📽️ Ti̇yatronun di̇ji̇talleşen “çi̇rki̇n” yüzü.

0

📽️ Ti̇yatronun di̇ji̇talleşen “çi̇rki̇n” yüzü.

Firuze Engin’in kaleme aldığı ve Güray Dinçol’un yönettiği Çirkin, Türkiye’nin ilk “immersive” (kapsayıcı) tiyatro oyunu olarak seyirci karşısına çıktı. Oyunun başrollerinde Nihal Yalçın ve Onur Berk Arslanoğlu var. Oyunun konusunu “çirkin” olarak damgalanmış Şiva ve onunla birlikte lanetlenerek ölümsüzlüğe mahkum edilen bir tavuğun hikayesi oluşturur. 

Geleneksel anlatı tiyatrosunun sınırlarını zorlayarak izleyicileri mekanın etkileyici atmosferiyle karşılayan Çirkin, Anadolu’nun anlatı kültüründen ilham alındığı hissinden ziyade uzak doğu hikayelerini çağrıştırır. Hint mistisizmini çağrıştıran adıyla Şiva, toplum tarafından dışlanmış bir kadın olarak karşımıza çıkar. Yaptığı kötülükler yüzünden lanetlenerek ölümsüzlüğe mahkum edilir. Ona eşlik eden bir tavuk vardır. Fantastik ve mistik bir maceranın içinde gelişen oyunun merkezinde Şiva’nın çocukluktan itibaren başına gelenleri anlattığı hikayeler vardır. Şiva ve tavuk, ölümsüzlüklerinin getirdiği ağır yükü taşırken, birbirlerine karşı da bir çatışma içindedirler. Şiva’nın çirkin bedeni nedeniyle arzuladığı takdiri görememesi, ön yargılar ve öteki olma kavramları oyunun fantastik kurgusunda, oyunu gerçeğe yakınlaştıran öğeler olmaktadır.

Oyuna özgü mekanın dijital enstalasyonla, adeta dijital bir dünya oluşturması, izleyiciyi bir sinema filminin içinde hissettirir. İzleyiciler, sıra dışı sahne tasarımı ve interaktif unsurlar sayesinde kendilerini oyunun içinde bulurlar. Bu noktada tiyatro ve teknolojinin kesişim noktasında yeni bir alan açılmakta ve izleyicilere alışılagelmişin dışında bir deneyim vaat edilmektedir. Oyun, izleyicileri sadece bir hikayenin değil, aynı zamanda bir sanat eserinin de parçası haline getirerek, tiyatro deneyimini yeniden tanımlar. Bu tür yenilikçi çalışmalar, tiyatronun gelecekte evrileceği form hakkında fragman sunar niteliktedir.

Oyun, Türkiye’nin eski sinema salonlarından biri olan Hope Alkazar’da sergileniyor. Mekana özgü tasarımla izleyiciyi karşılayan oyun, dijital destekle oyunu masalsı bir atmosfere sürüklemektedir. Oyun, geleneksel tiyatro sanatını dijital aktörlerle birleştirerek, sahne sanatlarına yeni bir bakış açısı kazandırır. Işık tasarımlarıyla duvarlarda yansıyan karakterler, oyuna dijital anlatı gözüyle de bakılmasını sağlayabilir. Dijital enstalasyonların yoğun kullanımı, oyunun temel hikayesinden dikkati dağıtabilir ve bazı izleyiciler için görseller aşırı yükleme yaratabilir. Oyunun kapsayıcı doğası, geleneksel tiyatro anlayışını tercih eden izleyiciler için yabancı ve hatta rahatsız edici olabilir. Yine de “Çirkin” oyunu, tiyatro sanatının sınırlarını genişletmeye çalışan yenilikçi bir adım olarak görünmektedir.

Konu olarak masalları andıran oyunun, Anadolu’daki anlatılara yakınlığına istinaden kültürel olarak “öz”den beslenmek yerine Hint masallarını andıran adlandırmalarla yapılandırılmasını özel bir neden yoksa kompleks olarak görüyorum. Toplumsal olarak yabancı olana duyulan hayranlık ve kendinden olanı küçümseme dürtüsünün uzantıları asırlardır toplumun bilinçaltında yer edinmekte. Kendi kültürel öğelerinden beslenildiği takdirde tüm büyünün kaçıp gideceğine inanıyor olmalılar. Dolayısıyla, ön yargıları sorgulayan, öteki olma kavramını masalsı bir evrende, eleştirel bir bakışla işleyen oyun, aslında esinlendiği geleneği ötekileştirmektedir.

Yönetmenin ilgilendiği fiziksel tiyatro, clown ve doğaçlama gibi oyunculuğa dair çalışmaların etkileri sergilenen performansta da etkileyici biçimde görülmektedir. Onur Berk Arslanoğlu’nun bu iş için epey bir ter döktüğünü söylemek yerinde olur.

Özetle “Çirkin” oyunu, tiyatro sanatının geleceğine dair yenilikçi bir örnek teşkil etmektedir. Geleneksel ve teknolojik unsurları bir araya getiren bu eser, izleyicilere sadece bir hikaye sunmakla kalmıyor, aynı zamanda onları sinematografik bir hikayenin bir parçası yaparak, tiyatro deneyimini teknolojik bir boyuta taşıyor. Gelecekte tiyatro ve oyunculuğun metamorfoza uğrayacağının kanıtı ve bir prototip olarak bu oyun karşımızda duruyor.

Hatice GÖRGEÇ/Tiyatro Eğitmeni

Hatice GÖRGEÇ/kentekrani

Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 2 Temmuz 2024

Yazarın Tüm Yazıları