Çağdaş bütün anayasalar hukuk devleti idealine erişmeyi amaçlar.
Her anayasa toplum ve bireyi anayasanın niteliklerine göre tasarlar.
Yönetmenin ve yönetilmenin normlarını belirlerken siyasi sisteme ait ilke ve kuralları tespit eder.
Bu kurallar; yasama, yürütme ve yargı organları ile idari makamları, kişi ve kuruluşları bağlayan temel hukuk ilkeleridir.
İnsanlık tarihi, anayasaların temeli olan Magna Carta’dan bu yana ’’ADALET’’ kavramının içini doldurmaya çalışıyor. Tam sekiz yüz yıldır.
Oysa biz bunu başarmıştık…
1961 Anayasası’na göre devletin bütün faaliyet ve işlemleri yargı denetimine tabi idi.
İdarenin tüm eylem ve işlemlerine karşı idare mahkemelerine, parlamentonun koyduğu kanunlara karşı Anayasa Mahkemesi’ne başvurma hakkı vardı.
Yüksek Mahkeme, kanunları sadece lafzı ile değil, aynı zamanda ruhu ve amaçlarına uygunluğu açısından da denetliyordu.
1961 Anayasa’sı popüler söylemler yerine, evrensel değerleri önceliyor, popülizmin insan haklarını yok saymasına izin vermiyordu.
Ne yazık ki, 1982 yılında kabul edilen ve bugüne kadar 30’u aynı maddelerde olmak üzere 134 hükmü değiştirilen anayasayı bile savunur vaziyetteyiz.
Değiştirilen yasaların evrensel hukuk kurallarına uygunluğuna hiç girmeden, sadece değiştirilen yasalarla oluşturulmak istenen düzene de uyum sağlayamadık.
Her şey öyle bir hızla oldu ki, bugün yaşadıklarımız dünkü şaşkınlığımıza tur bindirdi.
Şimdilerde ülke gündeminde yeni anayasa tartışmaları var.
Çok büyük hedefleri de var. Sivil, katılımcı, kapsayıcı ve demokrat!
Bundan 216 yıl evvel 29 Eylül 1808’de Osmanlı padişahı 2.Mahmut ile Anadolu ve Rumeli ayanları arasında İstanbul’da bir belge imzalanır.
Her ne kadar ömrü iki ay da olsa Osmanlı’da anayasal (!) sürecin başlangıcı sayılır.
Belgenin adı; Senedi İttifaktır.
Halkın katılımı yoktur.
Padişahın egemenliği mutlaktır.
Ayanların güçlü olması esastır.
Ayanlar, padişahın mutlak vekili olarak sadrazamlardan gelen emir ve yasaklara uymak zorundadırlar.
Ayanlar; zengin, nüfuslu, söz sahibi, toplumun ileri gelenleridir.
Ve her türlü ihanete karşı koyacaklardır.
Belge, teorik devlet yapısına uygun bir biçimde Allah ve Hz. Muhammed üzerine yemine dayanır.
Bu yüzyılda Senedi İttifak taraftarı var mıdır sorusuna net cevap veremiyorum.
Oysa…
Anayasalar; tesis etmek, kurmak, oluşturmak anlamına gelir.
Üstün kuralların tamamıdır ve bu kurallar, temel hak ve özgürlükleri belirler.
Ve devlet; toplumun siyasal örgütleniş biçimidir. Bireyden ayrı düşünülemez.
Oluşumu için en üst düzeyde katılım esastır.
Saygı, sevgi ve inançla,
Kemal Yalnız