İstanbul’da Bulgur Palas (Habib Bey Konağı) kültür merkezi olarak kente kazandırıldı.
İstanbul’un tarihi simgelerinden Bulgur Palas (Habib Bey Konağı)
İBB iştiraklerinin girişimiyle restore edildi.
Bulgur Palas, kültür, sanat ve yaşam alanı olarak yeniden hayata geçirildi.
Dünyaca ünlü fotoğraf ajansı Magnum Photos ile İBB’nin işbirliğiyle Bulgur Palas, Magnum’un 77. yıl özel sergisi “Magnum İstanbul’da” ile yarın kapılarını açıyor.
Bulgur Palas, İstanbul’un yedinci tepesinden şehri izleyen eşsiz konumuyla ve tarihi dokusuyla ön plana çıkıyor.
Cerrahpaşa’da yer alan görkemli Habib Bey Konağı, uzun yıllar banka arşivi olarak kullanıldı.
Tarihi Yarımada’yı, Marmara Denizi’ni, Üsküdar ve Kız Kulesi’nden Adalar’a kadar İstanbul’u göz alabildiğine gören konağın hikayesi 1912’de başlıyor.
Konak, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin önemli isimlerinden Bolu Milletvekili Mehmet Habib Bey tarafından Osmanlı vatandaşı Levanten mimar Giulio Mongeri’ye yaptırıldı.
Bulgur, arpa ve buğday gibi hububatın ticaretini yapan Habib Bey, parti üyelerine sağlanan vagon kiralama ayrıcalığıyla hatırı sayılır kazanç elde etti. Bu dönemde “Bulgur Kralı Habib Bey” olarak anılmaya başlayarak, İstanbul’un yedi tepesinden biri olan Cerrahpaşa’da arazi satın aldı.
Kendi adına yaptıracağı konak için 1912’de Levanten mimar Mongeri ile anlaştı.
Mütareke döneminde İtilaf Devletleri’nin talebi doğrultusunda İttihatçı olması dolayısıyla 10 Mart 1919’da tutuklanan Mehmet Habib Bey hapsedildi, sonrasında ise Malta’ya sürgün edildi.
Sürgün dönüşü konağın inşaatına devam eden Habib Bey, bazı malzemelerini yurt dışından getirtti.
Konağın tamamlanmasını göremeden hayatını kaybetti.
Bu görkemli yapı halk arasında “Bulgur Palas”, sahibinin ismi de “Bulgur Palas Habib Bey” olarak anıldı.