1924’ten 2024’e Paris Olimpiyatları…

0

1924’ten 2024’e Paris Olimpiyatları…

“1948’de Londra Olimpiyatı’nda Türkiye yarışmalarda dağıtılan altın madalyaların yarısını aldı…”

Türkiye’nin resmi olarak ilk kez 1924’te Paris’te katıldığı olimpiyatlarda 100 yıl sonra yine Paris’te umduğumuzu bulamadık.

Bu yıl 204 ülkenin katıldığı yarışmalarda Türkiye 3 gümüş ve 5 bronz olmak üzere 8 madalya aldı. 54’ü kadın 101 sporcumuzun katıldığı yarışmalarda 40 yıl aradan sonra yine altın madalya kazanamazken genel sıralamadaki yerimiz de 35’ten 64’e geriledi.

200’den fazla ülkenin 300 dolayında etkinlikte yarıştığı dünyanın en büyük spor organizasyonu olan olimpiyatların başlangıcı kayıtlara göre antik Yunan kabul edilir.

Aslında insanların düşmanla mücadele ederken ya da avlanırken gösterdiği davranışlar olan koşu, mızrak atma, dövüş gibi becerilerden ortaya çıkan spor olgusunun izlerine Mısır, Mezopotamya, Sümer gibi medeniyetlerden kalan  eserlerde de rastlanır.

-12 yüzyıl sürdü-

Antik Yunan’da başta tanrılar tanrısı  Zeus olmak üzere çeşitli tanrılar adına düzenlenen şenliklere dayanan olimpiyatlar M.Ö. 776’da başladı.  12 yüzyıl sürdü.

Yunanistan’ı alan ve Hristiyanlığı kabul eden Roma İmparatoru 1.Theodosius, M.S. 393’te pagan inancı olduğu gerekçesiyle olimpiyatları sona erdirdi.

Bu şenliklerin en çok ilgi çekeninin düzenlendiği yerleşim yeri olan  Olimpia’dan adını alan olimpiyatları 1500 yıl sonra Fransa yeniden hayata geçirdi ve tarihindeki yeri nedeniyle 1896’da Atina’da yeniden başladı.

-Türkiye 1924’te katıldı-

Türkiye’den sporcular kendi imkanlarıyla bireysel olarak daha önce olimpiyatlara katılabilse de ilk resmi katılım 1924’te Paris’te gerçekleşti.

Önce Selim Sırrı Tarcan’ın girişimiyle Türkiye Uluslararası Olimpiyat Komitesi kurularak Uluslararası Olimpiyat Komitesi üyeliği sağlandı.  Kurulan ilk Türk spor örgütü olan Türkiye İdman Cemiyeti’ne Ali Sami Yen ile Burhanettin Felek yönetici oldu. Yine Olimpiyat Komitesi Temsilcisi Selim Sırrı Tarcan başdanışmanlığa getirildi.

-İlanla sporcu ve sponsor arandı-

Paris’te yarışabilmek için Tarcan gazetelere ‘Sporseverler ve yardımseverler aranıyor’ diye ilanlar verdi. Eskişehir’de seçmeler yapılarak asker, öğrenci ve memurlardan adaylar belirlendi.

Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu dönemde ekonomik zorluklara rağmen Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü 17 bin lira ödenek çıkardı.  Spor teşkilatları için de yıllık 50  bin lira bütçe ayrıldı.

-Paris gezisi eleştirisi-

Bu destekler bazılarınca eleştirildi ve olimpiyatlara katılım ‘Paris gezisi’ diye yorumlandı.

Türkiye 44 ülkeden 3 bini aşkın sporcunun katıldığı Paris’e 40 erkek sporcuyla gitti.  Futbol, güreş,  atletizm başta olmak üzere halter, eskrim, bisiklet dallarında  yarışıldı. Türkiye umutlu olduğu atletizm dahil üstünlük gösteremeden dönse de katılım Türkiye’nin dünya tarafından tanınması açısından önemliydi.

