CHP’nin Yapması Gereken
CHP, 31 Mart 2024 seçimleri ile toplumun farklı kesimlerinden destek almayı başardı. Yerel seçimlerde adayların rolü, İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde yapılan çalışmaların etkisi de vardı. Ancak, yerel seçimlerde istek ve talepleri karşılanmayan emekliler ve çalışanlar siyasal iktidara yönelik hoşnutsuzluklarını CHP’ye oy vererek gösterdiler. CHP yüzde 37, 76 oy oranıyla uzun zaman sonra birinci parti olmuştu. Ak Parti ise ilk defa yüzde 35,48 oyla ikinci sıraya düşmüştü.
Metropoll Şirketi’nin yaptığı Nisan, Mayıs, Haziran 2024 dönemini kapsayan anket, CHP’nin birinci parti konumunu korumasına rağmen yerel seçimlerde aldığı oy oyanını koruyamadığını göstermektedir. Anketlere göre CHP son üç ayda yüzde 5’e yakın oy kaybetmiştir. Bugün seçim olsa alacağı oy yüzde 32.8’e inmiştir.
IMF’siz IMF politikalarının uygulandığı emeklilerin, çalışanların enflasyonun altında maaş ve ücret aldığı bir ortamda oy oranının varsayımsal olarak da olsa yükselmesi beklenir. Hele tarımsal ürünlerde (fındık, buğday) düşük taban fiyat verilmesi de dikkate alınınca oy oranın düşmesi değil artması beklenir. Bu süreçte CHP’nin neyi yapamadığını, ne yapması gerektiğini sorgulaması gerekir. Farklı toplumsal kesimlere neden hala ulaşılamadığı sorunu açığa kavuşturulmalıdır. Bunun için farklı toplumsal kesimlerin taleplerini dikkate alan, onların yaşamlarında dönüşüme yol açabilecek önerileri, çözümleri sunabilecek siyasal, ekonomik çözüm üretilmelidir.
Örneğin geleceksizlik yaşayan, imkânları olsa ülkeyi terk edece olan Z kuşağına ne önerilmektedir? Onların yaşamdan ne bekledikleri, hedefleri, bunların nasıl karşılanacağı konusunda ikna edici çalışmalar yapılmalıdır.
CHP, hoşnutsuzluklar temelinde siyaset yapmayı tercih edebilir. Bu bir süre karşılık bulsa da süreklilik sağlamaz. Eğer hedef iktidara gelmek ise, hoşnutsuz kesimlerin taleplerine kaynakları da gösterilerek çözüm üretilmelidir.
Çalışma hayatında giderek artan önemli bir sorun ücretlerin yarıdan fazlasının asgari ücret düzeyine düşürülmesidir. Bu yıllardır uygulanan Türkiye’yi ucuz emek deposu haline getiren bilinçli politikaların sonucudur. CHP bu alanda sadece asgari ücretin ne olmasına ilişkin öneride bulunmamalıdır. Toplumun yaşam standartlarını arttıracak, daha eşit ve adil gelir dağılımını sağlamak için neler yapacağını somut biçimde ortaya koymalıdır. Bu yapılmaması halinde toplumun farklı kesimlerinin CHP’ye bakışını değişeceğini ummak saflık olur.
CHP’nin oylarının düşmesinde İYİ Parti’den gelen oyların yeniden belirli ölçüde (yaklaşık yüzde 3,5 buçuk) bu partiye dönmesinin de etkisi vardır. İYİ Parti’de genel başkanlık değişiminin etkisi bunda rol oynamış olabilir.
AK Parti’nin de oyları da 31 Mart 2024 seçimlerine göre yaklaşık yüzde 2,7 oranında düşmesine rağmen hala yüzde 32, 80 civarındadır. Yaşanan ekonomik sıkıntılara rağmen küresel sermayenin desteği ile orta ve yoksul sınıfların aleyhine kararlar alan siyasal iktidar yine de güçlü desteğe sahiptir. Bu partinin oylarının yüzde 30’ların altına düşmesi halinde bu siyasal iktidarda çözülmenin başlayacağını öngörmek bir kehanet değildir.
