alanda da eser vermeyi çok isterim. Mümkün oldukça da çalışmaya ve yazmaya devam ediyorum.
Öykülerinizin yanı sıra deneyimli gazeteci ve habercilerin oluşturduğu Kent Ekranı isimli internet medyasına köşe de yazıyorsunuz. Nasıl karar verdiniz köşe yazmaya bahseder misiniz?
✒️ Çocukluğumdan beri gazeteci olmak, köşe yazısı yazmak hayalimdi. Özel sektörde dış ticaret uzmanı oldum. Bir gün Nurullah Kadirioğlu hocamız bana Kent Ekran’ında anlatılar yazabileceğimi söyleyince çok mutlu oldum. Deneyimli gazeteciler ve habercilerin arasında naçizane yazma imkanı bulmuş olmak büyük bir şans. Bunun için Nurullah Bey’e de tekrar tekrar teşekkür ederim. Zaman zaman ara vermek durumunda kalsam da Kent Ekran’ında olmanın da benim için ayrı bir yeri var.
Röportajlarımın klasik sorusudur. Size de sormak istiyorum. Elinizde sihirli bir değnek olsaydı ne yapmak isterdiniz?
✒️ Ben de kalemi hep “elimdeki sihirsiz değnek” olarak tanımlamıştım. Hatta ilk gençlik dönemimde bunun üzerine yazdığım bir şiir var. Kalemin gerçek gücü ve bütün dünyada neleri değiştirdiği üzerine. Bunun yanında yazma sürecinde tanıdığım insanlar, bulunduğum yerler, öğrendiklerimin bana birçok güzellik kattığını düşüyorum. Kalemle yarattıklarının tadına ve farkına varınca yazmak da hayatının bir parçası hâline geliyor. İşin bu tarafındaki sihir de beni oldukça mutlu ediyor. Verdiğiniz emek ve çaba sonucu ortaya çıkan çalışmaların getirdiği mutluluk da hayatınızda bir anlık bir sihirden çok daha kalıcı bir güzellik.