Fransa’da aşırı sağ iktidar beklentisiyle seçim gününü beklerken Birleşik Krallık’ta merkez sol bu gece ezici zafer ilan etme umudunda.

0

Fransa’da aşırı sağ iktidar beklentisiyle seçim gününü beklerken Birleşik Krallık’ta merkez sol bu gece ezici zafer ilan etme umudunda.

Fransa’da 7 Temmuz Pazar günü milletvekili seçimlerinin ikinci turu yapılacak.

İlk turda aşırı sağ Ulusal Birlik %33 oyla birinci parti olmuş, sol ittifak %28’le ikinciliği elde etmiş, ciddi bir “kumar oynayarak” ülkeyi seçime götüren Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un bloku ise %20 oyla üçüncü sırada yer almıştı.

Fransa’daki seçim sistemine göre, Ulusal Meclis’teki sandalye dağılımı ikinci turda belli oluyor. Aşırı sağ dışındaki ittifaklar veya bloklar ikinci tur için Ulusal Birlik’e karşı cephe oluşturamadı. Aşırı sağ 577 sandalyeli mecliste mutlak çoğunluğu dolayısıyla da hükümeti kurmayı bekliyor.

Manş Denizi’nin öteki yakasıysa siyasi olarak tersine bir gelişmeye gebe.

Birleşik Krallık’ta Başbakan Rishi Sunak’ın aldığı kararla ülke erken seçime gitti ve seçmen bugün oy kullanıyor.

Seçimden önce yapılan anketlerde merkez sol İşçi Partisi, halen iktidardaki Muhafazakar Parti’den 15-20 puan önde görünüyordu. Britanyalıların “toprak kayması” diye tanımladıkları bir sonuç çıkarsa İşçi Partisi’nin 650 üyeli Avam Kamarası’nda 484 sandalye kazanması öngörülüyor. Böylesine bir öngörü İşçi Partisi lideri Keir Starmer’ın seleflerinden Tony Blair’in 1997’deki ezici zaferinden de öte bir sonuca işaret ediyor. Tony Blair liderliğinde İşçi Partisi o seçimde 418 sandalye elde etmişti.

Fransa’da Macron gibi Rishi Sunak da seçimi öne aldığına pişman. Partisi 14 yıldır iktidarda olan Sunak, kampanyası sırasında 5’inci zafer umutları gündeme getirmek yerine Avam Kamarası’nda rakipsiz bir İşçi Partisi’nin ezici çoğunluğu konusunda uyarılara yönelmişti.

Birleşik Krallık’ta Başta sağlık sistemi olmak üzere ülkede kamu hizmetleri çok aksıyor ve hayat standartlarında da ciddi düşüşler gözleniyor. Ayrıca Muhafazakar Parti’nin son 8 yılda 5 başbakanla geçen çalkantılı döneminin bu tabloda etkili olduğu belirtiliyor.

Zaten ana muhalefet İşçi Partisi de bu durumlara odaklanan “değişim” mesajlı bir seçim kampanyası yürütmüştü.