Vücudumuz bunu bize niye yapıyor: Neden yüzümüz kızarıyor?

0

Vücudumuz bunu bize niye yapıyor: Neden yüzümüz kızarıyor?

Övüldüğümüzde de utandığımızda da kızarabiliyoruz. Peki vücudumuz bunu neden yapıyor?

Kontrol edilemez ancak tahmin edilebilir, çok belirgin fakat açıklanamaz olan “kızarmak”, utandığımızda, küçük düşürüldüğümüzde ya da sadece çekingenleştiğimizde ıstırap verici olabilir.

Yapılan yeni bir araştırma, kızarmayı tetikleyen anahtarın, diğer insanların bizimle ilgili ne düşündüğüne dair bir takım bilişsel hesaplamalardan çok, açığa çıkma ya da görülme hissi ile artan kişisel farkındalık duygusu olduğunu ortaya koyuyor.

Bu araştırma sonuçlarının ortaya çıkmasında yardımcı olan 40 kişilik genç denek grubuna müteşekkiriz. Bu cesur yürekler, çalışmaya yardımcı olabilmek için MRI makinesinin içerisinde yatarken, kendi karaoke performanslarını izledi.

Ancak ne yazık ki kişisel farkındalık ile kızarma arasında daha fazla bağ bulunduğuna dair kanıtların ortaya çıkması, bunu engelleyebileceğimiz anlamına gelmiyor.

Charles Darwin de muhtemelen “kızarıyordu”

1872 yılında, muhtemelen kendisi de yerli yersiz kızarma sorunundan muzdarip olan Charles Darwin, kızarmayı şöyle tanımlamıştı: “insanların sahip olduğu tüm ifadeler arasında en tuhaf ve en insanca olanı.”

Ki, başka birinin kızardığınızı ima etmesi bile bu kırmızının 40 farklı tonunu yaşamanız için yeterli olabiliyor. Suçlu ya da suçsuz olsanız da, bir şeyle suçlanmanız da kızarmaya yetebiliyor.

Fizyolojik tepkiyi açıklamak son derece kolay: yüzünüze akın eden kan, yanaklarınızı kızartıyor, bazen kulaklarınız, boynunuz, göğsünüzün üst kısımları ve alnınız da bu kırmızı partiye katılmaya karar verebiliyor.

Vücudumuz bunu bize neden yapıyor: Neden kızarıyoruz?

Peki ama neden kızarıyoruz? İşte bu bulmacanın yanıtını hâlâ bulabilmiş değiliz. Sakarca bir hata sonrası duyulan utanç ya da küçük düşme duygusu kadar, hak ederek aldığımız bir övgü de ya da herkesin bizi gördüğü duygusu da buna yol açabiliyor.

İnsanlar, başkalarının kendileri hakkında ne düşündükleri için bir anda yargılandıklarını hissedip, endişeye kapılarak mı kızarıyor? Yoksa sadece düşünme fırsatımız olmadan önce bir anda ortaya çıkan istemsiz, duygusal bir yanıt mı?

2004 yılında yapılan bir araştırma, birisi şarkı söylerken ona yan taraftan gözlerini dikip bakan olunca, kızarmanın yüzün bir tarafında daha fazla olduğunu ortaya koydu. Fakat geçmişte yapılan bu çalışmaların çoğu, ki yukarıda bahsettiğimiz yeni çalışma için de bu durum geçerli, çok küçük çaplı olduğu için, güçlü bir sonuç çıkarmak mümkün değil.

Korkunun solgunluğunu bile çözümlesek de…

Psikolog Ray Crozier 2010 yılında İngiliz Psikoloji Derneği için yazdığı yazıda şu ifadeleri kullanmıştı: “Korkunun solgunluğu, kan akışının deriden iskelet kaslarına yeniden yönlendirilmesiyle açıklanabilirken, belirli türdeki sosyal durumlarda duyulan utanca neden yüz bölgesinde artan kan akışının eşlik ettiği daha bilinmeyen bir durumdur.”

Amsterdam Üniversitesi’nde psikoloji konusunda araştırma yapan Milica Nikolic ve meslektaşları, bu yeni çalışmayı gerçekleştirdi. Araştırmacılar, karaoke yapan gençlere kendilerinin şarkı söylerken videoları izletilerek, kızarma ile ilgili sorulara beyin taraması ile ışık tutmaya çalıştı.

Şaşırtıcı şekilde, utandırılan ya da kendi farkındalıkları artırılan insanların beyin hareketlerini haritalamaya yönelik çok az araştırma yapıldı. Bu araştırmalarda artan uyarılmaya dair fizyolojik işaretler görülse de, kızarmaya yönelik belirgin bir gösterge ortaya çıkmadı.

Nikolic ve arkadaşları, kadın gönüllülerin yanaklarının, kendilerini izlerken diğerlerine göre daha fazla ısındığını gördü.

Fonksiyonel MRI (fMRI) beyin taramaları ise çok daha fazla şeyi ortaya koydu. Bu taramalar, kızarmanın beyindeki duygusal uyarılma ve ilgi ile ilgili bölgeleri harekete geçirdiğini, fakat zihinselleştirme ile ilgili bölgelerin -hayal etme ya da kendiniz veya başkasının davranışını, düşüncelerini ya da amaçlarını düşünme- hiç harekete geçmediğini gösterdi.

Nikolic ve meslektaşları şu sonuca vardı: “Bu bulgular, kızarmanın doğasına dair teorik tartışmalara katkıda bulunurken, kızarmanın ortaya çıkması için yüksek seviyede sosyo-bilişsel işlemlerin gerekmeyebileceğini de ortaya koydu.”

Ancak ekip bu sonuçların “dikkatle ele alınması” uyarısında bulunuyor, zira zihinsel işlemlerle ilgili beyin hareket kalıpları, uyarılma, ilgi ve zihinselleştirme gibi karmaşık ve yaygın beyin hareketliliklerinden çok da ayrı değil.

Bu araştırmanın daha geniş ve daha kapsamlı denekler üzerinde tekrarlanıp tekrarlanmayacağını şimdilik bilmiyoruz.

Yani, size rahatsızlık verecek şekilde istemsizce kızarıyorsanız yapabileceğiniz pek bir şey bulunmuyor, ama belki bu araştırmanın ortaya koyduğu bilgileri, kızardığınız durumlarda çevrenizdekilere anlatıp, kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz.

Mashable, Science Alert haberinden Erinç Eröz Türkçeleştirdi