Ölümünün ardından Fransız gazetesi L’Auto  Atatürk için “Dünya’da ilk kez beden eğitimini zorunlu kılan devlet adamı oldu. Yalnızca kağıt üzerinde nutuklarla değil uygulayarak yerine getirdi” diye yazdı.

-İniş çıkışlı başarılar- 

4 yıl sonra 1928 Amsterdam’da ilk kez güreş ve halterde en iyisi dördüncülük olmak üzere dereceye girildi. İlk kez olimpiyat onur kütüğüne sporcularımızın adları yazıldı.

1936’da Berlin’e ilk kez kadın sporcularımız da gitti.  Güreşte olmak üzere ilk madalya üçüncülükle geldi.

-Londra’da Türkler konuşuldu-

1948’de Londra Olimpiyatı’nda destan yazıldı. Atletizmde ilk kez dereceye girilerek üçüncü olmanın yanı sıra Türk güreşçiler 4 altın,  birer gümüş ve bronz madalyayla döndü.

Türkiye yarışmalarda dağıtılan altın madalyaların yarısını aldı.

Bu dönemde dillerde  ‘Bir Türk’ten kuvvetli ancak iki Türk vardır’ sözü dolaştı.

Güreşçilerimiz 1960 Roma Olimpiyatları’nda 4 altın,  2 gümüş madalya kazandı.

Bundan sonra başarılarımız düştü.

-Olimpiyat rekorları –

Ancak 28 yıl sonra Seul’de 1988’de Türkiye ilk olimpiyat rekortmenini çıkardı.  Bulgaristan’dan Türkiye’ye iltica eden Naim Süleymanoğlu bu ülkeye bir milyon dolar ödememizin ardından Seul’de Türkiye adına yarışabildi,   9 dünya ve 6 olimpiyat rekoru kırarak  ‘cep herkülü’  diye anılmaya başlandı.

-İlk kadın şampiyonumuz-

Kadınlarda ilk altın madalya 2004’te Atina’da geldi.  48 kilo haltercimiz Nurcan Taylan toplam 210 kilo kaldırarak ilk kadın olimpiyat şampiyonumuz oldu.

66 sporcuyla gittiğimiz Atina’da genel sıralamadaki yerimiz 22 idi.

-En son Tokyo başarısı-

Bundan 4 yıl önce 2020’de 18 dalda 108 sporcumuzla yarıştığımız Tokyo’da ise ikisi altın 13 madalya kazandık.

Böylece 12 madalya aldığımız 1948 Londra Olimpiyatları’nın da önüne geçtik.

Tokyo’da Mete Gazoz okçulukta, Busenaz Sürmeneli ve Buse Naz Çakıroğlu boksta altın ve gümüş madalyalar getirdi.

Yine Ferhat Arıcan üçüncülükle ilk kez cimnastikte, Yasemin Adar da kadınlar güreşte  ilk madalyayı ülkemize kazandırdı.

2012’de Londra’da 44 ve 2016 Rio’da   41 olan sıralamadaki yerimiz Tokyo’da 35’e yükseldi.

Bu yıl ise 18 dalda 101 sporcu ile 3 gümüş ve 5 bronz madalya aldık.  Hiç altın yok ve 29 basamak birden gerileyerek 64. olduk

Ancak gelecekteki umudumuzu korumamız için sebeplerimiz var.

Yardımcı ekipman kullanmadan, eli cebinde rahat görünümle yaptığı atışla gümüş madalya getirerek dünya çapında bir akım yaratan Yusuf Dikeç;

Olimpiyat tarihimizde yüzmede finalde yarışmaya hak kazanan ve beşinci olan 16 yaşındaki Kuzey Tunçelli;

Voleybolda yarı finale yükselen kızlarımız…

Bütün sporcularımız iyi ki varsınız.

Zeynep Nurten UZER/Gazeteci-Yazar

Zeynep Nurten UZER/kentekrani

Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 15 Ağustos 2024

Yazarın Tüm Yazıları