Ancak, bunun için CHP’nin katılımcı demokrasi anlayışı çerçevesinde toplumun farklı kesimlerinin istek ve taleplerini dikkate alan bir siyasal program oluşturmalıdır. Bu “geçim mi seçim mi” ikilemine dayanan slogancı anlayışla gerçekleştirilemez. Siyasal iktidara gelmeyi hedefleyen parti şimdiden bu konuda çalışmaları başlatmalıdır. Yoksa “tarihi fırsat” yine kaçar.
’nin Gölge kabine kurmasını 28 Mayıs 2023 seçimleri sonrasında ilk kez dile getirmiştik. Gölge kabine siyasal iktidarın icraatlarını an be an izleyecek durumda olmalıdır. Hatta en az ayda bir kere CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in başkanlığında bir kere toplanmalıdır. Bu toplantıda ülkedeki iç ve dış siyasal gelişmeler ele alınmalı ve alternatif çözümler kamuoyuna sunulmalıdır. Böylece CHP’nin önerdiği çözümlerle siyasal iktidarın bir seçeneği olabileceği kamuoyu tarafından da benimsenmelidir.
Özellikle ekonomide yaşanan sıkıntılar dolayısıyla emekliler, çalışanlar, asgari ücretle geçinmeye çalışanlar zor günler yaşamaktadır. Enflasyonun altında yapılan maaş artışları, tarımsal ürünlere verilen beklentinin altındaki fiyatlar geniş toplumsal kesimleri umutsuzluğa, geleceğe dair beklentisizliğe itmektedir. Gölge kabinenin görevi de tam bu noktada başlamaktadır. Kaynakları nereden ve nasıl sağlanacağı somut biçimde ortaya konulan projelerle bu kesimlere yönelik çözüm önerileri kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
Muhalefetin, sadece siyasal iktidarın eylem ve söylemlerini eleştirmesi reaktif bir tutumdur. Bu, dünyanın her yerinde muhalefetin yapması gereken ilk şeydir. Ancak aslolan, siyasal çözümler üretmek ve gündem oluşturabilmektir.
Bunun için CHP’nin gölge bakanlarının kim olduğu kamuoyu tarafından tek tek bilinmelidir. Bu göle bakanlar toplumsal muhalefeti de yanlarına alabilmek için sendikalar, sivil toplum örgütleri, meslek odaları gibi kuruluşlarla işbirliği yapmalı ve katılımcı demokrasi anlayışı çerçevesinde alternatif çözümleri kamuoyuna sunmalıdır.
Örneğin eğitim politikası alanında uygulanan yeni müfredata karşı alternatifin ne olduğu açıklanmalıdır. Sadece bu yeni müfredatın ne anlama geldiği ve hangi sonuçlara yol açabileceği üzerinden siyaset yürütmek yeterli değildir. Bu alanda köklü, deneyimli sendikalar, dernekler mevcuttur. Onlarla işbirliği yapmak yeni seçenekler sunmak gerekir.
Benzer durum tarımsal politikalar konusunda da geçerlidir.
CHP’nin bunu yapabilmesi için asimetrik tek adam siyasetinden vazgeçmesi gerekir. Yani Özgür Özel, sadece kendini öne çıkarmamalıdır. Gerçi, kongreden bu yana genel başkanlık görevini yürütse de parti içindeki dengeler ve yerel yönetimde güçlü adayları olması onu zorlamaktadır. Genel başkanlıktan liderliğe dönüşümü sağlayamayan Özgür Özel, tek adam siyaseti ile partideki konumunu güçlendirmek ve öne çıkmak istemektedir. Halbuki demokrasiden yana olan bir partinin başkanı karşı olduğu siyasetin aktörleri gibi davranmamalıdır. Bu durum sanırım siyaset anlayışının ne kadar dar ve benzer biçimde yürütüldüğünü göstermektedir.
Bu yoldan çıkmanın yolu gölge kabinenin işlevlerini en kısa zamanda kamuoyuna göstermesidir. Böylece CHP parti olarak somut projeleri gerçekleştirebilecek bir konumda olduğunu da ortaya koyacaktır. İktidara giden yol da buradan geçmektedir.
Kemal ASLAN/Gazeteci-Yazar