FAŞİZM…
“Kişisel mutluluğa giden yol, diğerlerinin acılarının üzerine döşenmiştir.”
Neruda
Çağdaş insan, kolektif düşünce ve eylem kapasitesine sahiptir.
Yağma ve tarım kültüründen sonra teknoloji ve bilişim kültürüne ulaşmak, insanlık tarihinin binlerce yılını almış, bu geçiş dönemleri büyük savaşlara, inanç değişikliklerine ve büyük acılara neden olmuştur.
MİT’ler olağanüstü ve hayal ürünüdür. Ne var ki, kitleleri çoğu zaman olumsuz etkilemiş, bunda da çok başarılı olmuşlardır.
Yükselişi ve aldığı destek; mutlak bir surette ve bir otorite etrafında koşulsuz toplanma sayesinde olmuştur. Akıl dışı bir ortamda kine ve nefrete dayalı bir iklim yaratılmış, evrensel tüm değerler reddedilerek aşağılanmıştır.
Akılcıl değil, ampiriktir. Yeni bir insan tipinin yaratılarak hedeflenen ideal(!) şablona ulaşmak hedeflenmiştir. Bir savaş sonrası kurulmuş, ikinci büyük savaşın nedeni olmuştur.
Disiplin yoluyla elde edilen güç, kimi zaman öyle algı yöntemleri uygulamıştır ki, fiziksel baskı ve şiddet bunun yanında çok masum kalmıştır.
Yaratıcısı, ekonomik krizdir(1929) ve egemen güçlerin çalışan kesimler üzerindeki hak ihlalidir.
Emekçilerin kazanımları üzerinden gerçekleşen servet transferidir.
Siyasal bir rejim mi, siyasal bir ideoloji mi olduğu tartışılan ve birbirinden ayrı düşünülmemesi gereken bu sistemin adı, FAŞİZM ’dir.
Eşitliğe karşıdır. Otoriteyi önceleyerek devleti yüceltir, kapitalizmin siyasal formasyonu içindedir.
Sihirli ve etkili bir yüzü vardır.
Konuşma yasağından çok, istenileni söyleme mecburiyetidir.
Bir nevi devlet terörüdür.
Simgesi, güç ve otoriteyi temsil eden ve ucunda bir balta bulunan çubuk demetidir.
Ne ürkütücü bir sembol!
Algısı çok başarılı, olgusu ise felakettir…
Ron Jones tarih öğretmenidir.
1967 yılında California Palo Alto lisesinde halkların beyinlerinin nasıl yıkandığını öğrencileri üzerinde denemek ister. Konu, Nazi Almanya’sını anlamlandırmak ve soykırımın nasıl gerçekleştirildiğine ulaşmaktır. Amaç, katı disiplin yoluyla güce ulaşmak, her gün farklı algılarla Nazi olmanın ne kadar da kolay olduğunu göstermektir.
Sert kural ve söylemlerle askeri bir disiplin sağlanmış, öğrencilerin kendi özgürlükleri, yine kendi iradeleriyle manipüle edilmiştir.
Okuldan kovulmasına neden olsa da sonuçlarını kendisi de öngörememiştir.
1981 yapımı The Wave (Dalga) filminin konusu, kısaca yukarıda anlatılanlardır.
Günümüz dünyasında FAŞİZM MİT’inin insanlık onurunu hiçe sayan algılarla tekrar yeşerdiğini görmek, insanlık tarihinin en büyük ayıbıdır.
Son söz; Nazım öldüğünde ’’Nereye gittin kardeşim, şimdi biz kimden ışık alacağız ’’ diyen Pablo Neruda’dan olsun…
’’Kendime bir yol seçecektim, bu yolu İspanya’nın yaşadığı en kötü günlerde seçtim ve hiçbir zaman pişman olmadım.’’
Yol göstericilere saygı, faşizme lanetle…
Saygı, sevgi ve inançla,
Kemal YALNIZ
Kemal YALNIZ/kentekrani
Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız
www.kentekrani.com 14 Temmuz 2024