CHP’nin Yapması Gerekenler
CHP’nin merkeze kayması, siyasi iktidara bir seçenek olabilmesi ve toplumun beklentilerini karşılaması açısından gerekli görülebilir. Her siyasi partinin öncelikleri ve tercihleri vardır. Bu öncelikler ve tercihler doğrultusunda politika oluştururlar. Bu açıdan CHP’nin Türkiye İttifakı olarak adlandırılan kesimlere yönelik (sosyal demokrat, milliyetçi demokrat, muhafazakâr demokrat ve Kürt demokratlar ile liberal demokrat politikalarını somutlaştırmalıdır. Onların isteklerini, taleplerini ortaklaştırmalıdır. Bunu gerçekleştirmek için CHP hem program hem de tüzüğünde değişiklik yapmalıdır. Aksi takdirde bu kesimlerin yanı sıra hoşnutsuz ve küskün kesimlerin de desteği ile geldiği konumu sürdürmesi mümkün değildir. CHP, uzun yıllardır (1975) ilk defa toplumun farklı kesimlerine ulaşabilmiştir. Bu kesimlerle bağlantısını sürdürmesi ve onların desteğini alabilmesi için bu kesimlerin istek ve taleplerine yanıt verecek politikaları somutlaştırmalıdır.
Bunun ilk adımını CHP Genel Başkanı Özel’in kurduklarını açıkladığı gölge kabinin kimlerden oluştuğu ve ne yaptığını kamuoyuna açıklaması olacaktır. Gölge kabine kamuoyuna CHP’nin var olan sorunlara nasıl çözüm ürettiğini göstereceğinden CHP’nin ne yapmak istediğini farklı kesimler tarafından da görünür hale gelecektir. Gölge kabine siyasi iktidarı ve icraatlarını adım adım izler, değerlendirir ve kendi çözümlerini kamuoyuyla paylaşır. Kamuoyu bu süre içinde gölge kabinedekilerin yetenek, becerilerini, sorunlara yaklaşımını ve çözümlerini öğrenir. Bu bir anlamda CHP’nin siyasi iktidara bir seçenek olup olmadığını da gösterir. CHP’ye yönelik yapılan propagandalar “bunlar iş bilmez, üç koyunu güdemez vb.) geçersiz hale gelir.
Siyasi iktidarın önümüzdeki iki yıl IMF’siz IMF politikaları uygulayacağı belli olmuştur. Bu çalışanların, emeklilerin, çiftçinin, esnafın daha da zor günler geçireceği; yoksullaşacağı, daha az tüketeceği anlamına gelmektedir. Bu süreç CHP’ye siyasal alanda muhalefeti genişletmesi izin yeni ve geniş bir zemin yaratmaktadır. CHP’nin mağdur ve hoşnutsuz kesimlere yönelik somut bir program oluşturması, bu kesimlerle birlikte alanlara çıkması, CHP’nin iktidara yürümesi açısından belirleyici önemdedir.
CHP, yerel seçimlerde en büyük desteği emeklilerden aldı. Bu kesimler, geçinmekte, yaşamlarını sürdürmekte zorlanmaktadır. Bir anlamda emekliler ekonomik dışlanma yaşamaktadır. En düşük emekli maaşı 10 bin lira ile geçinmek yüzde 70’leri aşan enflasyon koşullarında giderek zorlaşmaktadır. Emekliler daha az tüketmekte, hayatın içinde daha az yer alabilmektedirler. Siyasi iktidar Temmuz ayında asgari ücretlilere zam yapmayacağını açıkladı. Asgari ücretlilerin de maaşları enflasyon koşullarında yarıdan fazla eridi. 2003 yılında emeklilerin maaşı neredeyse asgari ücretlilerin 1,5 katıydı. Şimdi bu oran 0,66 civarında. Yani emekli maaşı asgari ücrete göre 2,2 oranında düşmüştür. Bu Marx’ın görece yoksullaşma dediği bir süreçtir. Üstelik siyasi iktidarın tercihi de emeklilerin ücretinin düşürülmesi yönünde olmuştur. Yani emekliler hem ekonomik koşullar (enflasyon, fiyat artışı, ücretlerin baskılanması vb.) gereği hem de siyasi iktidarın öncelikleri ve tercihi doğrultusunda yoksullaşma süreci yaşamaktadır. Son 15 yılda emeklilerin sayısının artmasına rağmen milli gelirden aldıkları pay yarı yarıya azalmıştır.
CHP bu kesimlere yönelik tutumunu netleştirmeye başlamıştır. Ankara’da yapılan “Büyük Emekli Mitingi” bunun ilk adımıdır. CHP toplumun mağdur kesimleriyle bağlarını güçlendirmesi için bu kesimlerle Türkiye’nin her yerinde görünürlük oluşturmalıdır. Ankara’daki miting bunun ilk adımı olarak görülmelidir. CHP’nin bu mitingde farklı emekli sendikalarının temsilcilerine yani bu alanda mağduriyet yaşayan, örgütlü bileşenlere yer vermesi, onları dikkate alması yeni bir yöneliş olarak görülmelidir. Bu yönelişin sürekli olması, CHP’nin onların taleplerini siyasi program haline getirip kamuoyuyla paylaşması ile olur. Özgür Özel’de Ankara mitinginde iktidara geldikleri ilk 100 günde emeklilerin mağduriyetlerini giderecek yasal düzenlemeleri yapacaklarını açıklaması olumlu bir gelişmedir. Özel’in emeklilerin maaşlarının önce asgari ücrete eşitleneceğini iki yıl sonra da asgari ücretin 1,5 katına çıkarılacağını açıklaması bu alandaki mağduriyetlere yönelik beklentileri karşılama iradesini göstermektedir.
Emekliler nitelendirmesi bunların sanki tek bir kategori gibi oldukları algısı yaratsa da farklı koşullarda emekli olan kesimler bulunmaktadır. Üstelik bu kesimlerin de farklı talepleri vardır. Ayrıca emeklilik bekleyenler, EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) yasasından bir gün ya da bir hafta nedeniyle yararlanamayanlar, çıraklar ve staj mağdurları da bulunmaktadır. CHP, hem çalışanların hem emeklilerin örgütlü temsilcileri ile bir araya gelip onların talep ve isteklerini ortaklaştırmalıdır. Bu konuda deneyimli akademisyenlerle de görüşmelidir. Bu çalışmalar CHP’nin farklı toplumsal kesimlerle bağ kurmasını sağlayacak ve katılımcı demokrasinin yerleşmesi yönünde umutları yeşertecektir.
Kemal ASLAN/Gazeteci-Yazar