Mario Levi’nin sanatsal ve felsefi diyaloglarından doğan “Tekil-Çoğul Mario Levi” sergisi, Ankara’da açıldı
Küratör Süreyya Su’nun rehberliğinde düzenlenen sergi, Levi’nin kimlik ve dil üzerinden şekillenen derin entelektüel mirasını ve Songül Canerik’in bu mirasa tuval üzerinde verdiği cevapları sergiliyor. .
Serginin merkezinde, Levi’nin “Benim ait olduğum vatan Türkçedir. Çünkü ben ancak orada gerçek anlamda var olduğumu hissedebiliyorum,” şeklindeki sözleri yatıyor.
Bu ifade, tekillik ve çoğulluk kavramlarının, azınlık bir yazarın perspektifinden, dilin sınırları içinde nasıl iç içe geçtiğini ortaya koyuyor.
Jean-Luc Nancy’nin felsefesinde önemli bir yer tutan “ile olmak” — ortaklık ve kolektif var oluş — bu serginin temel taşlarını oluşturuyor.
Sergide, Canerik’in tuvalleri, Levi’nin “İstanbul Bir Masaldı” romanından alınan karakterler ve hikâyelerle bezeli, zengin bir görsel şölen sunuyor.
Bu eserler, Levi’nin metinlerindeki dilin ruhunu ve İstanbul’un çok katmanlı kimliğini görsel bir dile çeviriyor.
Sergi, dil, kimlik ve aidiyet gibi kavramların sanatsal ifadesini araştıran herkes için kaçırılmaması gereken bir fırsat yaratıyor.
Sergi, Mario Levi ve Songül Canerik’in sanatsal üretimlerindeki derin duygusal ve entelektüel katmanları da ortaya çıkarıyor.
Ankara/Çankaya Fırça Sanat Galerisi’nde açılan sergi 29 Mayıs’a kadar devam edecek.
Türk yazar, gazeteci, öğretmen, iletişim eğitmeni ve İstanbul sevdalısı Mario Levi Ocak ayında hayatını kaybetmişti.